It doesn't help Çeviri Türkçe
631 parallel translation
If this doesn't help, performance or whatever, it's the end.
Bu işe yaramazsa gösteri falan biter.
And you're not there, so it doesn't help.
Yani birşey değişmedi.
It doesn't help to strike you.
Sana vurmanın yararı olmuyor.
But it doesn't help you, does it?
Sana faydası yok, değil mi?
But explaining it doesn't help.
Bu açıklamaların hiçbir yardımı yok.
If it doesn't help, at least it won't hurt.
Yardımı olmazsa bile en azından zarar vermez.
But, my goodness, doesn't it help?
Ama Allah aşkına, etkisi yok mu?
It doesn't help.
İşe yaramıyor.
When Dave has a problem, I try talking to him, but it doesn't always help.
Dave'in bir sorunu olduğunda, onunla konuşmayı denerim, ancak her zaman bunun yararı olmaz.
But that doesn't help us at all, does it?
Ama bu bize yardımcı olmuyor, değil mi?
Let's hope he doesn't pull too hard, sir. But I think it might help to keep the ball rolling if I make a signal... telling him to get hold of it at all costs. Yes.
- Umarım çok fazla uğraşmaz, efendim.
It doesn't help you to suggest that we stoop to such a trick.
Böyle konuşmanın size hiçbir yararı yok.
Window doesn't help much, does it?
Pencerenin pek faydası olmuyor, değil mi?
It doesn't help these eggs, that's for sure.
Yumurtaya da bir faydası olmadığı kesin.
Now, she knows she's in a nightmare, but it doesn't help her to know.
Bir kabus içinde olduğunu biliyor ama bilmenin ona yararı yok.
Doesn't it help you?
Sana yardımı olmadı mı?
You're making it worse, it doesn't help.
Daha da kötüleştiriyorsun, yararı olmayacak.
Ellen, tell her it doesn't help to know these things?
Ellen, bu şeyleri bilmenin ona yararı olmayacağını söyle.
I know that, Father, but... it doesn't help.
Bunu biliyorum, ama işe yaramıyor.
I don't like them, but it doesn't stop me being sorry for a woman who's ill and lonely... and desperately in need of help.
Hoşuma gitmiyor ama hasta, yalnız ve umutsuzca sana ihtiyaç duyan bir kadın için üzülmeme de engel olmuyorlar.
It doesn't help to be careful.
Dikkatli olmanın bir faydası yok.
I know it is, i know it is, but that doesn't help.
Öyle olduğunu biliyorum öyle olduğunu biliyorum, Ancak bunun yardımı dokunmuyor.
- I'm sorry, darling. It doesn't help.
- İşe yaramadı.
Well that's all very well, but it doesn't help me does it?
Pekala açıkca görülüyor ki, bana hiç yardımcı olmayacak değil mi?
- Yes, well that doesn't help Ian, does it?
Evet ama bunun yardımı olmaz Ian, değil mi?
I want to make it quite clear that in my opinion he doesn't need any help.
Bir şeyi iyice açıklığa kavuşturalım, bence onun hiçbir yardıma ihtiyacı yok.
This is very interesting but it doesn't help me find Panoramix the Druid.
Çok ilginç ama bunun Rahip Panoramix'i bulmama bir yararı yok.
When you're finished there... you can help me by pulling... this painfully barbed savage's arrow... first by snipping the head off in the back... and then pulling it from the front, quickly so that it doesn't hurt me.
İşin bitince barbarların şu acı veren okunu çıkarmama yardımcı olabilirsin. Önce sırtımdaki ucunu kes sonra da önden hızlıca çek ki canım çok yanmasın.
But it doesn't help.
Ama işe yaramadı.
I mean about the help from white people. It doesn't matter so much. Because if tomorrow our agitation is successful, every student, demonstrator or not, black or white, will be considered an enemy, and it'll be easier to keep this tension that we've became a public threat.
Yani beyaz insanların yardımı hakkında, aslında, o kadar da çok farketmez çünkü eğer yarınki ajitasyonumuz başarılı olursa, bu da demek olacak ki her öğrenci, gösterimize katılmış ya da katılmamış olan, siyah ya da beyaz, düşman olarak nitelendirilecek, ve böylece gerilimi elde tutmak daha kolay olacaktır, ve bu sayede, biz hepimiz, yerel bir tehdit oluşturacağız.
No, I guess it doesn't, but I still can't help being grateful.
Sanırım hayır. Yine de size minnettarım.
It doesn't help.
... hiç bir yararı olmaz bunun.
It doesn't much help.
Bu pek iyi olmuyor.
It doesn't help us if you're inconsistent
Tutarlı olmaman yararlı olmaz
I do start again, it doesn't help
Yeniden başlayıp duruyorum zaten, hiçbir faydası yok.
The master says it is hereditary well, the scent of these plants doesn't help matters
Efendi, bunun ırsi bir şey olduğunu söylüyor. Bu çiçeklerin kokusunun hiçbir şeye faydası yok.
these these whiffs of... it's stifling well, the scent of these plants doesn't help things
bunlar bu koku dalgası... çok boğucu. Bitkilerin kokusu da bu işe çanak tutuyor.
It doesn't help.
İşe yaramaz.
Yes, of course, but it doesn't help.
Evet, tabi ama faydası olmuyor. Seni çok özlüyorum!
It doesn't help when you let them steal... the fake scarf intentionally
Sahte nakışın... çalınmasına izin vermen bize pek yardımcı olmadı
Relax, it doesn't help. I can't!
Sakin ol, bir şey değişmeyecek.
It doesn't help him, you encouraging it.
Faydası yok ki, onu cesaretlendiriyorsun.
It doesn't help my reputation to look after the daughter of a murderer!
Bir katilin kızına sahip çıkmanın benim itibarıma bir faydası olmaz!
It's all superstition and doesn't help usually, but that's how you have to do it.
Bunlar batıl inançlardır ama bazen işimize yararlar.
But if it doesn't help?
Ya yardımı olmazsa?
There's no sense in brooding, especially if it doesn't help.
Hele hiçbir işe yaramıyorsa,... uzaklara dalmanın hiç manası yok.
- Of course it doesn't matter, but... - So you mean you'll help us?
Yani yapacak mısın?
He doesn't wanna do it but he can't help himself.
O yapmak istemiyor ama elinde değil.
Can I help it if the moss doesn't know which side of the tree to grow on?
- Yosun ağacın neresinde yetişeceğini bilmiyorsa ben n'apayım?
I know all about those things... and sometimes it just doesn't work out and he can't help you.
Ben de bu işleri çok iyi bilirim, bazen önün açılır ama menajerin bu yükü kaldıracak biri değildir.
But it doesn't help.
İşe yaramıyor.
it doesn't matter 3827
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't hurt 114
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't make sense 437
it doesn't suit you 52
it doesn't even matter 37
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71