It just occurred to me Çeviri Türkçe
154 parallel translation
It just occurred to me, I haven't had anything to eat since breakfast.
Şimdi hatırladım. Kahvaltıdan bu yana hiçbir şey yemedim.
It just occurred to me that...
Sadece aklıma geldi...
- And it just occurred to me that
- Ayrıca aklıma geldi de - - Hanımefendi.
It just occurred to me.
Sadece aklıma geldi.
Well, it just occurred to me.
Aklıma geldi.
It just occurred to me.
Aklıma geliverdi.
It just occurred to me.
Şimdi farkına vardım.
Irene, it just occurred to me, I have to finish something yet.
Şimdi hatırladım İrene, benim bir şeyi halletmem gerekiyordu.
It just occurred to me, as the young folks are going back to Spain to live with you, - I should give the whole amount.
Şimdi düşünüyorum da, genç çiftimiz sizinle birlikte yaşamak üzere İspanya'ya gidecekler.
It just occurred to me.
Tahmin etmiştim.
It just occurred to me that the only possible way would be if somehow there never was a kidnapping.
- Birden aklıma geliverdi. Belki de bu kaçırma olayı hiç olmamıştır.
No, it just occurred to me that...
Hayır, sadece bana öyle geldi ki...
It just occurred to me that this might all be about what's her name.
İçimden bir ses tüm bunların onunla ilgisi olduğunu söylüyor.
It just occurred to me.
Fark ettim de.
It just occurred to me why our relationship never worked.
İlişkimizin yürümeme nedenini şimdi anladım...
You know, it just occurred to me... That bebop was invented by the cats... Who did get out of the army.
Caz müzik ortaya çıkmıştı ve ordudan uzak kaldığım dönemde caz merakı başladı.
It just occurred to me.
- Sadece içime doğdu.
Well, it just occurred to me, if, uh...
Şey, sanki bana, eğer, uh...
It just occurred to me...
Düşündüm de...
It just occurred to me, Marty, since I end up in 1885, perhaps I'm now in the history books.
Birden aklıma geldi, 1885'e gittiğime göre belki de tarih kitaplarına girmişimdir.
It just occurred to me.
Sadece bana oluyor.
Well, no, it just occurred to me that I was suggesting you take a jar of vitamins, when the smart thing to do would be to leave the door open. Look at that.
Bence bir kavanoz vitamin almaktansa, yapılacak en akıllıca şey kapıyı açık bırakmak.
Damn, it just occurred to me.
Şimdi aklıma geldi.
Constable... it just occurred to me that, if I knew in advance just how long it will take for them to catch you during the next drill... Well, let's just say you and I could share a substantial profit.
Şef düşündüm de, eğer gelecek tatbikatta seni yakalamalarının ne kadar süreceğini önceden bilseydim eh, şey diyelim sen ve ben önemli miktarda karı bölüşebiliriz.
It just occurred to me. This is why I write about big heads.
O yüzden koca kafalı insanlarla ilgili şeyler yazıyorum ben!
It just occurred to me he took too many pills.
Aşırı dozda hap aldığını düşündüm birden.
It just occurred to me, we have no chance if he doesn't attack if he decides to take the stone and leave.
Az evvel aklıma geldi, eğer saldırmazsa... eğer taşı alıp gitmeye karar verirse, hiç şansımız olmaz.
It just occurred to me that Maurice might've pulled a fast one. Maybe he conned both of us from the start.
Bir an için asıl kurnaz Maurice'se ve ikimizi de ayakta uyuttuysa diye düşündüm.
- Well, it just occurred to me, if...
- Evet, tabi. Şey, sanki bana, eğer, uh...
Well, it just occurred to me today... that I've never celebrated Halloween before.
Hmm. güzel, sadece bugün aklıma... daha önce hiç cadılar bayramı kutlaması yapmadığım geldi.
Except it just occurred to me that I don't know where home is.
Evin nerede olduğunu bilmediğimi saymazsak tabii.
As much as I claim myself to be an encyclopaedia of filmic history it just occurred to me that maybe....
Film tarihi ansiklopedisi olduğumu iddia etmediğime göre aklıma belki de bir şeyi...
No, dear, because I remember when Mr. Hoskins first came in it occurred to me that he'd make just an even dozen.
Hayır hayatım, çünkü Bay Hoskins içeri girdiğinde... onunla tam bir düzine olacağını düşündüğümü hatırlıyorum.
It just never occurred to me.
Sadece önceden hiç rastlamamıştım.
I suppose it just never occurred to me.
Sanırım, hiç aklıma gelmedi.
It just never occurred to me that she would...
Bunu yapabileceği hiç aklıma gelmemişti...
So it occurred to me that i'd be willing to offer a large sum of money just to have some quiet.
İşte bu nedenle sana büyük bir para teklif etmeye karar verdim. Biraz olsun sessizlik için.
It's occurred to me that most of them are just sitting around on their dead butts all day.
Farkına vardım ki adamların çoğu bütün günü oturarak geçiriyorlar.
I think it really just occurred to me this morning.
Sanırım aklıma bu sabah geldi.
- It just never occurred to me.
- Ben de hiç şüphe yaratmadı.
I've just been so trusting, it never even occurred to me.
Ona çok güveniyordum. Bu aklıma hiç gelmemişti.
It's just occurred to me what they've been chanting for the last few minutes.
Şöyle söyleyeyim, öğrencilerin son iki dakikadır ne dediklerini şimdi fark ettim.
It occurred to me that they just might follow my aeroplane too.
Motosikletindeyken bile. Benim uçağımı da takip edebilecekleri geldi aklıma.
- It just sort of occurred to me.
- Anladım diyemem, sezdim.
It's just, it never would've occurred to me if it hasn't been for Sharon and Berg
Geç şuraya en azından üzgün görünene kadar soğan doğra bakalım.
You know, it's occurred to me that this is just a clever diversion to make me forget about my boots.
Biliyor musun, botlarımı unutmamı sağlamak için bunun zekice bir şaşırtmaca olabileceği aklıma geldi.
It has only just occurred to me.
Sadece ben fark ettim.
It's just occurred to me, I know a bloke who employs Irish labor.
İrlandalı işçiler çalıştıran bir adam var, aklıma geldi.
It just never occurred to me that- -
Sadece, şeyi hiç düşünmemiştim...
It just occurred to me.
Simdi aklima geldi.
It just suddenly occurred to me : "Jack is a good kid."
Birden fark ettim ki, Jack iyi bir çocuk.