Junkman Çeviri Türkçe
26 parallel translation
If you don't get rid of that trash... I swear I'll give it to the junkman!
Eğer o çöpten kurtulmazsan yemin ederim onları eskiciye vereceğim!
Adele... you didn't mean what you said about giving my paintings away to the junkman?
Adele resimlerimi eskiciye vermek konusunda söylediklerinde ciddi değildin, değil mi?
You and your newspapers and your bottles, you old junkman.
Sen ve senin gazetelerin ve şişelerin, seni yaşlı çöpçü.
Mr. Paul, the junkman, the fence.
Bay Paul, eskici, çalıntı malları alıp satan adam.
- The junkman wanted to take it away.
- Hurdacı onu almak istedi.
- The junkman.
- Hurdacı.
Mr Coggins is selling it to the junkman.
Bay Coggins onu hurdacıya satıyor.
And the junkman's going to put it in the furnace and skwodge it all up till there's nothing left.
Hurdacı da onu fırına atacak geride hiç bir şey kalmayıncaya kadar eritecek.
"No Trespassing" was enforced by Milo Pressman, the junkman and his dog, Chopper.
O "Girmek Yasaktır" emrini dayatanlar, hurdacı Milo Pressman... ve köpeği Chopper'dı.
# And the junkman found us # All right, you're going the wrong way. You're going the wrong way!
Yanlış yoldan gidiyorsun!
A junkman who sells art or an artist who sells junk?
Sanat satan bir hurdacı mı, hurda satan bir sanatçı mı?
Otherwise there's gonna be a lot of stuff here that the junkman's gonna have to cart off to the dump.
Yoksa çöpçünün çöpe atması gereken bir sürü eşya olacak.
Is this Ron the junkman?
Ron, bu hurda mı?
Why don't you go somewhere, Mr "Junkman"?
Sen neden bir yerlere gitmiyorsun, Sayın "Hurdacı"?
Junkman!
Eskiler alırım!
Junkman!
Eskici!
I almost got shot by the local junkman.
Az kalsın hurdacı tarafından vuruluyordum.
Did I kill the junkman?
Eskiciyi ben mi öldürdüm?
Guy called The Junkman.
Adam Junkman'ı çağırdı.
The Junkman and I, we're solid.
Junkman ve ben, sağlamız.
So why does The Junkman want to kill my father?
Öyleyse Junkman babamı neden öldürmek istiyor?
The Junkman says that Skinny would still be alive if he hadn't met you.
Junkman, Skinny'nin hala hayatta kalacağını söyledi. Eğer seninle tanışmasaydı.
All right, Junkman.
Pekala, Junkman.
Do you see The Junkman there?
Orada Junkman'ı görüyor musun?
Oh, yeah, The Junkman always got the juice.
Oh, evet, Junkman herzaman suyu aldı.
You're the junkman.
Hurdacısınız.