It makes no difference to me Çeviri Türkçe
90 parallel translation
It makes no difference to me.
Benim için fark etmez.
It makes no difference to me whether you're here or not.
Senin burada olup olmaman beni ilgilendirmiyor.
It makes no difference to me if you go back to the docks or drive a garbage truck! -!
Tekrar limanda çalışmaya başlaman ya da... çöp arabası sürmen benim için bir şey değiştirmez.
It makes no difference to me that you are a cripple.
Sakat olmanın bence bir sakıncası yok.
Try it in German or Hungarian, it makes no difference to me!
Almanca veya Macarca deneyin. Benim için hiç fark etmez!
It makes no difference to me who kills who. But, be careful.
Kimin kimi öldürdüğü benim için önemli değil.
When it comes right down to it, it makes no difference to me.
İş oraya kadar geldiğinde benim için fark etmez.
I was never interested in you or your sister, and I'm getting married, so it makes no difference to me.
Zaten yakında evleniyorum ve bilmenizi isterim ki kardeşinize olsun, size karşı olsun yanlış bir duygu beslemiyorum.
It makes no difference to me either way.
Lucy, öyle ya da böyle benim için fark etmez.
It makes no difference to me.
Bana göre hava hoş.
It makes no difference to me that you're a woman.
Bir kadın olmanın benim hiç bir önemi yok.
If it's any reassurance, it makes no difference to me that you're a man.
Eğer içinizi rahatlatacaksa, benim için de sizin bir erkek olmanızın hiç bir önemi yok.
Good-looking or not, young or old, it makes no difference to me.
Yakışıklı, çirkin, genç veya yaşlı, fark etmez.
- Shit, it makes no difference to me.
- Benim için bir şey fark etmez.
- It makes no difference to me.
- It makes no difference to me.
It makes no difference to me which one our money's in, so how about you just take our 20 points out of Freaks and put'em in this other one, this Mr. Loverboy.
Hangisinden pay alacağımız umurumda değil. Yaratık'taki yüzde 20 payımızı alır buna koyarsın.
- It makes no difference to me.
Gerçekten bilmiyorum. Benim için önemli değil.
- It makes no difference to me now
- Fark yok.
It makes no difference to me.
Bu benim için fark etmez.
Look, it makes no difference to me.
Bak, benim için fark etmez.
It makes no difference to me.
Bak, benim için fark etmez.
If I see Reeboks at half-price, it makes no difference to me.
Reebok ayakkabıyı yarı fiyatına bulursam, umurumda olmaz benim.
It makes no difference to me. I told you I have no complaints.
Benim için fark eden pek bir şey yok, şikayetçi olmadığımı söylemiştim.
You can stay, you can go, it makes no difference to me.
Kalırsın ya da gidersin, Beni ilgilendirmez.
It makes no difference to me.
- O para benim için bir şey ifade etmiyor.
Come to dinner, don't come, it makes no difference to me.
- İster gel, ister gelme. Benim için fark etmez.
It makes no difference to me whether or not you believe me.
İnanman ya da inanmaman bir şey değiştirmez.
It makes no difference to me. I got a car.
Benim için fark etmez.
It makes no difference to me.
Benim için farketmez.
It makes no difference to me now.
Şimdi benim için önemli değiller.
And it makes no difference to me if you're in or out.
Ve senin dahil olup olmaman umurumda olmaz.
it makes no difference to me.
benim için fark etmiyor.
Or you tell her. It makes no difference to me. I'll tell her, you're lying.
benim için fark etmez ona giderim ve bunların hepsi yalan hayatım derim piriya bana güvenir
It makes no difference to me if she's penniless or well-provided, a milkmaid or a lady,
Zengin ya da fakir olması, sütçü ya da leydi olması benim için fark etmez.
Frankly, it makes no difference to me.
Açıkçası benim için fark etmez.
As long as I get paid, it makes no difference to me.
ücretimi aldığım sürece, benim için farketmez.
It makes no difference to me because I'm gonna be here 24 / 7, leading the invasion.
Benim için farketmez çünkü ben 7 gün 24 saat burada olacağım. İşgail yönetmek için!
Though, it makes no difference to me.
Gerçi benim için fark etmez.
Makes no difference to me personally, but you made a bargain and you can't run out on it.
Bunu yapabilirsin.
It no longer makes any difference to me.
Artık benim için farketmiyor.
- Well, it makes no difference to me.
Yo, hayır, olmaz.
Take it or leave it, it makes no difference to me, nor to His Grace.
Al ya da alma. Benim için fark etmez.
However, it is possible for me to be killed, and whether I live or die makes no difference.
Buna rağmen, öldürülebilmem mümkün, ve yaşamam ya da ölmem fark etmeyecek.
But no one is capable of dealing with such a crisis from a distance. To me it makes no difference who interfered.
Altı insanın kaderini neler yapabileceğini bilmediğiniz, bir insanın eline teslim edemezsiniz.
It makes no difference what I tell you,'cause you're only going to believe the worst about me, no matter what I do.
Sana ne söylersem söyleyim farketmeyecek, çünkü ne yaparsam yapayım sen benim hakkımda en kötüsüne inanacaksın.
All taste the same. To me it makes no difference.
Geleneksel Cin yemekleri yiyorum.
It makes no difference what you do to me.
Bana yapacaklarınızın bir önemi yok.
If someone is rude to me, it makes no difference to you?
Birisi bana kötü bir şey yapsa, senin için fark etmez öyle mi?
If someone raises a hand to me, it still makes no difference.
Birisi bana el kaldırsa bile, yine de senin için fark etmez mi?
It certainly makes no difference to me.
Bana fark etmediği kesin.
It makes no difference to Sybil and me.
Sybil ve benim için fark etmiyor.