English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Is this your place

Is this your place Çeviri Türkçe

723 parallel translation
Is this your place of meditation?
Burası senin meditasyon yerin mi?
Is this your place?
Burada mı oturuyorsun?
Is this your place?
Burası senin mi?
Is this your place, Pettibon?
Burası senin mi Pettibon?
Is this your place or not?
Burası senin mi değil mi?
Is this your place?
Evin bu mu?
Getting some rest at a nice place like this is helping your dark circles diminish.
Şimdi güzel bir yerde dinleniyorsun. Siyah halkalarının kaybolduğunu görmek güzel.
Is it to be wondered at that you should choose this place to build your house?
Ev yapmak için burayı seçmene şaşmamalı.
For men of your kind, this is not a healthy place.
Sizin gibi adamlar için burası hiç sağlıklı bir yer değildir.
Is this place getting on your nerves?
Burası asabını bozdu, değil mi?
Your ma figures, well, that is me and her decided this ain't the place for you to grow up in.
Annen, yani ben ve annen burasının yetişmen için uygun olmadığına karar verdik.
We are aware that this shade is not the most suitable place for your investigation.
Bu barakanın araştırmanız için en uygun yer olmadığının farkındayız.
I've told your mother repeatedly... this street is no place for a girl your age.
Annene defalarca söyledim bu sokaklar senin yaşındaki bir kız için uygun değil.
This is no place for your kind of person.
- Burası senin gibi biri için uygun bir yer değil.
This is your place. Richard can sit here,
Siz buraya oturuyorsunuz, Richard da buraya.
The best way to protect your place in this world is to do nothing at all.
Bu dünyada makamınızı korumanın en iyi yolu hiç bir şey yapmamaktır.
And if you want to build up your sales resistance well, this is the place.
Size bir şey satmak isteyenlere karşı direncinizi mi güçlendirmek istiyorsunuz o zaman, buraya gelmelisiniz.
I love your impulsiveness, but is this the place?
Öfkeli hallerine hayranım ama burası yeri değil.
This is a lousy place to keep your girlfriend waiting for you.
Kız arkadaşını bekletmek için hiç de uygun bir yer değil.
In this castle, is there no place to work but your room?
Bu kalede senin odandan başka çalışacak yer yok mu?
If I were in your place, I shouldn't be able to resist asking what all this is about.
- Sör Bernard, yerinizde olsaydım bu olayın neyle ilgili olduğunu sormaktan kendimi alamazdım.
Each of you is to select one man from your company... place him under arrest and have him appear before a general court martial... no later than 1500 hours this afternoon.
Her biriniz bölüklerinizden birer adam seçeceksiniz... onu tutuklayacak ve bu öğlenden sonra 15 : 00'da yapılacak... askeri mahkemeye çıkartacaksınız.
What you do is your business, but this is my place.
Yaptığınız iş sizi ilgilendirir, ama burası benim yerim.
And if you want a woman, Ernst, or several women if that's your taste, this is the place for it.
Bir ya da birkaç kadın istersen Ernst, artık orası senin zevkine kalmış. Burada bulursun.
You say that your disrepute is all due to lies, Tamiya yet you lie in wait in a place like this conduct unworthy of even the lowest samurai.
Kötü ününün, yalanlardan kaynaklandığını iddia ediyorsun, Tamiya hala, böyle bir yerde beklerken bile yalan söylüyor en düşük derecedeki samuraydan bile daha saygısız davranıyorsun.
From now on, your place in line... is determined by your age in this community.
Şu andan itibaren, sıradaki yeriniz... bu cemaatteki yaşınıza göre belirlenecektir.
My name is Josephine, and this was your idea in the first place.
Adım Josephine ve bu en başında senin fikrindi.
Ladies, this is no place for children or any of you. Please go to your quarters.
Bayanlar, burası size ve çocuklara göre bir yer değil.
This is your place from now on, Brisbane.
Bundan sonra burada oturacaksın, Brisbane.
- This is your place too?
- Burası da mı sizin yeriniz?
But as it is I'm afraid you'll have more than your hands full getting her out of this place.
Ama bu durumda onu buradan çıkartabilmek için çok uğraşacaksınız.
Oh, this is your place, huh?
Ah, burası senin yerin, öyle mi?
I know what's going through your mind, but this is not the time... or the place.
Yapma, aklından neler geçiyor biliyorum ama ne yeri ne de zamanı.
Oh, yes. Well, you see, when this is connected in the right place, it makes your automobile move.
Evet, gördüğünüz gibi bağlantılar doğru yapıldığında arabanız hareket eder.
You've laboured long and hard, but your work is now over, you can leave this place.
Uzun zaman çok çalıştın ama iş bitti artık, burayı terk edebilirsin.
This is your place.
Burası senin yerin.
They said that if you had a job over your head, that you... Well, that you could leave this place.
Dediler ki bir iş ve bir ev bulduğu anda... buradan ayrılabilirmişsin.
He's worked his fingers to the bone to make this place what it is and you come in with your petty, feeble quibbling and you grind him into the dirt!
O, burayı bu hale getirmek için canını dişine taktı. Sizse uyduruk, önemsiz şikâyetlerinizle onu mahvediyorsunuz!
Damn, is this really your place?
Burası gerçekten senin mi?
I know this place is a mess, but if you don't mind staying here, I don't want your money.
Burada bir karışıklık olduğunu biliyorum burada kalmaya aldırmazsan, senden para istemiyorum.
The sentence of the court upon you is that you be taken from this place to a lawful prison and thence to a place of execution, and there you will suffer death by hanging, and that your body be buried within the precincts of the prison
Mahkeme öncelikle vakti gelene kadar... hapishanede bir süre kalmanıza... oradan da asılarak... idam edilmenize... naaşınızın idamdan önce kalacağınız hapishanenin mezarlığına..
Wouldn't you say that this is... about as good a place as you can find to do your killin'?
Pusuya yatmak için uygun bir yer değil mi?
Let's go back to my place. - But this is your place.
- Benim evime gidelim.
This is your friend's place?
Burası dostunun evi mi?
I admire your sand, Sister, but you should know this is no place for a woman alone.
Cesaretinize hayranım, kardeş, ama burası bir kadın için uygun bir yer değil.
This is not the time or the place for your accusations.
Suçlamanın ne yeri, ne de zamanı şimdi.
- This is your place.
- Burası senin yerin.
- Tell me, is this really your place?
- Söylesene, burası gerçekten de senin evin mi?
This will be your place, Herr Rosenberg.
İş yeriniz burası olacak, Bay Rosenberg.
You clay abortion, this is the only place where you can confess your dreams!
Seni çamurdan yaptılar. Burası hayallerini itiraf edebileceğin tek yer!
Let your confession be the first in this place, though the ground is barely hallowed.
Burada ilk günah çıkaran sen ol, her ne kadar toprak kutsanmamış olsa da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]