Is that all you think about Çeviri Türkçe
226 parallel translation
" Is that all you think about, Kid?
Viski mi? " dedi. O zamanlar içki problemim vardı.
Come on, Sonny, is that all you think about?
Sen başka şey düşünmez misin?
Is that all you think about?
Düşündüğün tüm şey bu mu?
Is that all you think about?
Tüm düşündüğünüz bu mu?
Is that all you think about?
Tüm düşündüğün bu mu?
Is that all you think about?
Senin bütün derdin bu mu?
Is that all you think about?
Sadece parayı mı düşünürsünüz siz?
- Is that all you think about, food?
- Tek düşündüğün şey yemek mi? - Bunu dene.
Is that all you think about?
Tek düşündüğün bu mu?
- God, Xander, is that all you think about?
Xander! Tek düşündüğün bu mu?
Is that all you Danahers think about?
Danaher'lerin tek düşündüğü şey para mı?
Is that all you will think about, even when you're eating?
Yemek yerken bile aklın bunlarda mı?
That's all you French girls ever think about.
İş, iş, iş! Bütün Fransız kızları sadece bunu düşünüyor.
The firing pin has been modified, so that all you have to do is think about shooting.
Topları yenilendi, tek yapman gereken ateş etmeye karar vermek.
- Is that all you ever think about?
Max, tek düşündüğün seks midir?
Is that all you ever think about?
Tek düşündüğün bu mu?
All you think about is that damn lab!
Tüm gün o lanet laboratuvarda seni düşünüyorum!
Is that all you ever think about, Iris?
Tek düşündüğün şey bu mu, İris?
You know all this time that I've been away these ten years whenever I think of something, or talk about something the first thing I do is imagine it in print
Biliyor musun? Uzakta olduğum bunca zaman boyunca... yani tam olarak 10 yıl boyunca... ne zaman bir şey düşünsem ya da bir şey hakkında konuşsam... yaptığım ilk şey, onu basılmış halde düşlemektir.
And all you grave robbers think about is that he's a hit.
Ve sizin gibi çapulcular onun bir yıldız olduğunu düşünüyor.
- That is all you ever think about.
- Bütün düşündüğünüz bu.
- Is that all you can think about?
- Düşünebildiğin tek şey bu mu?
Now, if you don't think that's a serious business... tell me about it when your house is burning, we can't get the pump out... and the road's all blocked because of a nigger's car.
Eğer bunu ciddiye almıyorsan o zaman... bir zencinin arabası yüzünden yol kapandığı için... evin yanarken, pompayı dışarı çıkaramadığımızı düşün bir de.
Is that all you ever think about?
Tek düşünebildiğin şey bu mu?
Is that all you ever think about?
Bildiğiniz tek şey bu mu?
All I ask is that you think about what I'm saying.
Sadece söylediklerimi düşünmeni istiyorum.
You know, that is all men think about.
Erkeklerin aklı fikri bunda.
That's all you think about, is boxes.
Tek düşündüğünüz kutular olur.
Is that what you think this is all about?
Her şeyin sadece bu olduğunu mu düşünüyorsun?
Is that all you can think about, killing?
Aklına gelen tek şey bu mu? Öldürmek.
He's stuck with his interviews, he's stuck with his autograph, he has to do whatever his manager tells him to do, you know? He's not free. He's just part of the machine, and if you think about it, freedom's all that there really is.
Röportaj vermek zorunda, imza dağıtmak zorunda, menajeri ne derse yapmak zorunda.
Is that all you men think about?
Siz erkekler başka bir şey düşünmez misiniz?
Is that all you ever think about?
Bütün düşündüğün bu mu?
How come all I can think about is putting that ice in my mouth and licking you all over?
Nasıl oluyor da aklımdan geçirebildiğim tek şey bu buzu ağzıma koyup tüm vücudunu yalamak olabiliyor?
is that all you can think about?
Tek düşündüğün oynaşmak mı?
- God, is that all you ever think about?
- Tanrım, tek düşündüğün bu mu senin?
"If you think I'm even going to talk about paying that kind of advance for an author whose last book is being used as trivets all over the world you are completely crazy."
"Eğer siz böyle bir avans ödeyeceğimi sanıyorsanız üstelik kitabı beş para etmez bir yazar için delirmiş olmalısınız."
is that all you can think about- - what you're eating?
Beni teselli etmeye çalışma. Rahatlamak istemiyorum.
Why is it that all you ever think about is my sex life?
Neden devamlı benim seks hayatımı düşünüyorsun acaba?
I'm standing here telling you something that just happened to me, and all you can talk about is how you think that he was hitting on me?
Burada durmuş sana neler olduğunu anlatıyorum ama sen sadece bana asıldığını düşündüğünü mü söylüyorsun?
You tell me about this nightmare that you're living through. And all I can think of is this other guy.
Sen şimdi bana şu yaşadığın rüyayı anlatıyorsun ya öteki adamı düşünmekten bir türlü kendimi alamıyorum.
Is that really all you think about me?
Gerçektende benim hakkımda böyle mi düşünüyorsun?
You know, you'd think that meeting the Devil would be interesting enough, but no, all people want to know about is Him.
Bilirsin, şeytanla tanışmak yeterince ilginç olmalı, fakat hayır, bütün herkes onu tanımak istiyor.
Is that all you ever think about?
Tüm düşündüğün bu mu?
I never caught my parents having sex... but this must be what it feels like... getting a glimpse into your parents'intimate life... seeing something that you know is happening... but you don't want to think about at all.
Ailemi sevişirken hiç yakalamadım ama herhalde böyle bir his olmalı ailenin özel hayatından bir kesit görmek olduğunu bildiğin ama hakkında asla konuşmak istemediğin bir şeye tanık olmak.
I see, so that's what you think this is all about?
Anladım, her şey bundan ibaret zannediyorsun yani?
Is that all you ever think about, the physical part?
Tek düşündüğün işin fiziksel kısmı mı? - Hayır.
Is that all you can think about?
Bütün düşünebildiğin bu mu?
You can talk all day about a great idea or a solution to a problem, or something that you think is an interesting feature for Linux to have but you gotta show us something concrete. Show me a piece of code that does that. Something that's tangible that I can test myself so I can try it out and I can think about what it is.
bana deneyebileceğim somut bir kod parçası verilmesi gerekiyor ki ben de bunu değerlendirebileyim
For goodness sake, Ben. Is that all you can think about at a time like this?
- Böyle bir durumda bile tek düşünebildiğin şey bu mu?
When I look at you all I can think about is being with that Croatian guy from "ER."
Sana baktığımda gördüğüm tek şey ER'daki Hırvat adamla birlikte olduğun.