It'll be good for you Çeviri Türkçe
189 parallel translation
- It'll be good for you.
- Sana iyi gelecek.
Sock, come on, it'll be good for you.
Sock, hadi ama, senin için iyi olur.
Besides, it'll do you good to get away from London. Be a change for you.
Ayrıca Londra'dan uzaklaşmak sana iyi gelecek, güzel bir değişiklik olur.
I'm sure it'll be good news for you this time.
Eminim bu sefer senin için iyi haberler olacak.
It'll be good for you.
Sağlığına iyi gelir.
It'll be good for you, Don, after what you've been through.
Yaşadığın onca şeyden sonra bu sana iyi gelecektir, Don.
Meanwhile, if God's good to me and I manage to make it down there, I'll be waiting for you.
Bu arada, Tanrı yardımcım olur da... oraya varabilirsem seni bekleyeceğim.
- I think it'll be good for him, don't you?
- Bence ona iyi gelir, sence?
Oh, it'll be good for you.
Sana iyi gelir.
- It'll be good for you.
- Senin için iyi olur.
If by any chance it should occur to you in those 40 or 50 hours to end this matter differently, in some fantastic manner, to lay hands on yourself... Perhaps this is an absurd supposition and I hope you'll forgive me for that, would you be so good as to leave a short but thorough note, just two lines, two lines will do, that's all.
Eğer şu önümüzdeki 40-50 saat içinde, bu konuyu farklı bir biçimde bitirmek düşünceniz varsa, fantastik bir son mesela kendi cezanızı kendinizin vermesi gibi ki belki de bu anlamsız bir varsayım ama böyle düşündüğüm için bağışlayın bana geriye bir not bırakmak gibi bir iyilikte bulunur musunuz?
It'll be good for you both.
İkiniz için de iyi olur.
It'll be a good opportunity for you to take revenge.
Bu, intikamını almak için de iyi bir fırsat.
It'll be good for you.
Sana iyi gelecektir.
Come in, but I don't think it'll be good for you.
Gel, ama senin için iyi olacağını sanmıyom.
It'll be good for you.
Sana iyi gelir.
Come on, it'll be good for you.
Hadi ama, sana da iyi gelir.
It'll be good practice for you.
Hem çalışmış da olursun.
It'll be good for you.
Senin için çok iyi olacak.
Well, I'll just say good-bye to you now, then. Expect it to be for the last time.
O halde size hoşçakalın diyorum, üstelik son kez.
Oh, come on, Caddie, it'll be good for you. We'll have a ball, I promise.
- Hadi, Caddie, senin için iyi olacak.
- You'll be in it for good.
Bir daha yakanı kurtaramazsın. - Şaka mı yapıyorsun?
It'll be good for you.
Bu senin için iyi olabilir.
And I do think it'll be a good idea for the poor if he does get in, don't you?
Ve bence eğer onu alırsa fakirler için iyi bir fikir, değil mi?
It'll be good for you.
Haydi.
It's like you work your whole life for something and you think that when you get it it'll never be as good as you thought.
Tüm hayatın boyunca birşeyler için çalışırsın ve işi kaptığında hayal ettiğin kadar iyi olmayacağını düşünürsün.
This experience... Pretending to be you, I mean... It'll be good for me.
Bu deneyim, demek istediğim senmişim gibi davranmak, benim için iyi olacak.
You got that? I'll be fronting you the money. I know you're good for it.
Charlie sana parayı vereceğim, merak etme.
You'll be there yourselves - all of you will - when we put it away for good.
Orada olacaksın - hepiniz olacaksınız - onu tamamen uzaklaştırırken.
It'll be good for you.
Senin için iyi olacak.
It's not a great TV show but it'll be good for you.
"Cumalar" televizyon programına konuk sunucu olacaksın.
Well, it'll be good for you to make new friends.
Eh, yeni arkadaşlar edinmen iyi olur.
It'll be good for you.
Güzel olacak.
Who cares, you know? It'll be good for you.
Kim bilir, belki senin için iyi olur.
Have a good night's sleep, and then we'll get going and it'll be showtime for you, right?
Sonra yola çıkacağız ve yarışma vakti gelecek.
"But I want you to go because it'll be good for you."
"Ama gitmeni istiyorum çünkü senin için iyi olacak."
I think it'll be good for you.
Senin için iyi olacağını düşünüyorum.
It'll make you a bit tougher. I think it will be good for you.
Seni daha sağlam yapacak.
- Yeah, it'll be good for you to watch.
- Ben mi? - Evet.İzlemen iyi olur.
It'll be good for you guys
İyi olacak çocuklar için
IT'LL BE GOOD FOR YOU. IT'LL TAKE YOUR MIND OFF THINGS.
Kafanı boşaltmanı sağlar.
It'll be good for you guys.
Sizin için iyi olur.
It's all you'll ever be good for.
Böyle daha iyi.
No, it's exercise. It'll be good for you.
Hayır, egzersiz sayılır.
I'm sorry. But it'll be good for you to get out and about.
Dışarı çıkmak iyi gelecektir.
- It'll be good for you and I totally know how to do it.
- Lindsay hayır. - Senin için çok iyi olur Ve nasıl yapacağımı kesinlikle biliyorum.
Now, one more complaint from that school... and it'll not be good for you, by Christ, it'll not.
O okuldan bir şikayet daha gelirse senin için hiç iyi olmaz.
It'll be good for you.
Bence iyi. Üstelik değişiklik olur.
It'll be good for you to go out with him.
Onunla dışarı çıkman, senin için iyi olur.
It'll be good for you. It'll take your mind off.
Bu düşüncelerini dağıtır biraz.
Mom, this is our family... and it'll be good for you to see your grandkids.
Anne, bu bizim ailemiz ve torunlarını görmen iyi olur.