It's not me i'm worried about Çeviri Türkçe
47 parallel translation
It's not about me that I'm worried.
Kendim için endişe etmiyorum.
It's not me I'm worried about, Mom.
Endişelendiğim ben değilim, Anne.
- It's not me that I'm worried about.
- Korkan ben değilim.
It's not me I'm worried about. It's you.
Ben kendimden endişelenmiyorum.
- Oh, it's not me I'm worried about.
- Oh, Kendim için endişelenmiyorum ki.
It's not me I'm worried about.
Kendimi düşünmüyorum.
Respectfully, sir, it's not me that I'm worried about.
Açıkçası endişelendiğim şey ben değilim efendim.
It's not so much me I'm worried about, it's my staff.
Kendim için o kadar endişelenmiyorum. Merak ettiğim çalışanlarım.
It's not me I'm worried about, kid.
Beni endişelendiren işlerin zorluğu değil, sensin!
It's not me I'm worried about.
Ben endişeleniyorum ben değilim.
What I was trying to say was, if it's really your own reputation that you're worried about, then I hope you can get past that. But if it's not about your reputation, if it's just that yodon't feel the same way about me that I feel about you... then I'll understand.
Demeye çalıştığım insanların hakkında düşündüklerini önemsiyorsun ve bunu aşabileceğini umuyorum ama sorun bu değilse ve benim sana karşı hissettiklerimi bana karsı hissetmiyorsan o zaman anlayışla karşılar ve yolundan çekilirim.
Wait, wait. It's not me I'm worried about.
Bekle, endişem kendimle ilgili değil.
It's not me or you I'm worried about right now, Duck.
Şu anda bizi düşünmüyorum Duck. Ölüm nedenini biliyor muyuz?
It's not me that I'm worried about, okay?
Endişelenen ben değilim, tamam mı?
You know, it's not me I'm worried about. Or you. It's Jamie.
Ben kendim için de... senin için de endişelenmiyorum.
It's not me I'm worried about.
Kendim için endişeli değilim.
It's not me that I'm worried about.
Kendim için kaygılanmıyorum.
It's not you I'm worried about Junior it's the guys I don't know that got me twisted.
Endişelendiğim konu seninle ilgili değil, Junior. Tanımadığım heriflerin beni yamutacak olması endişelendiriyor.
It's not me I'm worried about, I'm thinking about Maurice.
Kendim için endişelenmiyorum, Maurice'i düşünüyorum.
It's not me I'm worried about.
Kendim için endişelenmiyorum.
Look, I'm not worried, I just... Look, it's not about you and me, Calleigh.
Dinle, endişelenmiyorum, sadece bu yalnızca sen ve benimle alâkalı değil.
Today, though, you watched me give a lady a really big ass. And I'm not the slightest bit worried about it because I know for a fact there's no boyfriend pressuring her.
Bugün beni bir kadına gerçekten büyük bir popo implantı takarken izledin gerçi ama ben bundan hiç endişelenmiyorum çünkü ona baskı yapan bir erkek arkadaşı olmadığını biliyorum.
Actually, it's not me that I'm worried about.
- Aslında korktuğum kişi kendim değilim.
It's not me I'm worried about.
Endişelendiğim kendim değilim.
It's not me that I'm worried about. It's my sister.
Kendim için korkmuyorum, ablam için korkuyorum.
It's not me that I'm worried about. It's my sister.
Kendim için değil, ablam için korkuyorum.
But at this moment, it's not you and me I'm worried about.
Ama şu anda endişelendiğim sen ya da kendim değilim.
It's not me that I'm worried about.
Endişe ettiğim ben değilim ki.
No, it's not me that I'm worried about.
Hayır, ben kendim için endişelenmiyorum.
It's not me I'm worried about.
Ben değilim. Endişelendiğim sensin.
I was worried when I heard about what the episode was going to be.. That it would get it wrong and it would annoy me, because that's not the way I would envision such a thing.
Bölümün konusunu öğrenince endişelenmiştim,... yanlış olur, canımı sıkar diye,... sırf bunu ben böyle hayal etmezdim diye.
And it's not... it's not me that I'm worried about.
Bununla ilgili endişem yok.
It's not me I'm worried about.
Zarar geleceğinden endişelendiğim kişi ben değilim.
It's not me I'm worried about.
Endişe ettiğim ben değilim.
It's not me I'm worried about.
KENDiM iCiN ENDiSE ETMiYORUM.
It's not me I'm worried about.
Endişelendiğim konu ben değilim.
I'm fine. It's not me I'm worried about.
İyiyim, endişelendiğim kişi kendim değilim.
It's not me that I'm worried about.
Kendimle ilgili korkmuyorum.
It's not me I'm worried about.
- Kendim için üzülmüyorum.
But it's not me I'm worried about, it's my... what's that word again?
Ama endişelendiğim ben değilim, benim neydi o kelime?
But it's not about me, it's you I'm worried about.
Ama kendim için değil, senin için endişeleniyorum.
It's not me that I'm worried about.
Kendim için endişelenmiyorum.
- No, it's not me I'm worried about.
- Kendim için endişelenmiyorum.
It's not me I'm worried about. It's that girl.
Kendim için değil, o kız için endişeleniyorum.
It's not me I'm worried about.
Endişelendiğim kişi ben değildim.