It was just a thought Çeviri Türkçe
674 parallel translation
It was just a thought.
Sadece bir fikirdi.
It was just a thought....... and the delicious chocolate!
- Ve harika çiçekler için. - Ufak bir fikirdi. - Ve lezzetli çikolatalar için.
It was just a thought.
Sadece bir düşünceydi.
Well, it was just a thought,
Sadece bir düşünce işte.
Oh, it was just a thought.
- Düşünüyordum da.
Sorry. It was just a thought.
Özür dilerim, sadece bir fikirdi.
Jeez, it was just a thought.
Ya ölürse ne yaparız? - Sadece bir fikirdi.
Hell, it was just a thought.
Sadece bir düşünceydi.
Okay, it was just a thought.
Tamam, sadece aklımdan geçti.
He has since he was, like, eight. And I always thought it was one of those things where, you know, Stiles is just, like, he's just a one-woman kind of guy.
Sekiz yaşından beri öyle ve bunun nedeninin her zaman Stiles'ın tek eş tipli bir çocuk gibi olmasından dolayı olduğunu düşünmüşümdür.
I just thought it was a good idea.
İyi bir fikir olduğunu düşündüm.
I... I thought it was just a piece of music.
Müzik olabilir diye düşündüm.
I thought it was just signing a promissory note.
Sadece benim imzalamam vb. yeterli sanıyordum.
I thought it was just a gag.
Yalnızca bir şaka olduğunu sanıyordum.
For a long time I thought it was just about Michel, but now I know it has only been an excuse!
Uzun bir süredir bütün bunların sebebinin Michel'in ölümü olduğunu düşündüm... ama şimdi görüyorum ki bu sadece bir bahaneymiş!
It's just the way people thought in those days, that if you kissed the dead face... it was a sweet good - bye, and you wouldn't miss her so much.
O günlerde insanlar böyle düşünüyordu. Ölünün yüzünü öpersen, hoş bir veda olurdu ve onu fazla özlemezdin.
He could have pressed a button and done it, but he just laughed. - He thought I was joking.
Bir tek düğmeye basarak bunu yapabilirdi, ama o sadece güldü.
I thought that it was just a contest.
Bunun sadece bir müsabaka olduğunu sanmıştık.
When I just found out that he was a criminal, I just couldn't believe it... I just thought I was gonna die.
Bir suçlu olduğunu fark ettiğimde inanamadım, öleceğim sandım.
like everybody thought so... everyone just thought he was a shemeal and it turns out that he's a criminal.
ve yalnız da değildim... herkes öyle düşünüyordu... herkes onun tam bir beceriksiz olduğunu ve sonunda da bir suçlu olduğunu düşünüyordu.
And I just thought that it was a little unfair.
Bunun biraz adaletsizlik olduğunu düşündüm.
He was coughing, but I thought it was just a cold.
Öksürüp duruyordu, ben de sadece üşütmüştür diye düşünmüştüm.
The troops knew nothing of a possible hitch, though some men thought it was just another exercise.
Birlikler, muhtemel aksaklıklar konusunda habersizdi. Kimisi bunu başka bir eğitimin bir parçası gibi görüyordu.
Because I thought it was just a game.
Çünkü bunun sadece bir oyun olduğunu sanıyordum.
Then about a half hour later, just as I was going to sleep, Helen turned to me and said, "It's funny. When I married a C.P.A., I always thought it would be his eyes that would go first."
Sonra, yaklaşık yarım saat sonra, tam uyuyacağım sırada Helen bana döndü ve "Çok garip bir mali müşavirle evlendiğimde, ilk gözleri gider sanmıştım" dedi.
And at first, you know, I thought it was just a — a fling.
Önceleri, bilirsin, Bu dedim ki yalnızca - bir kaçamak.
And for a long time I thought it was just the two of us...
Uzun süre bize ait olduğuna inandım...
My lover thought he had a backbone but it was just a carapace and when it cracked, he hated Mathilde.
Sevgilim bir sağlam omurgası olduğunu sanıyordu ancak sadece bir kabuktu ve bu kırıldığında, Mathilde'den nefret etti.
Just between ourselves, Hatch I never thought it was a very good plan, anyway.
Aramızda kalsın, Hatch Laf aramızda, hiçbir zaman iyi bir plan olduğunu düşünmemiştim.
They were trying to figure out if you were just a guy who thought he had a system... was running into a stroke of luck, or if it actually worked.
Şansa müdahale edecek bir formül bulduğunuzu mu sanıyorsunuz yoksa gerçekten işe yarıyor mu anlamaya çalışıyorlardı.
I just thought it was a dead exciting story, Macbeth.
Ben sadece Macbeth'in çok heyecanlı bir hikâye olduğu düşündüm.
I just wrote this song. I thought it was a good song for her.
Yalnızca bu şarkıyı yazdım ve onun için güzel bir şarkı olacağını düşündüm.
I never delivered a baby before in my life... and I just thought that ice tongs was the way to do it.
Daha önce hiç çocuk doğurtmamıştım... buz maşasıyla yapılıyor sanmışım.
I JUST THOUGHT IT WAS A NICE PAINTING.
Ben onun sadece güzel bir tablo olduğunu sanmıştım.
I bet you saw it in a store and bought it just because you thought it was beat-up.
Herhalde eski olduğu için ilk dükkandan aldın.
I thought as it was just laying there... a piece of glass
Bir işe yaramadığını düşünmüştüm sadece biraz cam parçası...
Gee, and I thought it was just a trek into unexplored Africa.
- Haydi, ben sadece Afrika'nın keşfedilmemiş yerlerine yapılacak uzun bir yolculuk olduğunu sanıyordum.
I would just like to say, before i retire, That i thought it was a lot of fun.
Gitmeden önce demek istiyorum ki, çok eğlenceliydi.
Hello, i... i... i thought something awful had happened, i was just... it was touch and go for a while, but i pulled through.
Merhaba, ben... ben... korkunç bir şey oldu sandım, ben sadece... Tam ucu ucunaydı ama yakayı sıyırdım.
It's just a young boy I thought was ok had a relapse yesterday.
Sadece... şu çocuk, iyi olduğunu düşünürken dün durumu kötüleşti.
Well, you can just forget all of it, because I thought I was talkin'to a dead dog!
Pekâlâ, hepsini unutabilirsin, çünkü ölü bir köpekle konuştuğumu sanıyordum.
I'm sorry, it's just that for a while I thought there was this, like...
Özür dilerim, ama bir ara sanki bir şey varmış gibi, yani- -
Filmmaking wasn't just a matter of writing this little script and then going and doing it as you thought that your own life and your own experience during the making of it was also a very strong element, and that somehow the director works
Film yapmak, en azından benim için, sandığınız gibi gerçekten sadece bir ufak senaryo yazıp sonra gidip onu çekmek meselesi değil. Filmi yaparken kendi hayatınız, kendi deneyimleriniz de ayrıca çok önemli faktörlerdir.
I thought he was dead, too, but Jane says it's just a concussion.
Ben de öldü sandım, ama Jane bayıldığını söyledi.
How many of us have lain in bed, terrified because we thought we saw a ghost or a monstrous face staring in the bedroom window, only to discover eventually that it was just a trick of the light, the moonlight playing on the curtains?
Yataktayken kaçımız hayal gördüğünü düşündüğü için ya da yatak odası penceresinden bakan bir canavarın yüzünü gördüğü için korkup da er geç bunun sadece ışığın bir oyunu ya da perdelere yansıyan ay ışığı olduğunu düşünmemiştir?
At first I thought it was just a crush.
İlk başta sadece çocukça bir aşk olduğunu düşünmüştüm.
I thought it was just a block of ice.
Oranın bir buz bloğu olduğunu sanıyordum.
What if - It's just a thought - but what if you said I was going away on business for a couple of weeks?
Sadece bir fikir ama birkaç haftalığına iş için şehir dışına çıktığımı söylesek.
When I looked at it before... I thought it was a little high, but now I think it was just... an optical illusion and shit.
Sana baktığımda biraz yüksek olduğunu düşünmüştüm, ama şimdi bakıyorum da sadece göz yanılgısıymış.
I thought it was just a coat but there he was.
Sadece mont olduğunu sanmıştım ama o oradaydı.
One man saw it flying over his house, but thought it was just a tacky spaceship.
Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış.