It won't last Çeviri Türkçe
533 parallel translation
But don't make it too long. You know that bottle won't last very long.
Gecikme ama, o şampanyanın uzun süre dayanacağını sanmam.
And when I do, it won't be chance.
Ve karşılaştığımda da bu şans eseri olmayacak.
It won't last long.
Uzun sürmeyecek.
But you needn't worry, it won't last.
Ama merak etme. Fazla sürmez.
It won't last long.
Uzun sürmez.
Step down to Lloyd's and take out an insurance policy and it won't cost you more than it did last week when there was no talk of a comet or the world running into one.
Lloyd's şirketine gidip sigorta poliçesi yaptırsan sana geçen haftadan daha pahalıya patlar. Çünkü geçen hafta kuyrukluyıldızdan ve dünyanın sonundan bahseden yoktu.
It seems long. But it won't last forever.
Uzun gelir ama sonsuza kadar sürmeyecek.
And we won't be broke... it's my last fight...
Üstelik parasız olmayacağız. Bu son dövüşüm.
Ignore it and you won't last long.
İhmal edersen uzun yaşamazsın.
I guess this will be our last meeting, then, won't it?
Bu son görüşmemiz, değil mi?
The war won't last a year. I'll be home before you know it.
Savaş bitiyor bir yıla kalmaz geri dönerim.
In a small way, Mr. Williams, but it won't be the last that you'll experience.
Basit bir şekilde Bay Williams, ama bu sizin son deneyiminiz olmayacak.
I warn you, it won't last long.
Seni uyarıyorum, bu uzun sürmez.
At that rate it won't last long, 2 maybe 3 years and grass will be gone.
2 belki 3 yıl ve çim yok olacak.
It won't last.
Böyle devam etmeyecek.
- Yes, but it won't last long.
- Evet, ama o kadar uzun sürmez.
- And it won't be the last.
- Son defa da olmayacak.
It's a cinch they won't wanna die in what may be the last battle.
Bu son savaş olabileceği için ölmek istemeyeceklerdir.
It won't be the last, either, I don't suppose.
Son da olmayacak, korkarım.
It won't be the last one I'll throw.
Bu fırlattığım son şey olmayacak.
It won't last long.
Fazla uzun sürmez.
One moment, it won't last long.
Bir saniye. Fazla uzun sürmez.
I promise that. But it won't last, Bren.
Ama böyle olmamalıydı, Bren.
She / it was not the first and won't be the last one.
O ilk kurban değildi ama sonuncusu olacaktır.
I've got the passengers quiet again, sir, but it won't last.
Yolcuları tekrar sakinleştirdim efendim ama bu son bulmayacak.
It won't last long.
Az kaldı ölmemize.
It won't last.
Böyle sürmeyecek.
You may not believe it, but this state of things won't last.
Belki inanmayacaksınız ama, şimdiki durum sürekli olmayacak.
I know you're happy, but it won't last.
Mutlu olduğunu biliyorum ama çok sürmeyecek.
Fabrizio, I feel it won't last.
Fabrizio, çok uzun süreceğini sanmıyorum.
It won't be like the last time 5 of them
Önceki gibi kolay olmayacak. Ama onlar 5 kişi.
I owe you a happy moment and hope it won't be the last.
Bu mutlu an için size minnettarım. Umarım bu son olmaz.
It won't last.
Yetti be!
The way you're going you won't last a week, as I see it. - Why?
Tuttuğunuz bu yolda ısrar ederseniz, bir hafta zor dayanırsınız.
That part of it won't last, believe it or not.
İster inan ister inanma, işin o kısmı fazla uzun sürmüyor.
Sure, I know you dried her out, but it won't last.
Onu temizledin, biliyorum. Ama çok uzun sürmez.
Transporter operational, but it won't last for long.
Işınlama aracı çalışıyor ama uzun süre dayanmaz.
Because one knows it won't last.
Çünkü insan bilir ki bu en sonda olmaz.
It won't last for long anyway.
Nasıl olsa bu iş uzun sürmeyecek.
Maybe it won't last much longer.
Belki uzun sürmez.
"It won't last."
"Sonu olmaz" demişti.
Stay away from them, it won't last.
Onlardan uzak dur, bu son olmayacak.
The gold won't last a minute if it's for everybody, you get it?
Sadece bir kişinin olmalı. Herkes alırsa neye yarar?
It won't even last a year.
Bir yıl bile sürmeyecek.
With Dolman gobbling up your silver as fast as you can mine it the McGowan empire won't last too long.
Dolman senin gümüşünü bu kadar hızlı tüketirken McGowan imparatorluğu, daha fazla devam edemez.
No look, Seki, it won't last forever
Panik yok, hepsi geçecek..
The average Minister's tenure is less than eleven months, but yourcareerwill last until you're 65, won't it?
Bakanların ortalama görev süresi on bir aydan kısadır ama senin memuriyetin 65'ine kadar devam edecek değil mi?
It won't last forever.
# Sonsuza dek sürmeyecek ya.
If we hold firm, it won't be the last.
Kararlı olursak, sonuncusu olmaz.
It won't last all night.
Tüm gece sürmeyecek ki.
It's not the first time that I leave and it won't be the last.
İlk kez ayrı kalmıyoruz ve son kez de olmayacak.
it won't last long 21
it won't work 371
it won't matter 76
it won't happen again 518
it won't take long 230
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't open 58
it won't 497
it won't happen 50
it won't work 371
it won't matter 76
it won't happen again 518
it won't take long 230
it won't start 41
it won't hurt you 22
it won't open 58
it won't 497
it won't happen 50