English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Isolation

Isolation Çeviri Türkçe

1,236 parallel translation
In the whole world... only the rivers and swamps along this area... allow the trees enough isolation... to give pure tupelo.
Tüm dünyada... sadece bu bölgedeki... nehirlerle bataklıklar... ağaçlara saf tupelo yapacak ortamı sağlar.
They are both in isolation to protect Lennier from contamination... -... until the doctor is finished.
Her ikisi de doktorun işi bitene kadar Lennier'in zehri bulaştırmaması için karantina altındalar.
Let's set up an isolation room.
Bir tecrit odası hazırlayalım.
Perhaps he's become prematurely aware of life's existential isolation.
Belki de hayatın varoluşsal yalnızlığını erkenden keşfetmiştir.
They're releasing him from isolation.
Özellikle bu.
You've had us in isolation for two months.
İki aydır bizi tecrit ettin.
We can keep working here in total isolation.
Burada tamamen yalıtımlı olarak çalışabiliriz.
We converted DEFCON - 1 living compartments from when this place was a missile silo into isolation chambers.
Bu üs füze deposuyken DEFCON-1 ( ÇN : savunma durumu ) yaşama alanı olan yerleri karantina odalarına dönüştürdük.
Put him in the isolation circle.
Karantina çemberine koyun.
Maybe teager learned something from his captors in 25 years of isolation.
Belki de Teager kendini esir tutanlardan 25 senede birşeyler öğrenmiştir.
In the infectious disease lab there is an isolation ward.
Bulaşıcı hastalık laboratuarında bir tecrit koğuşu var.
If you had to, could you do the bone marrow transplant in the isolation ward?
Mecbur kalsan ilik naklini bulaşıcı hastalık koğuşunda yapabilir misin?
He's been down here in isolation for 300 years.
300 yıldır burada tek başına. Belki yalnızlık çekiyordur.
You two, the isolation cabin.
İkiniz, tecrit kulübesine.
For four to six weeks they worked in total isolation on the preparations. "
Dört ila altı hafta boyunca hazırlıklar için tamamen izole biçimde çalıştılar.
Isolation was his greatest fear.
En büyük korkusu yalnız kalmaktı.
We kept him in isolation.
Onu tecrit amacıyla tutuyoruz.
You'll have to get transfusions and be put in an isolation room.
Transfüzyon alıp izolasyon odasına koyulmalısın.
I'll set up Exam 4 for isolation.
İzolasyon için 4 numarayı hazırlarım.
Well, we'll have to get those patients in isolation.
Bu hastaları karantinaya almalıyız.
I have this... this growing sense of isolation.
Gittikçe artan bir kendimi soyutlama isteğim var.
My isolation suit.
İzolasyon elbisem.
Most humans don't react particularly well to long periods of isolation.
Bir çok insan uzun ayrılık dönemlerine pek iyi reaksiyon göstermez.
I believe I am beginning to feel the effects of this prolonged isolation.
Uzun süre yalnız kalmanın etkilerini yaşamaya başladığımı sanıyorum.
On the other hand, Amanin of Betazed would argue that a combination of sensory isolation and focused breathing techniques would be more effective.
Diğer tarafta ise, Betazedler nefes alıp verme tekniğini ve duyusal izolasyon kombinasyonunu daha etkili bulmaktalar.
Put them in isolation where they can speak to no-one!
Onları kimseyle konuşamayacak şekilde izole edin!
Although he prefers isolation, he has the ability to navigate in social settings when he has to.
Her ne kadar öyle olsada insanlar arasında farkedilmeden gezinebilme sosyal değişime adapte olabilme yeteneğine sahip biri.
The girls were taken out of school..... and Mrs Lisbon shut the house in maximum security isolation.
kızlar okuldan alındılar, ve Bayan Lisbon evi maksimum güvenlikle izole etti.
- Seriously, isolation is essential... in the creation ofan experimental model.
Cidden, izolasyon deneysel bir model kurmak için gereklidir.
Animal Farm cannot exist in isolation.
Hayvan çiftliği izole edilmiş olarak kalamaz.
- Dead? No, he's in complete isolation.
Kendini toplumdan tamamen soyutlamış.
All right, let's get the contestants out of their isolation booths.
Pekâlâ, yarışmacılarımızı bölmelerinden çıkaralım.
I blamed his wild stories on isolation sickness and then took the ship off his hands.
Onu yalnızlık hastalığına yakalanmakla suçladım ve sonra gemiyi elinden aldım.
Computer... erect an isolation field around the Surgical Bay.
Bilgisayar... Cerrahi Bölüm'ün etrafına bir yalıtım alanı oluştur.
I spent several months in isolation, studying with a Vulcan master.
Bir Vulkan efendisi ile birlikte, aylarca kendimi izole edip, çalıştım.
- Your isolation of Cassandra.
Cassandra'yı ayırmanız.
The thing about Harvard, for somebody from the working class, like us, coming from that background is that there is a terrible sense of isolation, of aloneness there.
Harvard'la ilgili olarak şu çok net ; bizler gibi işçi sınıfından, böyle bir kültürden gelmiş insanlar için, dışlanmışlık sendromu felâket bir şey, kalabalık içinde yalnız kalmak.
Living in total isolation, the pressure ofanother movie about you... the discovery that Milton destroyed Mommy dearest... you finally just snapped!
Dağlarda yaşıyordun ve senin hakkında bir film daha yapılıyor olması seni deliye döndürdü. Milton'un annenin en yakınında olmasını anlaman seni delirtti ve sonunda katil oldun!
Find the isolation valve aft of the leak and crank it down.
Sızıntının arkasındaki izolasyon vanasını bul ve kapat.
In two days, China signs a UN trade agreement ending 50 years of isolation, not only culturally, but commercially opening the door to 1.5 billion new consumers.
İki gün içinde, Çin ile BM ticaret anlaşması imzaladı 50 yıllık izolasyonu sona erdiren, kültürel olarak olmasa ticari yönden 1,5 milyon yeni müşteriye kapılar açıldı.
I was in isolation.
Hücreye atıldım.
They don't allow radio in the isolation block.
Tecrit bloklarında radyoya izin vermiyorlar.
Cut off in their jungle valleys the birds of paradise flowered in splendid isolation
Vadi ormanlarında kesip koparıldıklarından cennet kuşları mükemmel bir yalnızlıkta gelişmiş.
Five thousand years of isolation have made us invincible!
Beş bin yıllık bir geçmiş bizi yenilmez yaptı.
When he's in the isolation cell he thinks he's in his bunker and demands cyanide for himself and Eva Braun.
Disiplin koğuşuna atıldığı zaman kendisini Eva Braun... ile birlikte sığınakta sanıp intihar etmek için siyanür istiyor.
The isolation came when the letters ceased.
Mektupların bitmesiyle soyutlanma başladı.
"isolation" by Jack DriscoII.
İZOLASYON JACK DRİSCOLL
And I don't know what I've done to deserve this... this isolation!
Ve bunu haketmek için ne yaptığımı bilmiyorum... bu yalnızlığı!
They need isolation and temperature adjustment before they can go out.
Ciddi izolasyona ve sıcaklık ayarlamasına ihtiyaçları var. Yeterince sakinleşmeleri gerek.
Short for isolation.
Tecritin kısaltması oluyor. * Iso ( lation ) *
I've got three patients with the disease in isolation.
Karantinada bu hastalığı taşıyan üç hastam var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]