Kabe Çeviri Türkçe
64 parallel translation
Kabe Kotsuru
Kabe Kotsuru.
Months, the most holyish reign of Abraham, the Kabbaah has now become a house of idology hosting no fewer than 360 different gods
Bir zamanlar tek Allah fikrine inanan Hz. İbrahim ve müminlerinin hac ve ibadet yeri olan mukaddes Kabe şimdi taştan ve tahtadan putların ve onlara tapanların yuvası olmuştu.
Oh, more Gods in the place of Kabbaah
- Daha bir sürü tanrımız olacak. Kabe ağzına kadar dolacak.
Tell him we will give him authority, position, and key to the Kabbaah, and money what money he wants
Söyle O'na... Kabe nin anahtarlarını veririz, yetki veririz istediği kadar para.
Ammar, we see the Gods in the Kabbaah every day
Oğlum, biz tanrıları Kabe de her gün görüyoruz.
Doesn't Muhammad realize that we live by housing to the Gods?
Muhammed bilmiyor mu? Biz tanrılarımızı baş tacı ederiz. Kabe ye sahibiz.
Join us on the way to Kabbah
BİZİMLE KABE YE GELİN! BİZE KATILIN!
Don't let them reach the Kabbaah Throw them back!
Kabe ye yaklaştırmayın onları!
All by the side of Kabbalah are safe
Kabe güvenlikte olacak!
Now there he is, making his entrance to the Kabbaah
İşte bak geliyor ihtişamla Kabe'ye giriyor.
During the crowned months, the tribes defer their conflicts, and the convoys flow, carrying the offerings to Kaaba.
Hac aylarında, kabileler fikir ayrılıklarını bir kenara bırakır,... Kabe'deki putlara hediyelerle, kafileler halinde gelirlerdi.
It was built by Abraham prophet for the believing pilgrims.
Kabe, Hz. İbrahim tarafından, inananlar için inşa edilmişti.
We see the gods in Kaaba.
Biz tanrıları Kabe'de görüyoruz?
Mohammad does not realize it, that our life depends on the gods of Kaaba?
Muhammed bilmiyor mu ki,... bizim yaşamımız Kabe'deki putlara bağlı?
Kaaba belongs to us.
Kabe bize ait.
Every year, the caravans arrive, make it tower of Kaaba and buy our goods.
Her sene kervanlar gelir,... Kabe'yi ziyaret eder ve iyi altın bırakırlar.
If he wants the authority, he will have the keys of Kaaba.
Eğer yetki istiyorsa, O'na Kabe'nin anahtarlarını verelim.
You leave bottoms in favour of Mohammad, to invade Kaaba?
Muhammed'i dinleyen bu ayak takımının, Kabe'ye girmesine izin mi vereceksiniz?
Not, not in Kaba, not to ennoble them.
Olmaz, Kabe'de olmaz,... onları onurlandırmayalım.
Move away them from Kaaba!
Kabe'nin önünden çekilin!
Here it is, it approach Kaaba.
İşte,... Kabe'ye yaklaşıyor.
The Ka'aba Mecca, SAUDI ARABIA
Kabe Mekke, SUUDİ ARABİSTAN
It was called the Kaaba, the Arabic word for'cube'.
Bunlar, arapça "küp" anlamına gelen Kabe'de toplanmıştır.
And the Kaaba in Mecca was one of a number of these sanctuaries centred around a particular cluster of deities.
Merkezi bir konuma sahip olan Mekke'deki Kabe en önemli tapınma merkeziydi.
It was said the Hebrew patriarch Abraham himself built the Kaaba centuries before and that a sacred black stone it held within had fallen from the sky.
Çok daha önceleri burası Hz.ibrahim tarafından yapılmıştı. ve Kabe'nin duvarında cennetten düştüğüne inanılan siyah bir taş bulunur.
In these turbulent times, the Kaaba provided a rare place of peace.
Bu fırtınalı zamanlarda Kabe, barış içinde toplanılan tek yerdi.
The spiritual and economic importance of the Kaaba and Mecca are pretty hard to seperate as far as the pre-Islamic Arabs are concerned.
Mekke ve Kabe İslamiyet öncesi toplumlar için ruhani olduğu kadar ekonomik bir öneme de sahipti.
The Kaaba made Mecca a vibrant centre for trade.
Kabe sayesinde Mekke şehri, Arapların en gözde ticaret merkezi olur.
Once, when the Kaaba fell into disrepair, the clan chieftains quarrelled over who would have the honour of putting the sacred black stone back where it belonged.
Bir keresinde, Kabe'nin onarımı sırasında, yerinden düşen kutsal siyah taşı yerine koyma onuruna erişmek için kabile reisleri arasında tartışma çıkar.
It was a threat, in several ways... to their social order, to their age old traditions and an economic threat because of the importance of the pilgrimage shrine of the Kaaba in Mecca.
Bir çok yönden O'nun söyledikleri... sosyal düzeni ve geleneklerini tehdit eden şeylerdi. Kabe ve Mekke'nin bir inaç ve ticaret merkezi olmasından ötürü ekonomik anlamda rahatsız olanlar da vardı.
Though filled with pagan idols, it was still the shrine of Abraham, the first believer in the one true God.
Mekke'deki Kabe'ye dönülmesi gerektiği konusunda bir vahiy alır. İçinde bir çok put bulunmasına rağmen burası hâlâ, tek bir tanrıya inanan ilk kişi, Hz.
Flush with victory, his troops marched straight to the Kaaba.
Zaferle birlikte, ordu Kabe'ye doğru yürüdü.
Pilgrims came from all over Arabia to worship the hundreds of idols that surrounded the Ka'aba an ancient shrine in the heart of the city.
Hacılar Arabistan'ın her yerinden Kabe'yi kuşatan yüzlerce puta ibadet etmeye geliyorlardı. Kabe şehrin göbeğinde antik bir mabet idi.
The Ka'aba was surrounded by a sacred area where fighting was not allowed.
Kabe, savaşa izin verilmeyen kutsal bir bölgede bulunuyordu.
The story goes that one night he was sleeping near the Ka'aba and he was woken from sleep by Gabriel who mounted him on a Buraq a magical stead and they flew from Mecca to Jerusalem.
Hikayeye göre bir gece Kabe'nin yanında uyurken Cebrail tarafından uyandırıldı. Onu büyüleyici bir binek olan Burak'a bindirdi.
Because if they forbade Arabs, to enter the city and perform the rights of the Ka'aba they would be abusing their position as guardians of the holy places.
Eğer Arapların Kabe'ye girişlerini ve hac yapmalarını engellerlerse kutsal mekanın koruyucuları olarak görevlerini kötüye kullanmış olacaklardı.
Muhammad sends Bilal, an African ex-slave this lowest of the low in the eyes of the Meccans up on to the sacred shrine of the Ka'aba
Muhammed eskiden köle olan Afrikalı Bilal'i görevlendirdi. Mekkelilerin gözünde en alçak insandı o. Kabe'nin tepesine çıktı Bilal.
After circling the Ka'aba seven times
Kabe'yi yedi defa tavaf ettikten sonra,
Muhammad destroyed each of the three hundred sixty idols that surrounded it.
Muhammed Kabe'yi kuşatan 360 putun hepsini yıktı.
When I circled the Ka'aba for the first time, I was in a state of wonder.
Kabe'yi ilk defa tavaf ederken adeta bir harikalar diyarındaydım.
Hundreds of idol gods surrounded the Kaaba. And for people who were poor like myself, life was very difficult.
Kabe'nin çevresinde yüzlerce put vardı ve benim gibi yoksul insanlar için hayat çok zordu.
He thinks he can lecture us just because his clan takes care of the Kaaba.
Kabilesi Kabe'nin bakımından sorumlu olduğundan bize ders verebileceğini sanıyor.
Sumayya come to the Kaaba, hurry.
Sümeyye Kabe'ye gidiyoruz acele et!
We were about to kill each other for the right to place the black stone.
Kabe'nin inşasını hatırlıyor musun? Hacer-ül Esvet'i yerine koyma hakkı konusunda birbirimizi neredeyse öldürecektik.
- We will sign an agreement and hang it in the Kaaba. lt will say that noone shall sell or buy anything from Muhammad's followers or those who protect him.
Açlık mı, nasıl? - Bir anlaşma imzalayacağız ve Kabe'nin duvarına asacağız. Anlaşmaya göre hiçkimse Muhammed'in yandaşlarıyla ya da onları koruyanlarla alışveriş yapmayacak.
- lt is this ; the boycott that you signed and hang in the Kaaba has been eaten by insects except for the following words "In the name of God".
- Aynen şöyle. Hepinizin imzalayıp Kabe'nin duvarına astığınız anlaşma böcekler tarafından yendi. Geriye sadece şu sözler kaldı :
One day, The Prophet ( peace and blessings be upon him ) looked at us and said : "l dreamed that I enter the Kaaba with it's key in my hand."
Bir gün peygamberimiz ( S. A. V ) hepimizi karşısına topladı ve şöyle dedi : "Rüyamda Kabe'ye girdiğimi gördüm. Anahtarı elimdeydi."
We shall journey to Mecca for the pilgrimage and worship at the holy Kaaba.
"Mekke'ye hac görevini yerine getirmek için gideceğiz ve mukaddes Kabe'de ibadet edeceğiz."
For ten years. We will be allowed to enter Mecca, worship at the Kaaba?
- Yani Mekke'ye gidip Kabe'de ibadet etmemize izin mi vereceksiniz?
The Pilgrimage. Hadjis circumambulate Kaaba, stone the devil.
Hacıların Kabe'yi tavaf edişleri, şeytan taşlama.
Get out of Kabbaah!
- "ben sizin taptıklarınıza tapmam..." - Bunları Kabe ye sokmayın!