It's only a game Çeviri Türkçe
99 parallel translation
It's only a friendly little game.
Bu sadece arkadaş arasında küçük bir oyun.
All the graces in the arts of love... the elaborate approaches that would make the game of love amusing... can only be practiced in those countries that quiver in the heat of the sun... in the still, languorous nights, where every breeze caresses with amour... love, as we understand it, is a technique that must be developed in hot countries.
Aşk sanatının tüm incelikleri aşk oyununu eğlenceli hale getiren özenle düşünülmüş tüm o yaklaşımlar güneşin sıcaklığının insanın kanını kaynattığı ülkelerde hayat bulabilir, ancak. Her bir esintinin seni sevgiyle okşadığı o baştan çıkarıcı gecelerde. Demem o ki ; bunlar ancak sıcak memleketlerde geliştirilebilir tarzlar.
What does it matter? It's only a game, anyway.
Sonuçta bu sadece bir oyun.
fortunately, it's only a game.
Neyse ki sadece bir oyun.
It's only a game, old sport, for Weaver's benefit.
- Weaver yararına oynanan eski bir oyundur.
It's only a game. I promise, cross my heart. It's only a game.
Bu bir oyun, yemin ederim ki bu bir oyun.
It's only a game.
Bu sadece bir oyun.
- But Ippolita, it's only a game.
- Ama Ippolita, sadece bir oyun.
It's only a game. "
Bu sadece bir oyun. "
It's only a game "?
Bu sadece bir oyun mu? " dedi.
It's only a game.
Sadece bir oyun.
Perhaps Himmler tried to make a dirty game, giving something to it for to leave only unconscious, in order to be led of bunker against its will e delivers to the enemy.
Belki de Himmler kirli bir oyun tezgâhlamıştı. Verdiği şey onu yalnızca bayıltacaktı. Ardından da sığınağından dışarıya çıkartılıp düşmana teslim edilecekti.
- It's only a game.
- Altı üstü bir oyun.
It's only a game?
Bu sadece bir oyun mu?
Well, it's, uh... not only a game of balance, it's a game of deception.
Bu, hımm... sadece denge oyunu değil, hile de var içinde.
Why it � s only a game!
- Neden sadece bir oyun olsun!
That's what he always does this, you know. He gets a little cranky like this. It's only'cause he's getting psyched up for a big game.
O daima yapar bunu.He always does this.Huysuzlaşıyor çünkü büyük oyunla ilgili psikolojik.
Hey, Dove. It's only a game, isn't it?
- Duif, altı üstü bir oyun değil mi?
Shit, Wang. it's only a game.
Lanet olsun, Wang. Bu yalnızca bir oyun!
I hate to tell you this, but it's only a game.
Sana hatırlamak istemem ama bu sadece bir oyun.
John, it's only a game.
John, bu sadece bir oyun.
It's only a game.
Önemli değil Al, sadece bir oyun işte.
No, it's only a game if you win, but if you lose, it's a stinking waste of time, especially if you lose to the Kiss-Me Cosmetics Company.
Kazandığın zaman oyun sayılır kaybedersen sadece zaman kaybı demektir. Hele hele, Öp-Beni Kozmetik Grubu'na yenilirsen.
It's only a game, Grandpa.
Sadece oyun, dede.
It's only a game.
Sadece bir oyun bu.
It's only a video game.
Alt tarafı bir oyun.
It's only a game, and I don't need this.
Sadece bir oyun ve buna ihtiyacım yok.
It's only a game.
liero Sadece bir oyun.
- He'll think it's only a game.
- Sadece bir oyun sanacak.
Uh - Uh, it's only a one-player game.
Bu tek kişilik bir oyun.
It was only a game... just a touch football game, nothing more... but a game I wish we had never played.
Alt tarafı bir futbol maçıydı, hepsi bu. Ama keşke o maça çıkmamış olsaydık.
It's only a game!
Sadece oyun bu.
Now, Kirk, it's only a game.
Kirk sadece bir oyun bu.
It's only a stupid game.
Sadece aptal bir oyun.
As Bagger once said, it's a game that can't be won, only played.
Bir keresinde Bagger'ın söylediği gibi, bu bir oyun kazanılamaz, sadece oynanır.
- It's only a game!
- Bu sadece bir oyun!
♪ Relax, enjoy yourself, It's only a glorious game
¢ Ü Rahatla, eğlen, bu muhteşem bir oyun yalnızca
Come on, remember it's only a game.
Pekala! Çok iyi! Haydi, Mia.
It's only a game. We're not fighting a war.
Bu sadece bir oyun, savaş değil.
- It can only be beaten by a gambler... with infinite capital, playing in a game without limits for eternity.
Sadece bir kumarbaz tarafından yenilebilir. Dönen bir çember, sayısız ihtimal...
Don't you understand it's only a game?
Her şeyin bir oyun olduğunun farkında değil misin?
It's only a game, not a fight to the death.
Bu sadece bir oyun, ölümüne bir savaş değil.
After all, it's only a game!
Bu sadece bir oyun.
It's only a game
Bu sadece bir oyun.
It's only a game.
Sadece bir maç.
Wasn't it you yourself that said just tonight... "It's only a game"?
Dün gece "sadece bir maç" diyen sen değil miydin?
Hey, it's only a game!
Bu sadece bir oyun.
Crosbie. It's only a game show.
Bu bir oyun şovu!
- Hey, it's only a game, Kenny.
- Hey, bu sadece bir maç, Kenny.
It's only a game! No, it's not only a game. It's football!
Hayır, sadece bir oyun değil, bu futbol!
But, I have to tell you something and it's the kind of something that should only be said in person, or on a giant screen at a baseball game.
Ama sana öyle bir şey....... söylemem gerekiyor ki ya şahsen ya da beyzbol sahasındaki dev ekranda söylenmeli.
it's only fair 72
it's only a dream 23
it's only natural 75
it's only me 114
it's only a matter of time 121
it's only money 39
it's only temporary 79
it's only you 17
it's only 370
it's only gonna get worse 25
it's only a dream 23
it's only natural 75
it's only me 114
it's only a matter of time 121
it's only money 39
it's only temporary 79
it's only you 17
it's only 370
it's only gonna get worse 25
it's only been a few days 19
it's only been 58
it's only a 17
it's only been a week 24
it's only for a few days 18
a game 108
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's only been 58
it's only a 17
it's only been a week 24
it's only for a few days 18
a game 108
it's fine 7136
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's me 10254
it's not 5855
it's all right 8832
it's about damn time 34