English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It's been hard

It's been hard Çeviri Türkçe

1,109 parallel translation
I told her that I was afraid I hadn't always been fair to her... and hadn't always understood how hard it must have been for her.
Ona karşı her zaman adil davranmamış olmaktan korktuğumu söyledim. Bazen burada yaşamanın onun için ne kadar güç olabileceğini unuttuğumu.
It's been a hard day for both of us.
İkimiz için de zor bir gündü.
It's been a long, hard ride. We've taken some terrible punishment. But we can't crack now.
Çok uzun ve zorlu bir yolculuk oldu.Kötü olaylar yaşadık ama şimdi pes edemeyiz.
I know this has been hard for both of us, but it's almost over.
I know this has been hard for both of us, but it's almost over.
- It's been hard taking orders again.
- Tekrar emir alıyor olmak zor geliyor.
It's hard to admit when you've been wrong.
Yanlış yoldayken kabul etmek zordur.
Eleanor, I know it's been hard for you, but it's these people.
Eleanor, anlıyorum, bu senin için zor bir durum ama burası bu insanlar için.
It's been hard... the writing... lately.
Son günlerde yazmakta zorlanıyorum.
Shit, it's been hard, man.
Öyle zordu ki!
It's been hard on me, sugar.
Benim için çok zordu hayatım.
I don't know. I think it's been a hard day for her.
Bilmem ki, herhalde onun için zor bir gündü.
It's been a hard week.
Kötü bir hafta geçirdim.
And it's been my observation that you humanoids have a hard time giving up the things you love no matter how much they might hurt you.
Gözlemlerime göre siz insansılar, ne kadar size zarar verirse versin sevdiğiniz şeyleri bırakmakta zorluk çekiyorsunuz.
Somehow I find it hard to believe the battery on this aircraft has been running for 400 years.
Buna inanmakta zorlanıyorum bu uçaktaki akü 400 yıldır [br] aralıksız çalışıyor.
It's been hard work to reach this point.
Bu noktaya gelmek zordur.
YOUR CONDITION'S BEEN--IT'S BEEN VERY HARD ON HER.
Durumun ona zor anlar yaşatıyor.
I know it's been hard lately.
Son zamanların zorlu geçtiğini biliyorum.
Oh, I know it's hard to believe, but I've been single for billions of years.
Oh, buna inanmak çok zor olduğunu biliyorum, ama milyarlarca yıldır, bekarım.
It's been hard to determine treatment as there is an air of secrecy around what happened.
Uygun bir tedaviye karar vermek çok zor oldu,... çünkü olanlar bir sır perdesiyle çevrelenmiş.
I should have been the first to see it coming, but it's hard being a small business owner.
Bunu ilk kez ben fark ettim ama küçük bir esnaf olmak kolay bir şey değil.
It's hard to believe she's been doin'this for over 40 years.
İnanması zor... fazla 40 yıl vardır, çünkü bu işi yapıyor.
It's been so hard for me to wait for you.
Seni beklemek çok zordu.
It's been a hard year.
Bu zor bir yıl olacak.
It's hard to believe it's been eleven years.
Onbir yıl geçtiğine inanmak zor.
It's been a hard two days.
Son iki gün çok çetindi.
It's been hard for her.
Onun için zor oldu bu.
It's been a hard time right now, so I just want to say thanks.
Zor zamanlardan geçiyorum, Bu yüzden, sadece teşekkür etmek istedim.
It's hard to hear, but it would've been wrong to go through with it.
Duymak zor, ama böyle yaparak yanlış yaptım.
Like it's been hit by a big, hard hairdo.
Sanki kabarık saçlı birinin kafası çarpmış gibi.
Now, it's been hard. But I am now at peace with this, Sister.
Bu çok zor, ama bununla barışığım rahibe.
It's very hard to find someone who's been hiding that long.
O kadar uzun süredir saklanan birini bulmak çok zor.
It's been a hard season for farmers.
Çiftçiler için zor bir mevsimdi.
- It's been hard this faΙI. But Ι don't wanna talk about anything depressing.
Bu sonbahar çok zorluydu, ama şimdi bunun sırası değil.
My wife's been givin'me a hard time about Calnet, but that can't be it.
Kalnet işi yüzünden, karım başımın etini yedi. Ama bu olamaz.
It's been pretty hard on him.
Çok kötü şeyler yaşadı.
She's been working really hard on it.
Üzerinde çok çalışıyor.
It's been hard to get in touch with him... so we'll try something else.
Onunla iletişime geçmek zor oluyor... bu yüzden başka bir şey deneyelim.
It's been a hard four years, but believe me the Third Reich is feeling it, too.
Çok zor bir dört yıl geçti, ama inanın ki üçüncü Reich'da aynı şekilde hissediyor.
Hard to believe it's been almost a year since you got here.
Geldiğinden beri bir sene geçmiş olduğuna inanmak zor.
It's been hard to treat her seizures.
Nöbetleri durdurmak zor oldu.
It's been so long since I've been single it's hard to strike up conversations.
- Öyle sayılır. Bekâr kaldığımdan bu yana sohbet başlatmakta zorlanıyorum.
It's been hard enough dealing with a crew of 150 individual humans.
150'den fazla birey ile uğraşmak yeterince zor olmalı.
look I'm telling you, Berg, she's been working really hard all week, alright, it's only fair to let her start alright
Bak Berg, tüm hafta boyunca çok çalıştı. Başlamasına izin vermeseydim haksızlık yapmış olurdum.
But as hard as the changes have been...,... you've gotta know that it's for a reason.
Ama değişiklikler ne kadar zor olursa olsun... bunun bir sebepten dolayı olduğunu bilmen gerek. Bütün bunlar bir sebepten dolayı.
It's always been just the two of us, and that's very hard.
Hep beraberdik, ve bu çok zor geliyor.
When a person's been in your life for nine years it's hard to let go.
- Hayali ya da değil. Dokuz yıldan sonra birini hayatından çıkarmak kolay değil.
- It's just been so hard to...
- Sadece o kadar zor ki...
It... it was unfair and it's just been kind of hard... watching my life be reenacted in front of half of Capeside.
Haksızlık ettim. Hayatımın bütün Capesade'ın önünde canlandırıldığını görmek zor oldu.
- It's just... been really hard.
- Bu olanları kaldırmak çok zordu.
She started telling me about how hard it was on her when my dad left and how lonely she's been.
Babamdan sonra ne kadar zorlandığını, yalnızlık çektiğini anlattı.
Hard to believe it's been 20 years since we finished high school.
Liseden mezun olalı 20 yıl geçtiğine inanmak çok zor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]