It's your sister Çeviri Türkçe
702 parallel translation
It's a brother's duty to introduce your sister to some other type... than fops and pale young poets.
Kızkardeşini züppeler ve sönük genç şairlerden farklı tiplerle... tanıştırmak, bir ağabeyin görevidir.
Now it's simply a matter of having a man at the hotel tonight to shadow him when he leads us to your sister.
Yani bu gece otelde bir adamimizin olmasi yeterli. Onu takip edersek bizi kardesinize götürür.
- It's your sister.
- Kız kardeşin geldi.
Why did you sister-in-law say it was your daughters fiance?
Neden üvey kardeşiniz onun nişanlısı olduğunu söyledi?
Your sister had a feeling about life that it wasn't worth living unless one could end it.
Ablanın farklı bir hayat anlayışı vardı. Her şeyi sonuna kadar yaşardı.
How pretty your sister's made it!
Kız kardeşin ne güzel döşemiş!
I was supposed to be your sister. That's how it's been ever since we were kids.
Çocukluğumuzdan beri hep senin kardeşinmişim gibi davranmaya çalıştım.
Okay, sister, it's your loss.
Pekala bacım, senin kaybın.
To sum it up, your sister's condition is serious, but I can help her.
Özet olarak ablanızın durumu ciddi ama yardım edebilirim.
Well, it's just that - tell me, how's your sister-in-law taking it by now?
- Şey, ben sadece... Söyleyin, o nasıl? Baldızınızın durumu nasıl?
It's your sister!
Kız kardeşindi.
Henry, as much as I would regret it, if you force us to, we shall have to take the necessary legal steps to secure your sister's...
Henry, bizi buna zorlarsanız, üzüleceğim ama, Kızkardeşinin... almak için gerekli yasal adımları atmak zorunda kalacağız. Hayır!
- It's your sister calling from Memphis.
- Memphis'ten kız kardeşin arıyor.
It shows I was right to marry your sister.
Kızkardeşinle evlenmekte haklıymışım.
What do you want me to do about it? She's your sister.
Bunun benimle ne alakası var?
If I recall, it was your sister's fiancé.
Anımsadığım kadarıyla, kızkardeşinin nişanlısı idi.
Well, we can hardly say it was your sister's fault, sir.
Tam olarak kızkardeşinizin hatası olduğunu söyleyemeyiz, efendim.
Incidentally, it wasn't you I was following that day, but your sister.
Sırası gelmişken, o gün seni değil kardeşini takip ediyordum.
What a grief it was to me and your sister when we heard that you had given up the University for want of means to keep yourself.
Sebeplerini sır gibi saklayıp, Üniversiteyi bıraktığını söylemen kızkardeşini ve beni derin bir kedere boğdu.
It's all because of your sister I hear it was originally planned at the mahjong table
Hepsi senin ablanın yüzünden oldu mahjong oynarlarken cinayeti planladıklarını öğrendim
I was never interested in you or your sister, and I'm getting married, so it makes no difference to me.
Zaten yakında evleniyorum ve bilmenizi isterim ki kardeşinize olsun, size karşı olsun yanlış bir duygu beslemiyorum.
Chief Ngan, it's probably your elder sister
Şef Ngan, Bu sizin ablanız olmalı
I have no problems with your sister but please Jane, leave psychoanalysis out of it!
Benim kardeşinle bir sorunum yok, ama lütfen Jane, psikanalizi bu konunun dışında bırak!
It's your sister, Marguerite, sir.
Kız kardeşiniz, Marguerite, efendim.
It's your sister, all right.
Evet, bu senin ablan.
While you're here with your sister, should you desire a little blonde French love dream to be sent to your room, it will be arranged.
Her ne kadar kız kardeşinizle beraberseniz de, odanıza güzel bir Fransız sarışın yollamamı isterseniz ayarlayabilirim.
Okay, she's not your sister, it's the other one, and we'll just forget it.
Tamam, kardeşin değildi öbürüydü, unutalım gitsin.
It's your sister!
Kız kardeşinizmiş!
It's terrible the way the papers write about your sister.
Gazetelerin kardeşinle ilgili yazdıkları çok korkunç.
It's your sister, Sharon.
Ben kardeşin Cheryl'ım.
It's another thing when you can't even go to your own sister's wedding without being shot.
Hatta kendi kız kardeşinin düğününe bile ateş açılmadan gidemiyorsun.
Oh, fuck! It's always your sister!
Hep şu kız kardeşin!
Your sister said it's not to be used for anything else.
Ablan o paranın başka bir şey için kullanılmayacağını söyledi.
"It's not your sister I'm marrying."
"Evlendiğim kişi kardeşin değil."
It's not your sister.
Kız kardeşin değil.
It seems not to have affected your sister's devotion.
Kız kardeşiniz vefalı ve etkilenmiş görünmüyor.
The builders found a fault in the structure, better sleep in your sister's room till they've finished working on it.
İnşaatçılar, bir yapım hatası tespit ettiler. Onlar hatayı giderene kadar kız kardeşinin odasında uyuman daha iyi.
It's something you have to learn, otherwise you'll end up like your poor dear sister!
Ama bu mutlaka öğrenmen gereken bir şey yoksa sonun zavallı kızkardeşin gibi olur!
It's your sister.
O, senin kız kardeşin.
Do not fuss at your sister. It's her wedding day. Big deal.
Ablanın düğünü bu gün fazla üstüne düşme.
- Your sister's place, is it far from here?
Kardeşinin yeri, buradan çok uzak değil mi?
Did your sister's friends, those boys that you were going out with, did they have anything to do with it?
Kız kardeşinin arkadaşlarının, o çıktığın oğlanların bununla bir ilgisi var mı?
* And if you try You can yo-o-odel too-oo * * Hey, Bud, did you call your sister at her grandma's and tell her to hurry home and enjoy this while it lasts?
Bud, büyükannende kalan ablanı arayıp, eve çabuk gelmesini ve bu mutluluğu, onun da paylaşması gerektiğini söyledin mi?
It's your sister, Mr. Tremont.
Kız kardeşiniz hatta, Bay Tremont.
I'm married to your sister now. It's wrong.
Bu yanlış.
I don't care if it's your brother, your sister, your daddy or your mommy- - turn them in, and Krusty will send you...
Kardeşiniz, ablanız, anneniz, veya babanız olması önemli değil,
- It's your sister.
- Kız kardeşinmiş.
You can catch things with it take hot things out of the oven, hit your sister with it.
Bununla top tutar, ocaktan çıkan sıcak şeyleri tutar, kardeşine vurabilirsin.
I don't know if you ever made love with your sister-in-law, Father, but you should try it, because it's absolute heaven.
Hiç yengenizle seviştiniz mi bilmem ama peder mutlaka denemelisiniz! Olağanüstü, cennet gibi bir şey.
Leo, it's me, Lily, your sister.
Leo benim Lily, kız kardeşin.
- It was your sister's.
- Kız kardeşinin fikriydi.
it's your choice 290
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40
it's your birthday 200
it's yours 974
it's your turn 401
it's your move 63
it's your call 289
it's your decision 99
it's your lucky day 103
it's your funeral 64
it's your turn now 40