Just a little bit further Çeviri Türkçe
50 parallel translation
It's just a little bit further!
Birazcık daha dayan!
- Just a little bit further.
- Biraz daha var.
Just a little bit further.
Bir adım daha at. Bir adım daha.
I promise you, it's just a little bit further.
Söz veriyorum, çok az yol kaldı.
You two carried me through that war and now I need you to carry me just a little bit further... if you can.
Savaş boyunca beni taşıdınız şimdi birazcık daha taşımanızı istiyorum beni... eğer mümkünse.
You two carried me through that war... and now I need you to carry me just a little bit further... if you can.
Savaş boyunca beni taşıdınız şimdi birazcık daha taşımanızı istiyorum beni... eğer mümkünse.
Here we go. Just a little bit further.
İşte, biraz daha...
Just a little bit further. Just to make sure.
Biraz daha öteye Emin olmak için.
just a little bit further.
Biraz daha ileriye. İyi.
Just a little bit further.
Biraz daha ittirin.
Just a little bit further, son.
Az bir şey kaldı, evlat.
Just a little bit further...
Yolumuz uzun galiba.
- J-Just a little bit further.
- Birazcık daha ileride.
Just a little bit further.
Biraz daha ileri.
I got you, I got you. Just a little bit further.
Yakaladım seni, yakaladım Küçük bir fahişe sadece
Delaying you even just a little bit further
Seni biraz daha uğraştıracağım.
I just need you to walk with me just a little bit further.
Bense benimle birlikte biraz daha yürü istiyorum.
Shh, shh. Just a little bit further.
Biraz daha ileri.
Just a little bit further.
- Az kaldı.
Come on. Just a little bit further.
Hadi, çok az kaldı.
It's just a little bit further up.
Biraz uzaktı.
Hounds, and the house is on the same side of the road, just a little bit further.
Tazı. Ve ev de yolun aynı tarafında. Biraz daha uzağında.
Just a little bit further, and he could have dumped it right here.
Tam da burada cesetten tamamen kurtulabileceği bir imkânı varken.
He's just a little bit further ahead on the trail.
Kendisi birazcık önümde gidiyor.
Just a little bit further. Come on.
Çok az kaldı hadi.
Just a little bit further.
Biraz daha yukarı.
- Come on dad, just a little bit further.
- Haydi, baba, çok az kaldı.
It's just a little bit further.
Sadece biraz daha var.
Just a little bit further.
Biraz daha kaldı.
Just a little bit further.
Biraz daha.
Just a little bit further. Keep it coming.
Devam et, biraz daha...
See, you peck any deeper in there... just a little bit further... that's where you get nabbed by them gators.
Burada biraz derine inersen, sadece biraz daha fazla timsahlar tarafından kapıldığın yer olur.
Just a little bit further.
Sadece biraz daha ileri.
( American man ) The fog was lifting a little bit in the area where we were, but by about 12 o'clock, we found that we couldn't go any further, that it was just a question of surrendering.
Bulunduğumuz bölgede, sis yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Fakat öğlen 12 gibi, daha fazla ilerleyemeyeceğimizi anladık ve teslim olup olmamayı tartışmaya başladık.
Look, I just insert my tail, like this, and I turn it like this, just a quarter turn to the left, and then push it a little bit further.
Bakın, işte kuyruğumu böyle sokuyorum, sonra böyle çeviriyorum. Bir çeyrek daire sola çeviriyorum, sonra biraz ileri itiyorum.
Can you walk just a little bit further?
Eğer bir yerde bir süre kalırsan iyi olacaksın.
- Just a little bit further.
Biraz daha iteceğim.
Let's just check up here a little bit further.
Buraya biraz daha bakalım.
I'd like to think I was a little bit better with the other boys, but that's just further proof that you got a terrible deal.
Senin biraz iyi olmanı istedim diğer çocuklar ile birlikte, ama bunun senin için ne kadar kötü olduğunu kanıtlarıyla gördük.
If you're just prepared to go a little bit further east, it's totally possible.
Biraz daha doğu tarafına gidebilirsen, mümkün olabilir.
I just want to get up the road a little bit further before I let you go.
Seni bırakmadan önce yoldan biraz daha uzaklaşmak istiyorum.
Just a little bit further.
Biraz daha dostum
So this is just like yours, only we took it a little bit further.
Bu aynı sizinkine benziyor, sadece biraz değişiklik yaptık.
I'm just going to scoot a little bit further and see if I can get into the other room.
Birazcık daha kayıp yandaki odaya girmeye çalışıyorum.
Yeah, well, it just has to get you a little bit further.
Evet, seni biraz daha idare etmesi gerekti sadece.
I think we maybe just have to fly a little bit further, give it a bit more welly.
Belki de biraz daha uzağa uçmalıyız, biraz uğraşmalıyız.
Just a little bit touch further.
Yalnızca bi'gıdım daha.