Janson Çeviri Türkçe
40 parallel translation
She is Juliette Janson, who lives here
O burada yaşıyor, Juliette Janson.
Pumas keep Hank Janson on open shelves.
Pumalar Hank Janson'ı kovalıyor.
Good shot, Janson.
Tam 12'den Janson.
Just got 250,000 shares at 181 / 4 from Janson.
California şirketlerinden 18 1 / 2'de bunun iki katını alabilirim.
Call Sheriff Janson and the highway patrol.
Şerif Janson'ı ve otoyol polisini ara.
Sheriff Janson's on the phone.
Şerif Janson telefonda.
I'm gonna ask Mrs. Hanson and Mr. Hathaway up to the Oval Office... before the D.A.R. Banquet tomorrow night.
Bayan Janson ile Bay Hathaway'ı yarın gece ziyafetten önce... oval ofise kabul edeceğim.
Marie Janson, welcome!
Marie gir, şöyle gel.
The director had chosen Marie Janson and now... he's hesitating.
Yönetmen, Marie Janson'u seçti ama emin değil. Ve o seninle tanışmak istiyor.
It was started up just over a year ago by a man named Arthur Janson.
Bir yıl kadar önce Arthur Janson isimli bir adam kurmuş.
You in a rush, Mr. Janson?
Aceleniz mi var Bay Janson?
Janson has a sister named Rebecca.
Janson'ın Rebecca adında bir kardeşi var.
So, a predator killed Janson's sister, who happens to be married to Khan.
Predatör, Khan'la evli olan Janson'ın kardeşini öldürdü.
Janson wasn't trying to move the drone out of the country.
Janson Drone'u ülke dışına çıkarmaya çalışmıyormuş.
Janson installed his own server overrides.
Janson kendi sunucu programını yüklemiş.
Eric, find Janson.
Eric, Janson'ı bul.
Janson's got to be around here somewhere.
Janson buralarda bir yerlerde olmalı.
All right, I've gotten to Janson's network firewall.
Pekala, Janson'ın güvenlik duvarını aştım.
Anything that might give Janson away.
Janson'ı ele verecek bir şeyler.
Janson is on a yacht called Rebecca.
Janson Rebecca isimli yatta.
That doesn't change the fact that Jason is dead because your boss made a mistake. Let's cut to the chase.
Bu Janson'un ölümünü değiştirmez çünkü patronunuz bir hata yaptı.
Janson, known as "The Mangy", who was as stupid as his head was bald.
Janson, gözleme olarak bilinirdi.
Susan, Janson, I am okay.
Susan, Janson, ben iyiyim.
Janson, I want....
Janson, ben...
Janson.
- Janson.
- Janson....
- Janson...
- Janson, I....
- Janson, ben...
Lee, I'm Detective Sergeant Janson.
Lee, ben Dedektif Çavuş Janson. Lee.
Outstanding work, Janson.
- Harika bir iş çıkardın, Janson.
It wouldn't be a battle without Jill Janson.
Magazin Haberleri'nden Jill Janson...
You can call me Mr. Janson.
Bana Bay Janson diyebilirsiniz.
Change of plans, Janson.
Planlarda değişiklik oldu Janson.
Open this door, Janson!
Bu kapıyı aç Janson!
Janson said something about people hiding in the mountains.
Janson dağlarda saklanan insanlardan bahsetti.
Janson, I got'em for ya.
Janson, çocukları yakaladım.
Come on, Janson.
Hadi Janson.
He thinks I should move in, five miles from Jensen Beach.
Taşınmamı istiyor. Janson plajından sekiz kilometre ötede.
Arthur Janson?
Arthur Janson?
Janson.
Janson.