It wouldn't be fair Çeviri Türkçe
178 parallel translation
He said it wouldn't be fair to his wife for us to see each other any more because...
Birbirimizi görmeye devam etmemizin karısına haksızlık olacağını söyledi ; çünkü...
Ah, it wouldn't be fair.
Ah, adilane olmaz.
- It wouldn't be fair and square.
- Bu dürüst bir kavga olmaz.
It wouldn't be fair to withdraw it now after you've been to all that trouble.
Onu şimdi geri çekmek hele siz o kadar zahmete katlandıktan sonra hiç de adil olmaz.
It wouldn't be fair.
Adil olmaz.
That would be fair, wouldn't it?
Bu adil olur, değil mi?
It wouldn't be fair.
Bu hakça olmaz.
It wouldn't be fair of me to marry you.
Seninle evlenmem hiç de adil olmayacak.
That might be emotionally satisfying to you, but it wouldn't be exactly practical, and hardly fair.
Bu belki sizi duygusal olarak tatmin ediyordur ama....... pek işe yaramıyor ve adil de değil.
I don't think I will, but it wouldn't be fair to his memory, do you think?
Evleneceğimi de sanmıyorum, ama... bu hatırasına saygısızlık olurdu, değil mi?
It wouldn't even be fair if there was Pepsi-Cola down there.
Aşağıda pepsi kola olsaydı bu hiç adil olmazdı.
It wouldn't be fair to take her away from me now.
Onu benden uzaklaştırmak hiç doğru olmaz.
It wouldn't be fair to marry you now, do you see?
Ama şu an seninle evlenmem sana haksızlık olur.
It wouldn't be fair.
Doğru olmaz.
But it wouldn't be fair to involve you.
Seni bu işe karıştırmayacaktık.
It wouldn't be fair to leave you here all alone.
Sizi burada yapayalnız bırakmak haksızlık olur.
She's paid half the fee and it wouldn't be fair at all to her.
Paramın yarısını o ödedi. Ona karşı yanlış yapmış olurum.
- No, it wouldn't be fair.
Duchemin'i. - Hayır, bu adil olmaz.
And you, Mr. Duchemin, since you have been replaced it wouldn't be fair for the both of you to remain here.
Ve siz Bay Duchemin, sizin yerinize oğlunuz geçtiğinden ikinizin de burada olması pek adil olmaz.
It wouldn't be fair to the knights.
Şövalyelere haksızlık olur.
You guys are so good, it wouldn't be fair unless you bowled handicapped.
Sizler çok iyisiniz Bu çok adil olmaz.
It wouldn't be fair to you.
Haksizlik yapmak istemem.
No, it wouldn't be fair, to me or the dog.
Hayır, bu hiç adil olmazdı, ne ben ne de köpek için.
If we continue, it wouldn't be fair even I win.
Eğer devam edersek Adil bir sınav olmayacaktır
It wouldn't be fair.
Centilmenlik olmaz.
It wouldn't be fair to be this old and have to raise children.
Bu yaşta çocuk büyütmek zorunda kalmamız uygun kaçmaz.
It wouldn't really be fair.
Bu adil olmaz.
After all that Westley did for her, if she didn't marry him, it wouldn't be fair.
Westley'in onun için yaptığı o kadar şeyden sonra onunla evlenmezse bu hiç adil olmaz.
Hey, CC, it wouldn't be fair not to let...
CC, ona izin vermemek adil olma- -
So it wouldn't be fair if I made it with you
Yani seninle yapmam pek adil olmaz
- It wouldn't be fair.
- Haksızlık olur.
It wouldn't be fair to Mikey.
Bu Mikey için adil olmaz.
It wouldn't be fair to us, it wouldn't be fair to you ".
"Hem biz hem de sizin için adil olmazdı."
Wouldn't it be fair to say you were rather well acquainted with Ms. Polhemus?
Bayan Polhemus'la yakından tanıştığınızı söylersek yalan olmaz sanırım.
But it wouldn't be fair.
Fakat bu hoş olmaz.
It wouldn't be fair to you.
Sana kötülük etmiş olurum.
If I didn't show you how they judge such matters, it wouldn't be fair.
Onların böyle şeyleri nasıl karşıladıklarını dürüstçe anlatmazsam... bu doğru olmaz, değil mi?
No, it wouldn't be fair.
Hayır, doğru olmaz.
But we live in this teeny apartment, and it wouldn't be fair to a dog.
Ama küçük bir evde yaşıyoruz. Köpeğe haksızlık olur.
Well, that really wouldn't be fair to you, would it?
Bu gerçekten adil olmaz, değil mi?
Because it wouldn't be fair play.
O zaman adil bir oyun olmazdı.
It wouldn't be fair to the town.
Kasabaya haksızlık olur.
It wouldn't be fair to the other customers.
Diğer müşterilere haksızlık olur.
It wouldn't be fair.
Bu hiç adil olmaz.
Because if you got it, it wouldn't be fair to everyone who didn't grade grub.
Eğer alsanız, bu not için yakınmamış herkese haksızlık olur.
He said it wouldn't be fair.
Onlara haksızlık olacağını söyledi.
It wouldn't be fair to the other children who filled out their application forms in full.
Kaydını yaptırmış olan diğer çocuklara haksızlık olur.
It wouldn't be a fair win.
Ama adil bir kazanma olmayacak.
Well, it wouldn't be fair, Sean.
Bu doğru olmaz.
Then I thought, " Wouldn't it be much worse if life were fair?
Sonra "hayat adil olsaydı daha kötü olmaz mıydı?" diye düşünmeye başladım.
And besides, it wouldn't be fair anyway because my mother's trying to set me up with some lawyer.
Ayrıca adil olmazdı bu çünkü annem bana bir avukatı ayarlamaya çalışıyor.
it wouldn't matter 49
it wouldn't be the first time 64
it wouldn't 89
it wouldn't hurt 20
it wouldn't work 45
it wouldn't be 24
it wouldn't be right 29
it wouldn't have mattered 18
it wouldn't surprise me 20
it wouldn't have happened 24
it wouldn't be the first time 64
it wouldn't 89
it wouldn't hurt 20
it wouldn't work 45
it wouldn't be 24
it wouldn't be right 29
it wouldn't have mattered 18
it wouldn't surprise me 20
it wouldn't have happened 24
be fair 45
it works for me 42
it works 619
it won't work 371
it won't happen again 518
it won't matter 76
it would be nice 40
it won't take long 230
it won't last 65
it would have been 21
it works for me 42
it works 619
it won't work 371
it won't happen again 518
it won't matter 76
it would be nice 40
it won't take long 230
it won't last 65
it would have been 21