It wasn't right Çeviri Türkçe
1,066 parallel translation
That's not right, it wasn't like this just now
Bu olamaz... Temin böyle değildi
If it wasn't you, I'd bet my right arm some lady ripped my shirt, no?
Sen değildiysen, sağ kolum üstüne bahse girerim ki gömleğimi bir bayan yırtmıştır, değil mi?
That it wasn't right.
Doğru değildi.
It wasn't that he could talk, it was what he said, right?
- Mesele konuşabilmesi değil söyledikleri, değil mi Koç? - Evet, öyle.
- She was on the run, all right, but it wasn't some penny-ante bullshit, was it?
- Kaçıyordu, ama önemsiz bir saçmalık değildi, değil mi?
It just wasn't the right moment.
Doğru zaman değildi.
It's a fun place if you're with the right people, it really is, but I wasn't.
Doğru insanlarla gidersen eğlenceli yerdir ama iyi değildim.
That F wasn't right, didn't you hear it was off-key?
O f doğru değildi akortsuz duymadın mı?
It wasn't as good as my grandmother's, but it was all right, man.
Büyükanneminki kadar güzel değildi ama iyiydi.
- All right, so it wasn't exactly the leg.
- Pekâlâ, tam olarak bacaktan değildi.
All right, Lucy, if it wasn't deliberate, there's only one thing left.
Tamam, Lucy, bilinçli olmadıysa, kalan bir şey daha var.
I thought it was something that I wasn't doing right.
Bir yerde bir hata yaptığımı sandım.
It wasn't his, right?
Doğru değil bu ama!
- It wasn't like the problem I have, right?
- Benim problemime benzemiyordu.
I'd be dead right now if it wasn't for the monster!
O canavar olmasaydı ölmüştüm!
- Wasn't it supposed to be for fun? - That's right.
- Oyunun eğlenceli olması gerekmiyor muydu?
Boss, don't get mad because it wasn't our fault, all right?
Patron sinirlenme çünkü bizim hatamız değildi tamam mı?
If it wasn't for me, none of this would have happened to you, right?
Ben olmasaydım, bunların hiçbiri başına gelmezdi, ha?
- It wasn't right to say anything to you...
- Sana bir şey söylemem doğru olmazdı.
If it wasn't for me you'd be using the Crusade to lure her to some motel right now, or into the back of your car if you had one.
Ben olmasam, Hareket'i, o kızı bir otel odasında ayartmak için kullanıyor olacaktın. Ya da arabanın arka koltuğunda. Bir araban olsaydı elbette.
I wasn't here in a classroom... hoping I was right, thinking about it.
Burada derste değildim. İyi ki de değilmişim.
You know, it really wouldn't look right if I wasn't there, but I'll be back in plenty of time.
Eğer orada bulunmazsam çok ayıp etmiş olurum. Ama zamanında geri dönmüş olurum.
I hated the way you talked to me just now.. .. and it wasn't just because you were right.
Benimle konuşma şeklinden nefret ettim bunun nedeni de haklı oluşun değil.
Yeah, we could be in Monte Carlo right now, if it wasn't for the twerp.
Evet, çocuk olmasaydı şu anda Monte Carlo'da olabilirdik.
You thought she wasn't gonna make it out here and she'd come crawling back to you so why bother to pack, right?
Karının burada başarılı olamayacağını düşündün..... ve o sürünerek sana geri gelecekti. Bu yüzden taşınmaya gerek yok dedin, doğru mu?
But it wasn't right.
Ama bu haksızlık.
It wasn't right for God to take her.
Tanrı'nın onu alması haksızlık.
" You knew it was right, wasn't wrong still you knew you wouldn't be very long
" Doğru olduğunu bilmek yetmez Bu da kalman için yetmez
" Knew it was right wasn't wrong
" Doğru olduğunu bilmek yetmez
" You knew it was right wasn't wrong Still you know you wouldn't be very long
" Doğru olduğunu bilmek yetmez Bu da kalman için yetmez
I turned him down though, guys, because it just wasn't right.
Ama ben reddettim, çünkü doğru değildi.
If it wasn't for Mr Keating Neil would be... cozied up in his room right now studying his chemistry...
Bay Keating olmasaydı, Neil şu anda odasında rahat rahat kimya çalışıp...
It's not right that I wasn't there.
Orada olmamam doğru değildi.
I had a dream that it wasn't right.
Doğru olmadığını rüyamda gördüm.
It wasn't locked. No, it's all right.
Kilitli değildi!
IT WASN'T THE RIGHT TIME.
Doğru zaman değildi.
From the manager's description of the man... it was clear he wasn't the right sort to be carrying a Gold Card, if you know what I mean.
Müdür bana kartın temiz olduğunu ama..... adamın Gold Kart taşıyabilecek kadar temiz olmadığını söyledi.
Right, and if it wasn't, we could talk our way into a million dollars... and a nice high-rise penthouse.
Öyle olmasa konuşarak bir milyon dolara ve yüksek bir çatı katına sahip olurduk.
But when they took you from me... it wasn't right.
Ama seni benden aldıklarında bu doğru değildi.
It wasn't right of us.
Bize uymadı.
I was seeing it for real, but it just wasn't right.
Gerçekten görüyordum ama doğru gelmiyordu.
Cos you knew that it wasn't right.
Hakli olmadigini bildigin için.
I ain't sayin'it wasn't fun, I just wasn't in the right mind-set.
Eglenmedigimi söylemiyorum sadece kafam buna müsait degildi.
It wasn't the right time.
Zamanı değildi. Yarın.
Well... a war is when TWO armies are fighting so you see it right there... we can all agree... wasn't exactly a war.
Savaş,'iki'ordu karşılıklı savaştığında olur! İşte her şey ortada hepimiz kabul edebiliriz. Gerçekten bir savaş değildi.
You know it wasn't his fault, right?
Bu onun hatası değildi. Biliyorsun, değil mi?
- Nothing. If it wasn't for you, rich boy, I'd be in the Olympics right now.
Sen olmasaydın zengin çocuk, şimdi olimpiyatlarda olacaktım.
If it wasn't for you, we wouldn't be here right now.
Sen olmasaydın şimdi burada olmayacaktık.
But it just wasn't right.
Fakat sadece doğru değildi.
You're right, it wasn't funny.
Haklısın, komik değildi.
All right, it wasn't actually dreadful.
Tamam o kadar da ürpertici değildi.
it wasn't meant to be 40
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37
it wasn't me 977
it wasn't your fault 315
it wasn't 1008
it wasn't my fault 280
it wasn't that bad 112
it wasn't hard 37
it wasn't a big deal 50
it wasn't fair 35
it wasn't a date 37