Kalahari Çeviri Türkçe
97 parallel translation
This bow and arrow is usually used by people living in deserts.
Bunlar yaylar ve oklar. Bunlar da Kalahari Çölü'nde yaşayan antiloplar.
Kalahari Desert... it is...
Kalahari Çölü... Çok...
Kalahari is a desert.
Evet Kalahari bir çöl.
The penguins scored badly when compared With primitive human subgroups like the bushmen of the kalahari But better than bbc program planners.
Penguenler, Kalahari çölü Buşmanları gibi ilkel alt grup insanlarla karşılaştırınca daha kötü ama BBC program plancılarından daha iyi puan aldılar.
The legendary Batsmen of the Kalahari.
Efsanevi Kalahari Kriketçileri.
But for all the mumbo-jumbo and superstition, the Batsmen of the Kalahari are formidable fighters as we can see in this rare footage of them in action against Warwickshire.
Bütün batıl inançlarına rağmen Kalahari Kriketçileri çok iyi savaşçılar. Warwickshire ile yaptıkları maçta bu görülebiliyor.
Warwickshire had dismissed the Kalahari Batsmen for 140.
Warwickshire Kalahari Kriketçilerini yeniyordu.
And then it was their turn to face this extraordinary Kalahari attack.
Ama atak sırası Kalaharililere gelmişti.
The Pre-Namib, again, is dwarfed by its neighbor on Capricorn, the Kalahari.
Pre-Namib, oğlak dönencesindeki komşusu olan Kalahari'nin gölgesinde kalmıştır.
This is the most treacherous desert of all, because after the short rainy season it looks like an immense paradise that can rival the opulence of the Cubango.
Kalahari, çöllerin en tehlikelisidir. Çünkü kısa süren yağmur sezonundan sonra Kubango'daki bollukla rekabet edebilecekmiş gibi duran dev bir cenneti andırır.
Soon the water will sink away into the Kalahari sand and there'll be a long, grim wait of nine months or more before the rain comes again.
Sonradan su, Kalahari kumlarına çöker ve yağmur gelene dek, 9 ay veya daha fazla süren korkunç bir bekleyiş başlar.
The only human beings in the deep Kalahari are a few Bushmen.
Kalahari'nin iç kısımlarında yaşayan, tek insanlar, birkaç Buşman'dır.
His forebears have had thousands of years to adapt to the Kalahari so he needs very little liquid, and he knows where to find it.
Ataları binlerce yıl içinde Kalahari'ye uyum sağlamıştır bu yüzden çok az sıvıya ihtiyaç duyar, ve bunu nerede bulacağını bilir.
And when a Machalahari ventures into the deep Kalahari on a hunting trip, he has to find water because, unlike the Bushman, he doesn't know how to make liquid from a root.
Ve bir Makalahari av ararken cesaret edip Kalahari'nin içlerine doğru giderse, su bulması gerekir çünkü Buşmanın aksine, kökten nasıl su elde edileceğini bilmez.
Animals migrating across the lake from the Kalahari plod through cruel mirages of water that doesn't splash under their feet and they pass phantom trees that offer no shade.
Hayvanlar göl boyunca Kalahari'den göç ediyorlar su gibi görünen, ama üzerine basınca su sıçratmayan acımasız serapların içinden yürüyorlar ve hiç gölgesi olmayan hayali ağaçların içinden geçiyorlar.
The Kung Bushmen of the Kalahari Desert in the Republic of Botswana have an explanation of the Milky Way.
Kung yerlileri bugünki Botswana Cumhuriyeti'nin Kalahari çölünde Samanyolu üzerine fikir yürütmüşler.
The Kalahari.
Kalahari Çölü.
But after a few weeks, the water sinks away into the deep Kalahari sand.
Ama birkaç hafta sonra su, Kalahari kumunun dibine çöker.
Humans avoid the Kalahari like the plague because man must have water.
İnsanlar Kalahari'den uzak dururlar çünkü suya ihtiyaçları vardır.
Except for the little people of the Kalahari.
Kalahari'nin ufak halkı dışında.
They live in the vastness of the Kalahari in small family groups.
Kalahari'nin enginliğinde, ufak aileler olarak yaşarlar.
In the deep Kalahari, there are Bushmen who have not heard of civilized man.
Kalahari'nin derininde, uygar insan görmemiş Bushmenler vardır.
In the Kalahari, it's always Tuesday, or Thursday if you like.
Kalahari'de, hep salıdır, veya isterseniz perşembe.
But in the Kalahari?
Ama Kalahari'ye mi?
Mom, it's not in the Kalahari.
Anne, Kalahari'de değil.
Nobody ever goes into the deep Kalahari.
Kimse Kalahari'nin derinlerine gitmez.
So I fled, right into the Kalahari.
Ve kaçtım, Kalahari'nin içine.
The Kalahari's that way.
Kalahari şu tarafta.
But the slender, graceful Bushmen of the Kalahari live here contentedly and in complete harmony with their environment.
Ama Kalahari'li, ince ve narin Buşmanlar burada oldukça rahat ve çevreleriyle uyum içinde yaşarlar.
And when the water runs low they have to hightail it out of the Kalahari again.
Ve su azaldığında derhal Kalahari'den çıkmaları gerekiyor.
So the Bushmen work and play in peaceful isolation unaware of the crowded, hectic world outside their domain and even of the wars that are fought on the very fringes of the Kalahari.
Buşmanlar huzurlu izolasyonlarında çalışıp oynarlar bölgelerinin dışındaki kalabalık, telaşlı dünyadan ve hatta Kalahari sınırlarındaki savaşlardan habersizce.
Sometimes Xixo tells about the time he looked for the end of the Earth and about the strange, heavy people he met but it's difficult to describe those who live outside the Kalahari.
Bazen Xixo Dünya'nın sonunu aradığı zamanı anlatır ve tanıştığı garip, iri insanları ama Kalahari'nin dışında yaşayanları açıklamak zordur.
Older children teach younger ones how to read the gossip about the animals because everything that happens in the Kalahari gets printed in the sand.
Diğer çocuklar, küçüklere hayvan dedikodularını okumayı öğretir çünkü Kalahari'de olan her şey kuma yazılmıştır.
- We're in the deep Kalahari.
- Kalahari'nin içindeyiz.
Do you realize how short the Kalahari Bushmen are?
Kalahari Kabilesi'nin neden bu kadar kısa olduğuna bir anlam verebiliyor musunuz?
I was gonna meet the Bushmen of the Kalahari.
Kalahari'de ki Bushmen kabilesi ile buluşacaktım.
Were I a tribesman in the Kalahari, the location would have been different.
Kalahari'de bir oymak beyi olsaydım eminim yer farklı olurdu.
"Above the Orinoco Through the burning Kalahari Desert By the untamed grasslands the Veldt..."
Orinoco üstünden... Vahşi çayırlıklarına doğru bozkırın... cayır cayır yanan Kalahari çölünü geçtim.
Over the Orinoco Through the burning Kalahari Desert By indomitable pastures...
Orinoco üstünden... Vahşi çayırlıklarına doğru bozkırın... cayır cayır yanan Kalahari çölünü geçtim.
Cotopaxi Chimbarozo I took his hand Over the Orinoco The burning Kalahari Desert The indomitable Veldt grasslands On the steppes And home. "
Cimbarozo Cotopaxi elimden tuttu benim! Orinoco üstünden... Vahşi çayırlıklarına doğru bozkırın... cayır cayır yanan Kalahari çölünü geçtim..
Cotopaxi Chimbarozo I took his hand Over the Orinoco Through the burning Kalahari Desert By indomitable Veldt grasslands On the steppes And home.
Cimbarozo Cotopaxi elimden tuttu benim! Orinoco üstünden... Vahşi çayırlıklarına doğru bozkırın... cayır cayır yanan Kalahari çölünü geçtim.
"Journey through the African Kalahari..... as we visit exotic animals in their natural habitat."
"Afrika Kalahari'sinde gezinin... ve egzotik hayvanları doğal ortamlarında izleyin."
This is the Kalahari.
İşte burası Kalahari'dir.
The Kalahari and its vast open skies provide the theatre..... for the drama played out by the herds and the great cats that prey on them.
Kalahari ve onun sonsuz gökleri, buradaki sürülerin ve onlarla beslenen büyük avcı kedilerin gösterisine sahne olur.
- He's a bushman of the Kalahari!
- Çalılıkta geziniyor!
I've been dropped into the Kalahari Desert... carrying nothing more than a toothbrush and a packet of sherbet lemons, and I still found my way to Bulawayo before Ramadan.
Üzerimde bir diş fırçası ve bir limonlu şerbet paketinden... başka hiçbir şey yokken Kalahari Çölü'ne bırakıldım ama, yine de Ramazandan önce Bulawayo'ya yolumu buldum.
These are the San people of the Kalahari Desert, the last tribe on Earth to use what some believe is the most ancient hunting technique of all, the "persistence hunt".
Bunlar Kalahari Çölünün San halkı. Bazılarımızın en ilkel av tekniği olduğuna inandığımız yöntemi kullanan son kabile. "Israrcılık avı."
Yeah. I always felt a kinship with the nomadic peoples of the Kalahari.
Daima, Kalahari'nin göçebe insanlarına karşı yakınlık hissetmişimdir.
Rather than living in mountains, they now live 1,000 miles away on the Kalaharigrasslands of Namibia,
dağlar yerine 1700 km uzaklıktaki Kalahari otlakları ( Namibya )'nda yaşıyor,
For one thing, there are no rocks in the Kalahari for them to paint on,
Kalahari'de resim yapabilecekleri kayalıklar yok,
Just going back and forth, hairy Kalahari-style, in and out with his big...
Sadece geri ve ileri, tüylü Kalahari stili, büyük şeyi ile içeri ve dışarı...