It'll be me Çeviri Türkçe
1,903 parallel translation
If you say no to me, it'll be a mistake.
Eğer beni reddedersen, bu bir hata olur.
I'm just trying to be there for you and hoping eventually you'll forgive me. But that's just it, orson.
Sadece sana destek olmak istiyorum, ve beni affetmeni umuyorum.
I spend my time here because I don't have the luxury of being able to take year off and spend it with our child and--and knowing that my career is gonna be there waiting for me when I'm ready to go back.
Burada zaman geçiriyorum çünkü bir yıllık bir izin almaya ve o zamanı çocuğumuzla geçirip sonra döndüğümde kariyerimin beni bekliyor olması gibi... -... bir lüksüm yok. - Lüks mü?
If we lose this, it'll just be you and me again.
Bunu da kaybedersem yine baş başa kalacağız.
Dan, if you want me to help you draft another version of it that doesn't shanghai every troubled kid in your area, I'll be happy to.
Dan, eğer belaya bulaşmış her çocuğun zorla kapatılmayacağı başka bir taslağında yardımcı olmamı istiyorsan memnuniyetle.
It'll just be you and me.
Yine sadece sen ve ben olacak.
And believe me, the more time that we spend here, the more fun it'll be for me, and the less fun it'll be for you.
Ve inan bana, burada ne kadar çok zaman geçirirsek, ben o kadar çok eğleneceğim, sen de o kadar çok üzüleceksin.
So Glad That If You Ever Call Me That Again, It'll Be The Last Thing You Ever Say, Chuck.
Bana bir daha öyle hitap edersen bu söyleyeceğin son şey olur Chuck.
I think it'll be very helpful to me.
Sanırım bana çok yardımı dokunacak.
We're gonna have a great time! It'll be a fucking pain. Come autumn, you'll leave me here alone.
Bu benim için gerçekten çok zor olacak burada tek naşıma kalmak.
Get an admission that they stole it and give me the right to manufacture my wipers and this'll all be over.
Eğer çaldıklarını kabul eder ve bana sileceklerimi üretme hakkını verirlerse her şey son bulur.
And it excites me to death thinking you'll be in a meeting with him.
Eski sevgiline döndüğünü, onunla aynı yatağı paylaşacağını düşünmek beni öldürüyor.'
It had nothing to do with me. I'll be there in 20.
Olayla bir ilgim yok. 20 dakika içinde oradayım.
It will be me who'll get screwed both ways.
Haseena, lütfen!
It'll be much easier if you'll just let me in.
İçeri girmeme izin verirsen, bu daha kolay olacak.
I understand why you feel it's better to go on without me, and I know that you won't be alone for very long, but, without you, I'll be alone forever.
Neden bensiz yola devam etmenin daha iyi olacağını düşündüğünü anlıyorum, ve çok uzun süre yalnız kalmayacağını da biliyorum, ama, sen olmayınca, ben sonsuza kadar yalnız kalacağım.
It'll be the last thing you ever say, Chuck unless you want Ar nathaniel to know how you lost your virginity to me
Bir daha bana öyle dersen bu söylediğin son söz olur, Chuck. Sevgili Nathaniel'ın, bekâretini, benimle, hareket eden bir aracın arkasında kaybettiğini öğrenmesini istemiyorsan sabredip kendini tutmanı öneririm.
Tell me I'll be fine... and it'll be a secret.
İyi olacağımı söyleyin aramızda sır olarak kalsın.
If this station goes belly up, it'll be down to you, not me.
Eğer bu merkez nalları dikerse, bu senin yüzünden olacak, benim değil.
If she doesn't want to be with me, she can tell me, and I'll handle it.
Eğer benimle olmak istemiyorsa, söyleyebilir. - Ve ben bunla baş edebilirim.
It'll be very difficult for me.
Benim için çok zor olacaktır.
Don't worry it'll be OK Let me explain
Tasa etmeyin. Sorun çıkmayacak. Hemen açıklayayım.
It'll be easier for me to help you if you trust me.
Eğer bana güvenirsen, sana yardım etmem daha kolay olur.
Actually, it'll be because of me.
Aslında, bu benim yüzümden olacak.
I'll give it to you only if you tell me why it must be today.
Bunu sana veriyorum. Neden bugün olması gerektiğini sadece sen anlatabilirsin.
It'll just be you and me for now.
Şimdilik sadece sen ve ben olacağız.
It'll be like a three-way : you, me, and the door.
Grup seks gibi : sen, ben ve kapı.
Trust me, it'll be like Judith is watching every move you make tonight.
Güven bana, Judith bu gece yaptığın her hareketi izliyor olacak.
You wake me again tonight, It'll be The chain saw for you.
Bu gece beni bir daha uyandırırsan seni testereyle keserim.
Next thing you know, you'll be telling me it's like Murder on the Orient Express, and they all did it.
Birazdan da beni inandırmaya çalışacağın şey "Doğu Ekspresinde Cinayet" ve karakterlerin yaptıkları.
It'll be good for me.
Benim için iyi olacak.
he won't feel anything, You'll be in prison, and you will regret it, Believe me.
Hiçbir şey hissetmeyecek. Hapse gireceksiniz ve inanın pişman olacaksınız.
It's evidence that'll be used against you if you don't give it to me.
Onu bana vermezsen aleyhine kullanılacak delil olacak.
I'll deal with it. If you could get me Falk's address, that'd be great. Thanks.
Ben bulurum.Bana Falk'un adresini bulman çok makbule geçer, teşekkür ederim.
It'll be lots of fun working with me.
Benimle çalışmak gerçekten eğlencelidir.
Maybe it'll be OK with me and Soph.
Belki de Sophie ve ben bunu yürütebiliriz.
But believe me, rest assured, when it is, you'll be hearing a lot about it.
Ama bana inanın, emin olun, açıklandığı zaman bunun hakkında çok şey duyacaksınız.
It'll be different,'cause you're with me,
D H
Whatever happens to me and Mara, at least we'll be together for it.
Mara'yla bana ne olursa olsun, sonuçta birlikte olacağız.
You ever try to come back here it'll be a race between The Feds, The Cartel, and me to catch your ass.
Sen buraya dönmeye uğraşırken seni yakalamak için federaller, Kartel ve benimle aramızda yarış vardı.
"Oh, I've seen worse." "It'll be fine." "Can't happen to me."
Daha kötüsünü de gördüm. Geçecek. Benim başıma gelmez.
You've always stuck with me. Next time you get a mission, it'll be... one day your mission, one day my list.
Sen her zaman benim yanımdaydın Bir dahaki sefer bir görevin olduğunda bir gün senin görevinle bir gün listeyle uğraşacağız.
Joy will be sure I kept it. She'll follow me.
Joy belgenin bende olduğunu düşünüp, beni takip edecektir.
It'll be me, you, grandpa, Jack, and Dennis.
Ben, sen, büyük baban, Jack ve Dennis olacak.
It'll be very easy after what she's done to me.
Onun bana yaptıklarını düşündükten sonra çocuk oyuncağı gibi.
Let me talk, let me talk to my wife and I'll just... I'll end this, okay? It'll be over.
İzin ver eşimle görüşeyim, eşimle konuşayım ben sadece... bitirmek istiyorum?
If my observation of the man is correct, mr. Elder will not have the guts to tell karen, So i guess it'll be down to me.
Eğer gözlemlerim beni yanıltmıyorsa Bay Elder'ın Karen'a söyleyecek cesareti yoktur sanırım bu iş bana düşüyor.
I mean, you're gonna buy me a beer tonight, and then it'll be OK.
Yani, sen bana bir bira ısmarlayacaksın ver şey yolunda gidecek.
It's the kind of thing that shows me you'll be a great surgeon someday.
Bu ayrıca, senin bir gün harika bir cerrah olacağını gösterdi bana.
Let me tell you, Mus... if you let this one go by, there'll be plenty more queueing up to do it.
Sana bir şey söyleyeyim, Mus. Bunun elinizden kaçmasına izin verirseniz bu işi yapmak için sıraya girecek pek çok insan olacaktır.
It reminds me of "anna karenina," Only by anna wintour. I'll just be flying solo.
Bana her zaman, Anna Wintour'un canlandırdığı "Anna Karenina" karakterini hatırlatır.
it'll be alright 64
it'll be okay 411
it'll be our secret 35
it'll be over before you know it 17
it'll be 123
it'll be over soon 59
it'll be worth it 51
it'll be ok 114
it'll be fun 600
it'll be all right 327
it'll be okay 411
it'll be our secret 35
it'll be over before you know it 17
it'll be 123
it'll be over soon 59
it'll be worth it 51
it'll be ok 114
it'll be fun 600
it'll be all right 327