Isn't that so Çeviri Türkçe
1,296 parallel translation
Yes, when uncle saw me, he said he won't find such... lovely Ganga in the whole of India! Isn't that so?
Evet, amca beni gördüğünde Hindistan'ın hiçbir yerinde sevgili Ganga gibi birini bulamam dedi!
The pain he lives with every day is so intense that there isn't any other kind of pain that he can even think about right now.
Her gün yaşadığı acı, onun başka tür bir acı düşünemeyeceği kadar çok yoğun
But the one that's so close so near isn't even recognised.
Ama öyle yakın olan biri yani yanında bile tanınmıyor.
So what if, afterwards, Ml6 decide that me back in the world isn't such a great idea?
Peki ya sonra Ml6 dünyaya geri dönmemi pek uygun bulmazsa?
I only think that life isn't so easy.
Sadece hay atın kolay olmadığını düşünüy orum.
Isn't that so...
O kadar şey ki...
So that horny-dummy thing really isn't an act, is it?
Demek azgın kukla esprileri numara değilmiş.
So it's hard for me to believe I'm not gonna well, that someone else isn't gonna take you away.
Seni kaybetmeyeceğimi birinin seni elimden almayacağına inanması bana zor geliyor.
They say that you're a run-around lover Though you say It isn't so
d They say that you're a run-around lover d d Though you say d d It isn't so d
So, that isn't a problem.
Yani sorun yok.
- Isn't it so? - Yeah, now that I think about it, I think I could be wrong.
Olamaz mı?
Helene is a bit too shy to do it herself, isn't that so Helene?
Helene kendi okumak için fazla utangaç, değil mi Helene?
They wanted to fuck as many as possible as quickly as possible. Isn't that so, Axel?
Bize amacınızı daha net bir şekilde anlatabilir misiniz?
Isn't that so, Master Luo?
Ve de bir çiçek kız olarak hâlâ çok kazanabilir.
Isn't that so, Dr. Kynes?
Bu doğru mu Dr. Kynes?
So isn't it possible that exhaustion made you see those marks and not some dream guy?
O işaretleri ve adamı görmenin nedeni aşırı Yorgunluk olamaz mı?
- Isn't that so revealing?
Çok belli olmuyor mu?
Gosh, isn't it great that we both enjoy art so much?
İkimizin de sanattan zevk alması ne hoş, değil mi?
So, Mulder, this supposed clandestine source who's contacted you how do we know that he's not just another crackpot whose encyclopedic knowledge of extraterrestrial life isn't derived exclusively from reruns of Star Trek?
Mulder, seninle bağlantıya geçen şu gizli kaynağının uzaylı yaşam hakkındaki bilgisinin ansiklopedide yazanlardan ve Star Trek'in yeniden gösterimlerinden öteye gitmeyen bir çatlak olmadığını nereden biliyoruz?
Well, isn't that, uh- - Well, so- -
Şey, bu şey değil mi, uh... şey, yani...
- Perhaps that girl isn't so innocent.
- Belki de bu kız pek masum değildir.
That's what you'd like, but it isn't so.
Evet inanmak istediğin bu, ama o yapmadı.
Isn't that so, my dear?
Öyle değil mi, canım?
Isn't that so?
Öyle değil mi?
Isn't that so, Manuel?
Öyle değil mi, Manuel?
You'd rather I'd died instead of Cayetana, isn't that so?
Cayetana yerine benim ölmemi tercih ederdin, öyle değil mi?
Isn't that so, Vivek?
O öyle değil midir Vivek?
I only think that life isn't so easy.
Ben hayatın bu derece kolay olamayacağına inanıyorum hepsi bu.
I mean, are you sure that it isn't worth seeing if...? Well, we were so compatible, Joel.
Yani, sence uyumlu olup olmadığımızı anlamaya değmez mi?
How can you be so certain that Phoebe's childhood monster isn't real?
Phoebe'nin çocukluk canavarının gerçek olmadığından nasıl emin olabiliyorsun?
So isn't it possible that other things like witches and warlocks actually do exist?
Bu durumda büyücüler veya cadılar gibi başka şeylerin de gerçek olması mümkün değil mi?
Obviously, I've learned so much from you this semester, and... I just wanted to make sure that what happened... isn't going to affect our teacher / student relationship.
Bu dönem sizden çok şey öğrendiğim ortada ve olanların öğretmen / öğrenci ilişkimizi etkilemeyeceğine emin olmak istemiştim.
Yes, there's nothing quite so poignant as someone with a broken heart pretending that it isn't.
Evet, Gerçekten kalp kırıklığı yaşarken herşey yolunda numarası yapmak kadar dokunaklı... hiçbirşey yok. değil mi?
SO, THAT'S THE POINT, ISN'T IT?
- Amaç da bu, değil mi?
Isn't it pretty damn convenient that he be declared insane now so you can put him away again?
Sırf onu tekrar içeri atmak için, şimdi deli olduğunu ilan etmek güzel uyacak, değil mi?
So, when you were in my room, alone... you had a chance to discover what those secrets were, isn't that right?
Öyleyse, benim odamdayken, yalnız... Bu sırların ne olduğunu keşfetme şansın vardı, bu doğru değil mi?
- Isn't that so?
- Doğru mudur?
It isn't perfectly visible, but with the computer I can enhance the prints so that you can see it.
Pek belirgin değil. Ama resmi büyütürsem siz de görebilirsiniz.
That's why you feel so guilty, isn't it?
O yüzden bu kadar suçlu hissediyorsun değil mi?
Well, let's just hope that body isn't so ripped up that you can't identify it.
Umalım da ceset teşhis edilemeyecek kadar tanınmaz halde olmasın.
So, um, that Jasmine she certainly is intriguing, isn't she?
Öyleyse, um, şu Jasmine kesinlikle entrika çeviriyor, değil mi?
Isn't that so, Suzie?
Öyle değil mi Suzie?
I didn't say it in front of him, but back there... in the crematorium, seeing the coffins... I suddenly felt so good! Isn't that weird?
Michel'in yanında söylemek istemedim, ama cenaze sırasında tabutlara bakarken kendimi çok, çok iyi hissetmeye başladım.
So that old Kepke isn't a bad boss, eh?
İhtiyar Kepke pek de kötü bir patron değil, ha?
Isn't that so, mon pere?
Öyle değil mi Peder?
Isn't it annoying that I say "obviously" so much?
Sürekli "açıkça" demem sinir bozucu değil mi?
Isn't that so, Karan?
O, öyle değil midir, Karan?
Isn't that so?
O, öyle değil midir?
So it isn't true that he asked you to bless his daughter... and you called his wife a bitch?
Kızını kutsamanızı istediği, sizin de karısına kancık dediğiniz doğru değil mi?
Isn't that so, my dear in-law?
Öyle değil mi, biraderim?
Becoming a radio-performer isn't that easy one and you can not be so sure you will be accepted by the studio.
Dublaj sanatçısı olmak kolay değil. Çoğu kimse sınavdan geçemez. Stüdyoların kabul edeceğinden de emin olamazsın.
isn't that something 73
isn't that the point 36
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that beautiful 37
isn't that nice 131
isn't that cute 44
isn't that great 227
isn't that the point 36
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that beautiful 37
isn't that nice 131
isn't that cute 44
isn't that great 227