It doesn't make sense Çeviri Türkçe
2,464 parallel translation
Excuse me! It just doesn't make sense. Why would I want to help you?
- Çok saçma niye yardım edeyim
It doesn't make sense.
Çok saçma.
That's why we believing in a divine power doesn't make sense, or worse, it means there is a danger that every believer can't truly see himself.
Bu yüzden süper güçlere inanıyoruz. Bu mantıklı değil, Ya da daha kötüsü, Her inanan gerçeği göremiyor.
It doesn't make any sense.
Hiçbir manası yok.
Uh, this doesn't make any sense. Oh, it does when you know her better.
Onu daha iyi tanıdığında hiç de saçma olmadığını anlarsın.
It doesn't make sense that you are not looking at me.
Bana bakmaman önemli değil.
It doesn't make sense the unsub would take him.
Katil ona zarar veremez.
It doesn't even make evolutionary sense.
Evrimin mantığına bile uymuyor.
It just doesn't make sense.
Ama mantıklı gelmiyor.
It doesn't make any sense.
Hiç bir anlam veremiyorum.
It doesn't make sense.
Sen ne istiyorsun?
But it just doesn't make sense.
Ama bu hiç mantıklı değil.
- It doesn't make sense.
- Bu çok saçma.
- IT DOESN'T MAKE ANY SENSE.
Hiç mantıklı değil ama.
I mean, it doesn't make any sense.
Yani, hiç mantıklı gelmiyor.
It just doesn't make sense.
Hiç mantıklı değil bu.
It doesn't make any sense to me either.
Bende de bir şey uyandırmıyor.
I mean, it just, it doesn't make sense.
Yani, sadece, hiç mantıklı değil.
It doesn't make sense.
Mantıklı değildi.
It just doesn't make any sense.
Bu hiç de mantıklı değil.
It doesn't really make sense to me.
Bana hiç mantıklı gelmiyor.
It doesn't make sense that kids get your money after you're gone.
Sen öldükten sonra paranın çocuklara kalması çok saçma bir şey.
It just doesn't make any sense.
Bu hiç mantıklı değil.
It just doesn't make any sense.
Hiç mantıklı gelmiyor.
It doesn't any make any sense that your father confessed.
Babanın itiraf etmiş olmasının hiç bir anlamı yok.
It doesn't have to make sense.
Anlamı olup olmaması önemli değil.
I know we didn't work out the first time and I know it doesn't make any sense and I know it doesn't make any sense but I can't shake the feeling that we belong together.
İlk seferinde yürütemediğimizin farkındayım. Saçma geleceğinin farkındayım... Saçma geleceğinin farkındayım ama birbirimize ait olduğumuz hissini bir türlü içimden atamıyorum.
It doesn't make sense.
Bu resmen saçmalık.
It doesn't make any sense to me either.
Bana da anlamsız geldi.
And what's replaced it, well, doesn't make any sense to me.
Ve bunun yerini alan şeyler bana mantıklı gelmiyor hiç.
If this guy's absorbing all the Murphys'illegal businesses, it just doesn't make any sense for him to restart this feud.
Eğer Murphy'lerin tüm yasa dışı işlerini bu adam devralıyorsa,.. ... bu kan davasını başlatmasının hiç bir mantığı yok.
Yeah, I mean, when something doesn't make sense, Myka tries to make sense of it.
Yani, mantıksız şeyler olduğunda..... Myka onlara bir mantık yüklemeye çalışır.
I think I'm just hungover. But it doesn't make any sense, considering I didn't even drink last night.
Sadece akşamdan kalmayım ama hiç içmediğimi düşünürsen garip kaçıyor.
It doesn't make any sense.
Hiçbir anlamı yok.
It doesn't make sense.
Hiç mantıklı gelmiyor.
It doesn't make a lot of sense, but it's a habit I'm trying to break.
Biliyorum. Çok mantıklı gelmiyor ama bırakmaya çalıştığım bir alışkanlık.
It doesn't make any sense it having fallen off in the water.
Suyu düştü açıklaması bana mantıklı gelmiyor.
It doesn't have to make sense!
Mantıklı olmasına gerek yok!
It just doesn't make sense.
Çok anlamsız.
It--it doesn't even make sense. Why are you doing time?
Bu hiç mantıklı değil, neden hapis yatıyorsun?
No, it doesn't make any sense.
Doğru, pek mantıklı olmaz.
It doesn't make sense that he would hide a partner.
Ortağını saklaması saçma olurdu.
It's a lateral move. Doesn't make sense if I want to get into a front office.
Ön ofise geçmek istiyorsam bir anlamı olmaz.
It doesn't make sense.
Hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense now that we know that that's not John Polk.
Hiç mantıklı değil, çünkü artık adamın John Polk olmadığını biliyoruz.
If he got hit on the head and lost eight months of memory, doesn't it make sense that if he got hit on the head again he'd get it back?
Eğer kafasına bir şey çarpıp sekiz aylık hafızasını kaybettiyse kafasına tekrar bir şey çarparsa hafızasının geri gelmesi gerekmez mi?
I told you, it doesn't make sense.
Size söyledim, bunun bir anlamı yok.
It doesn't make sense.
Bana da mantıklı gelmiyor.
I mean, it doesn't make any sense.
Bu hiç mantıklı değil.
It doesn't make sense. I mean, what, did Brett put a hit out on himself?
- Brett vur emrini kendisi mi çıkardı?
Max, I know it doesn't make sense, but the reason that they're doing this is because you're in the fifth grade.
Max, biliyorum bu anlamsız geliyor, ama bunu yapmalarının bir nedeni var.
it doesn't make sense to me 16
it doesn't hurt 114
it doesn't matter 3827
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't hurt 114
it doesn't matter 3827
it doesn't fit 43
it doesn't exist 124
it doesn't even matter 37
it doesn't suit you 52
it doesn't bother me 71
it doesn't work 306
it doesn't matter to me 71
it doesn't matter anymore 84
it doesn't help 45
it doesn't mean anything 188
it doesn't add up 72
it doesn't have to be 79
it doesn't feel right 70
it doesn't say 66
it doesn't matter how 18
it doesn't work like that 161
it doesn't have to be this way 36
it doesn't help 45
it doesn't mean anything 188
it doesn't add up 72
it doesn't have to be 79
it doesn't feel right 70
it doesn't say 66
it doesn't matter how 18
it doesn't work like that 161
it doesn't have to be this way 36