It's too soon Çeviri Türkçe
967 parallel translation
It's the kind of love that makes people old too soon.
İnsanları çabuk tüketen cinsten bir aşk.
It will spoil the birthday song, Rosita, if we wake her too soon.
Rosita eğer onu erken uyandırırsak doğum günü şarkısını bozmuş oluruz.
It's too soon to be cheering.
Tezahürat için daha çok erken.
Father, it's much too soon for Homer to be thinking about a job.
Baba, Homer'in iş konusunu düşünmesi için daha çok erken.
Mr. Chairman. It's too soon after Peter Bailey's death to talk about chloroforming the Building and Loan.
Peter Bailey'in ölümünden sonra bunu konuşmak için çok erken.
Maybe it's too soon to tell.
Belki bunu bilmek için çok erken.
It's never too soon Why, it's well past noon
# Erken diye bir şey yoktur Saat zaten öğleyi geçiyordur # #
Naturally, it's too soon to discuss a definite step.
Tabii ki ciddi adımlar atmak için henüz erken.
If we never meet again, it's too soon And I'll make a bet you'll be changing your tune
Bir daha görüşemezsek yakında senin havanı değiştireceğim
It's too soon to worry.
Endişelenmenin gereği yok.
Now, it's too soon
Şimdi çok erken.
It's too soon to tell.
Bunu söylemek için çok erken.
It's too soon to pack, isn't it, since we're not leaving until Sunday.
Bavul hazırlamak için çok erken değil mi? Ne de olsa Pazar gününe dek gitmiyoruz.
It's too soon.
Ama daha çok erken.
It's too soon.
Bu çok erken.
It's a little too soon to evaluate.
Değerlendirmek için henüz biraz erken.
It's too soon.
Çok erken.
No, he says it's too soon after the operation.
Hayır, ameliyattan sonra çok erken olduğunu söylüyor.
It's a bit too soon, but we must think of it.
Ama bir müddet sonra mütâlââ etmeliyiz.
I keep listening for the dogs. It's too soon.
- Köpekleri gözetleyeyim.
It's too soon, but I have a feeling that she'll be with us by the festival.
Daha çok erken, ama festivalde bizimle olacağı içime doğuyor.
Oh, but it's too soon.
Ama, bu çok erken olmuş.
AS SOON AS IT'S COM P I LED AND I WANT TO SEE THE REACTION SHOT ON HIM, TOO.
-... ayrıca tepki grafiğini de görmek istiyorum.
- It's too bad he has to leave so soon...
- Maalesef hemen dönmesi gerekiyor.
It's too soon to tell.
Bunu bilmek için daha erken.
No, it's too soon.
Hayır, daha erken.
Wait, it's too soon to rejoice.
Bekle, sevinmek için erken daha.
I kept thinking... it's too soon.
Çok erken olduğunu düşünüyordum. Çok erken.
It's too bad you have to go back so soon.
Bu kadar erken gidecek olman çok üzücü.
Those are the instructions and you will obey them. It's too soon to take another batch.
Bunlar talimatlar ve siz onlara uyacaksınız.
No, it's too soon for that.
Hayır. Bunun için çok erken.
It was Elsa, and it was soon apparent that she'd had some kind of encounter with other lions, or perhaps a leopard, and had not come off too well.
Elsa çıkageldi ve besbelliydi ki Elsa diğer bir grup aslanla, ya da leoparlarla karşılaşmış, ve bu ona çok iyi gelmemişti.
It's too soon for talk like that.
Bunun için çok erken.
It's too soon for one of the McLeods.
McLeod'ın adamları bu kadar çabuk gelmez.
I think it's a little too soon for that, but it's possible.
Bence bunun için biraz erken, fakat bu mümkün.
Reckon it's just a case of too soon old and too late smart.
Sanırım birinin erken yaşlanıp geç akıllandığı bir durum.
It's too soon.
Çok yakında.
It's too soon yet to kill me, isn't it?
Beni öldürmek için daha erken, değil mi?
His heart is fighting hard but it's too soon to say.
Kalbi hala dayanıyor ama söylemek için çok erken.
If you don't allow me to bring Dr. McCoy down here, it'll soon be too late to do anything for her.
Dr. McCoy'u ışınlamama izin verin, yoksa onun için geç olacak.
It's too soon, objectively.
Açıkçası daha çok erken.
I think it's too soon for us to be one, Jerry.
Bence, ikimizin bir olması için çok erken Jerry.
When two people feel about each other the way we feel about each other... it's never too soon to be one.
İki insan birbirine, bizim birbirimize hissettiğimiz şekilde hissederse bir olmaları için hiçbir zaman çok erken değildir, Brenda.
It's too soon.
- Daha çok erken.
It's too soon yet.
Henüz çok erken.
It's too soon for you to die!
- Daha gebermen için çok erken!
It's way too soon for you to die.
Ölmen için daha çok erken.
If we turn back too soon, it'd warn them and won't attack.
Çok hızlı dönersek, uyarılmış olurlar ve saldırmazlar.
It's too soon for bounty hunters.
Sınır muhafızı için çok erken.
- I still think it's too soon to bring him up. - We have no choice.
- Hala uyandırmak için erken olduğunu düşünüyorum.
- It's cold. - We'll coming home soon too.
Ben de birazdan evde olurum.
it's too soon to tell 37
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69
it's too late 1593
it's too late for me 32
it's too much 352
it's too late now 142
it's too loud 51
it's too expensive 49
it's too cold 57
it's too early 104
it's too easy 69