Janky Çeviri Türkçe
40 parallel translation
Janky, Kevlar panels. Killa, super jacks.
Janky, kevlar paneller Killa süper bujiler
- That orange shit is janky.
- Portakalın tadı berbat.
Hey, that orange shit is janky, yo.
Hey, o portakal bok gibiydi, yo.
No more janky shows.
Keşlerin dizisi olmasın artık.
Hang out in your janky darkroom and play with your stupid puzzles?
Ne gibi? Kötü karanlık odanda takılıp aptal yapbozlarınla oynamak gibi mi?
The code's a little janky.
Kod biraz kalitesiz.
Well, I'd rather be a dork than have split ends, snaggletooth, unibrow, and a janky spray tan. Dork.
- Angut.
Yeah, so, you think I should just... kick his janky ass to the curb?
Acaba şey yapabilir misin... Kıçına tekmeyi çakabilir miyim?
It's not, like, some janky amateur hour.
Saçma sapan amatör mekanlardan değiliz.
Yeah, he gets to make money while I slave away for a year at country fairs and amusement parks, on a janky bus that smells like cheese puffs, weed and funk!
Evet, ben bir yıllığına ; peynir, esrar ve dehşet kokan bir otobüsle köy festivallerinde ve eğlence parklarında kölelik yaparken o para kazanacak.
Do you guys live in that janky car?
Yoksa o saçma arabada mı yaşıyorsunuz?
I mean, it does for me. Every time I get a janky-ass thought, I just think about something else.
Ne zaman aklıma pis bir düşünce gelse başka bir şey düşünüyorum.
On a janky dirt road peppered with land mines in the middle of a third world country, yes, maybe you may have me beat.
Bir 3. dünya ülkesinin ortasındaki mayın döşeli, kötü, tozlu bir yolda beni geçersin.
I don't want some janky freshwater bitch fish, Winston.
Kalitesiz ve kaltak ruhlu bir tatlı su balığı istemiyorum Winston.
These stitches are gonna be pretty janky.
Bu dikişler bayağı dandik olacak.
This is janky.
İşe yaramaz bu.
This janky little white guy.
Ufak tefek müptezel bir adam.
And you... You booked at a janky hotel near the airport.
Ve sen havaalanının yanındaki kötü bir oteli ayarlıyorsun.
I know it's super janky, but it's like one of those, you know, mouse trap kind of thingies.
Biliyorum, oldukça kalitesiz. Ama bilirsiniz işte, fare kapanı tarzı bir alet.
We're gonna do some janky shit.
Tehlikeli bir iş yapacağız.
When you're doing janky shit, you wear a mask!
Tehlikeli bir iş yaparken, maske takarsınız!
We out here doing some unspeakably janky stuff that you don't want no parts of.
Biz burada ağıza alınmayacak kadar tehlikeli işler yapıyoruz ve sen bu olaylara dahil değilsin.
I mean, maybe we saw something, but the camera's janky.
- Belki de bir şey görmüşüzdür ama kamera göstermemiştir.
I've had some janky-ass bourbon in my time, but this is...
Zamanında çok ucuz viskiler içmiştim ama bu...
You're dating the blond kid and you like Filipino Bieber but you're worried he's still into Little Miss Side Braid Janky Purse.
Sen sarışın çocukla çıkıyorsun ve sen de Filipinli Bieber'den hoşlanıyorsun ama hala yandan örgülü salak çantalı kızdan hoşlanıyor olmasından endişelisin.
That whole school of yours is just a bunch of actors so janky-looking no one will write lines for them, so you have to make them up yourself.
Bütün okulun, acayip göründüğü için kimsenin replik yazmadığı o yüzden kendileri bulmak zorunda kalan aktörlerden oluşuyor.
If they be flying these robocops over Litchfield just to get this janky-ass picture... imagine how much a close-up could be.
Sırf bu salak fotoğrafı çekebilmek için Litchfield'da robokoplar uçuruyorlarsa yakın bir çekim ne kadar değerli olur, bir düşün.
That's not bad for a janky-ass short con.
Ufak dolandırıcılık için hiç fena değil.
♪ That's the janky shower of glory ♪
Bu berbat bir duşun sesi
Me in a janky motel on a horrible mattress stuffed with nails and a wafer-thin wall with some freaky couple on the other side of it trying to set a new sex endurance record.
Yan odada seks rekoru kırmaya çalışan bir çift ile çivi dolu yatakları ve kağıt gibi ince duvarları olan ucuz bir otelde kalmak gibi.
Because it seems janky as hell.
Berbat görünüyor.
Even if it's some janky nigga telling your two friends they can't come in.
Yavşak herifin teki, iki arkadaşının giremeyeceğini söylese bile.
Let's leave before Pat comes back and kills us all, or makes us wear those friggin'janky jeans.
Pat gelip hepimizi öldürmeden önce buradan ayrılalım veya o dandik pantolonlarından bize de yapmadan önce.
What if they're right, and he makes us wear the janky jeans?
Ya haklılarsa ve bize o dandik pantolonları zorla giydirirse.
So Janky.
Janky.
But we need to drill down on actual safety protocol, especially at points that have proven to be janky.
Fakat güvenlik protokolünü ince eleyip sık dokumamız gerek. Özellikle de dandik olduğu kanıtlanmış noktalarda.
Might be a circuitous and janky route.
Dolambaçlı ve kötü bir güzergâh olabilir.
'Cause we all look like janky versions of white celebrities to you.
Hepimiz beyaz ünlü çakmaları gibiyiz, ondan.
I wanted to... but Double-O-Dumb-Dumb decided we should use his janky-ass spy gear instead.
İsterdim ama bizim çifte salak kısa devre casus ekipmanını kullanmamız için ısrar etti.