Just do what they say Çeviri Türkçe
72 parallel translation
Just do what they say.
Dediklerini yap.
Just do what they say.
Seni öldürmezler,
- Just do what they say.
- Dediklerini yap!
Ian, just do what they say.
Ian kapa çeneni, ne derlerse onu yap.
Just do what they say, Vincent.
Ne diyorsa yap Vincent.
Lucy! Just do what they say!
Lucy, onlar ne derse yap!
I, I just do what they say!
ben, ben sadece onların dediklerini yapıyorum!
Please, just do what they say.
Lütfen. Ne diyorlarsa onu yap.
- Barry, just do what they say.
- Barry ne diyorlarsa yap.
You just do what they say.
Sen sadece ne derlerse yap.
These guys- - Just do what they say.
- Bu adamlar... - Sadece ne diyorlarsa onu yap.
Just do what they say, please.
İsteklerini aynen yap lütfen.
Just do what they say and you'll be fine.
Dediklerini yaparsan bir şey olmaz.
I'm warning you just do what they say, OK?
Ne derlerse yapman konusunda seni uyarıyorum, tamam mı?
Just do what they say, Michael.
- Ne derlerse yap Michael.
Trent, just go, just do what they say.
Trent, git. Ne söylüyorlarsa yap.
Well, just do what they say.
- Dediklerini yap.
Just... just do what they say.
Sadece söylediklerini yapın.
Just do what they say.
Ne diyorlarsa yap.
Look, Ellen, just do what they say, and then everything can go back the way it was.
Dinle Ellen, ne diyorlarsa onu yap böylece her şey eski haline dönebilsin.
Mom said that we need to cooperate, that everything's gonna be okay if we just do what they say.
Annem işbirliği yapmamız gerektiğini söyledi,... onlarla iş birliği yaparsak her şeyin yoluna gireceğini söyledi.
Please, Lloyd, please just do what they say.
Lütfen, Lloyd, sadece ne derlerse yap.
Please just do what they say.
Sadece ne derlerse onu yap.
Please just do what they say...
Sadece ne derlerse onu yap...
You know just as well as I do what they say.
Onların neler dediklerini sende benim kadar iyi biliyorsun.
Well, just'cause we take a bribe... doesn't mean we have to do what they say.
- Ne demek istiyorsun sen? - Şey... Sırf rüşvet aldık diye onların istediğni yapacak değiliz ya.
And then they die. Maybe a few good sports, you know, do it just to please him, but sooner or later they say "What the hell is this?"
Belki birkaç jimnastik hareketi hoşlarına gider,..... ama kısa bir süre sonra sıkılıp "Nedir bu lanet şey?" diye sorarlar.
What do you think is the motive here? " When the end comes I know they'll say just a gigolo
" Her şey sona erince, biliyorum diyecekler jigolo
They realised that to be in power you didn't need guns or money or numbers. You just needed the will to do what the other guy wouldn't.
Gerçekten güçlü olmak için, silahların, paranın ya da üye sayısının önemsiz olduğunu önemi olan tek şeyin, başkasının cesaret edemediği işleri yapmak olduğunu anlamışlar.
Look £ ¬ the neighbors just wanna come over to ask for our help... and I think the least we can do is listen to what they have to say.
Bak komşular buraya sadece bizden yardım istemek için geliyorlar... Ve bence en azından söylemek istedikleri şeyleri dinlemeliyiz.
Just do what my friends say. They're a little bit, disturbed.
Arkadaşlarım ne derse onu yapın.
Why do you care what they say? You're just like them.
sizde onlardan farkli dusunmuyorsunuz benim icin.
Let's just say, I did what they needed me to do... and now they don't need me anymore.
Şöyle diyelim, benden yapmamı istedikleri... şeyleri yaptım ve artık bana ihtiyaçları yok.
Honey, I- - ellen, just do what they say.
Ne diyorlarsa yap Ellen.
It's just people saying and doing what they think that they ought to say and do.
İnsanlar söylemek ya da yapmak zorunda oldukları şeyi yapıyorlar.
My best guess would be just to do what they say.
Bence, onların dediği her şeyi yapalım.
No, but we can do just what youíre doing now, and that is, we can say, ìlook at this interesting bag of tricks thatíve evolvedî ìNotice that they are circular Ö that theyíre self-sustaining Ö that they donít have any Ö that they could be about anything.î And
Yani, diyebiliriz ki ; Bakın, böyle ilginç aldatmacalar var. Dairesel yapısına bakın ;
- I guess what I'm trying to say is that these people come to me, they want me to fix their problems, and the truth is, I think all I can do is just
- Sanırım söylemeye çalıştığım şu : ... bu insanlar bana onların sorunlarını çözeyim diye geliyorlar ve gerçek şu ki, benim tek yapabildiğim o zor dönemi atlatana kadar onlara eşlik ederek bir süre yürümek.
Why do you have so much to say instead of just accepting my words just as what they are?
Ben diyorsam, kabul edeceksin. Neden bu kadar mızmızlanıyorsun?
- And I do agree that you can't necessarily go just by what they say they want.
ve sana katılıyorum ; onların illa ki istediklerini ve söyledikleri üzerine gidilmesini.
I just sayin', that's what they say, I ain't sayin that's what they do.
Ben söylemiyorum onlar böyle diyorlar, yalnızca onların bunu yaptıklarını söylemiyorum.
I just listen. - What do they say about me?
Benim hakkımda ne diyorlar?
Well, sometimes what they don't say Is just as important as what they do.
Şey, bazen söylemedikleri yaptıklarından daha önemlidir.
I don't get it, if they're just silly rumors, why not come out and say so? Tell people what you really do.
Senin adına bir yazı yazabilirim, bunun yardımı olurdu.
- I'm just saying, let's not do what everybody does at a funeral or a commemoratory ceremony where we just say, "Uh, they were amazing, and they were generous,"
Sadece diyorum ki herkesin bir cenazede veya bir anma töreninde yaptığı şeyleri yapmayalım. Oralardaki gibi, "Harika insanlardı ve cömertlerdi." demeyelim.
So mostly, I just hear what they have to say... And then I do the opposite.
Bu yüzden, genelde onları dinler sonra da söylediklerinin tersini yaparım.
Okay guys, let's just all do what they say and get back to our lives.
Pekala bakın onların dediklerini yaparsak, sorun çıkmaz
And they're right I don't just see you, I talk to you and even do what you say!
Haklılar... Sizi görmekle kalmıyorum, konuşuyor ve sözünüzü dinliyorum!
Well, the first time you're in a war zone, they say you either panic, or you just focus and know what to do.
Savaş meydanına ilk gittiğinde ya panikleyeceğini ya da odaklanıp ne yaptığını bileceğini söylerler.
Do they, have, like, computers up in my mouth and just, like... I didn't even say that. It's like, what did they do?
Ben söylemedim böyle bir şey.
Everything they say and do is gonna remind me of what we just saw.
Söyledikleri ve yaptıkları herşey bana izlediklerimizi hatırlatacak.