It's good enough for me Çeviri Türkçe
134 parallel translation
It's just that he doesn't seem to think anybody's good enough for me.
Kimsenin benim için yeteri kadar iyi olmadığını düşünüyor.
Maybe it's not good enough for me, Walter. Maybe I don't go for the idea. Maybe I'd rather talk.
Belki de planına uymam, konuşmayı tercih ederim...
It's good enough for me.
Bu benim için yeterince geçerli.
It's not good enough for me.
Benim için yeterince iyi değil.
- It's good enough for me.
- Benim için iyi.
A tree was good enough for my pappy and I say it's good enough for me.
Benim pederi asmak için bir ağaç yeterli olmuştu hala benim için de yeterli.
If you say it can be done, that's good enough for me.
Eğer siz yapılabilir diyorsanız, bu benim için yeterlidir.
♪ It's good enough for me
O bana yeter
♪ It was good for little David ♪ And it's good enough for me
Küçük Davud'a yetmişti bana da yeter
♪ It was good for old Jonah ♪ And it's good enough for me
İhtiyar Yunus'a yetmişti bana da yeter
♪ It was good for the Hebrew children ♪ And it's good enough for me
Musevi çocuğa yetmişti bana da yeter
♪ It's good enough for me
Bana o eski dinimi verin
♪ And it's good enough for me
O bana yeter
♪ It's good enough for me
ŞEYTANI HILLSBORO'DAN UZAK TUTUN
♪ It was good for old Jonah ♪ And it's good enough for me ♪ Gimme that old-time religion Gimme that old-time religion
TANRI MATT BRADY'İ KORUSUN... KAFETERYA CENNETE LAYIK YEMEKLER
It is good enough for Brady... ♪ It is good enough for Brady And it's good enough for me
Brady'e yetmişti... Brady'e yetmişti bana da yeter.
♪ It is good enough for Brady And it's good enough for me
Brady'e yettiyse eğer öyleyse bana da yeter
♪ Gimme that old-time religion It's good enough for me
Bana o eski dinimi verin O bana yeter
If it's good enough for others, for me also.
Başkalarına dokunmuyorsa, benim için de sorun yok.
It's not good enough for me, Jerry.
Bu baha yetmez, Jerry.
Would you be good enough, Dad, to open the formula for me and read it to me so I can mark it down.
Birşey rica etsem, yapar mısın baba? Formülü açıp bana okursan, ben de buraya yazabilirim.
That's good enough for me You heard me say it now
Benim için yeterince iyi Dediğimi duydunuz
BUT HE GAVE ME HIS WORD THAT IT WAS THE CASE AND THAT'S GOOD ENOUGH FOR ME WITH OLD DINSY.
Ama durumun bu olduğuna yemin etti ve bizim Dinsy söz konusu olunca bu bana yeter.
But it's good enough for me.
Ama benim için yeterli.
Lord, it's good enough for me.
Tanrım, bu benim için yeterince iyi.
For pity's sake! This house is not good enough for me at all. It has to be furnished throughout.
çarın küçük kızının, kralın tiyatro projelerini ve o esnada gerçek rengini gösteren ve bir çıkarcı olduğu ortaya çıkan Wagner'i unutmasına yardımcı olduğunu ummalarına neden oldu.
It's good enough for you and me, brothers and sisters.
Benim ve sizlerin içinde iyi, kardeşlerim.
Well, when I came out, the parole officer got it for me and when I got off parole, Selma said, "It's good enough. Why not keep it?"
İşi bana şartlı tahliye subayı buldu ve şartlı tahliye sürem dolduğunda, Selma "İyi bir iş, neden devam etmiyorsun?" dedi.
It's good enough for me.
Benim için yeterli.
Who says it's good enough for me?
Kim demiş yeterince iyi olduğunu?
Damn right it's good enough for me, but I don't need any help.
Evet doğru benim için yeterince iyi, ama yardıma ihtiyacım yok.
And if it's good enough for him, it's good enough for me.
Onun için yeterince rahatsa, benim için de rahattır.
- It's good enough for me. - Aye-aye-aye!
Benim için yeterli.
Oh, it's not good enough for you... but it's good enough for me?
Oh, senin için yeterince iyi olmayan şey benim için mi yeterince iyi olacak?
It was good enough for Crazy Horse, and it's good enough for me.
Bu Çılgın At'ı mutlu ediyordu. Beni de mutlu edecektir.
What's wrong with that? He said it wasn't good enough for me.
Benim için yeterince iyi olmadığını söyledi.
If Woody says it's all right, then, well, darn it, it's good enough for me.
Eğer Woody endişelenecek bir şey yok diyorsa, benim için yoktur.
And she was saying it's your way, ours, of finally saying she's not good enough for me.
Bunu sizin istemediğinizi söyledi bana layık görmediğinizi düşündüğünü sanıyordu.
I know it's mine, that's good enough for me.
Ödülün benim olduğunu biliyorum ya, o bana yeter.
If it's a possibility, that's good enough for me.
Eger bu bir olasilikla, bu benim için yeterince iyi.
It's good enough for me.
- Bu bana yeter.
If it was good enough for them, it's good enough for me.
Onlar için iyi olan benim için de iyidir.
'Cause if second-best is good enough for Mr. Turkey, it's good enough for me.
Çünkü en iyi ikinci şey ; Bay Hindi için iyiyse benim için de iyidir.
I used to think you hated me... because you thought I wasn't good enough for Lori... but that's not it.
Benden nefret ettiğini biliyorum... Çünkü Lori için yeterince iyi biri olmadığımı düşünüyorsun... fakat bu doğru değil.
If it's good enough for Sam Mendes, it's good enough for me.
Sam Mendes'e uyarsa, bana da uyar.
- it's good enough for me. - I want to know.
- Ben öğrenmek istiyorum.
- It's good enough for me.
- Benim için yeterli.
It's good enough for me.
Benim için yeterli, Albay.
It doesn't have a fancy name, but if it was good enough for Frank, it's good enough for me.
Gösterişli adı yok ama Frank için yeterliyse, benim için de yeterli.
- It's good enough for me.
- Bana göre yeterince iyi.
And how, in all good conscience, can I, as chairman of this subcommittee... authorize any more above-the-line overtime... when it's clear enough from the data in front of me... that that money is not gonna go to line officers, or working detectives... but is being used to pay for drivers and clerical and...
... ve bu komitenin başkanı olarak nasıl bir vicdanla daha fazla mesai yapmalarına izin veririm. Önümdeki verilere bakarak çok açık bir şekilde bu paranın çalışan dedektif ve polislere gitmediğini görüyorum. Bu paranın sürücülere ve kırtasiye masraflarına gittiğini görüyorum.