Kangaroos Çeviri Türkçe
158 parallel translation
- Australia, with the kangaroos?
- Kanguru vatanı Avustralya mı?
Have you got any kangaroos?
Hiç kangurunuz var mı?
You have to go to Australia for kangaroos.
Kanguru için Avustralya'ya gitmelisin.
You know, I don't know what the kangaroos are putting in the brew nowadays, but I can sure tell you what it tastes like.
Bilirsiniz, bu kangurular ülkesinde biranın içine neler konulduğu konusunda bir fikrimiz yok.
Since, where the general is in the park and all to kangaroos become.
Burada Hayvanat Bahçesinde kanguru olduğunu biliyor muydun?
- And the kangaroos gallop...
Sürekli zıplayan Kanguru...
And then in the Huchette-Theater, with a director, he / it with the kangaroos gallops.
Ve sonra Huchette Tiyatrosu'nda, bir yönetmenle birlikte, zıplayan Kanguruyu yazarsın.
I wish he was home with his kangaroos.
Keşke kangurularıyla evinde olsaydı.
We'll live in Australia and raise kangaroos.
Avustralya'da yaşar, kanguru yetiştiririz.
Well, we can't have them gallivanting up there like kangaroos, can we?
Orada kangurular gibi dolaşmalarına izin veremeyiz değil mi?
What are you gonna do, hunt kangaroos?
Kanguru mu avlayacaksın?
Where are the kangaroos?
Kangurular nerede?
This little creature is a potoroo, and in it you can see the beginnings of features that characterise the most famous of all the Australian marsupials, the kangaroos.
Bu küçük canlı bir sıçan kangurusu ve onda Avustralya keselileri arasında en meşhuruna ait özelliklerin başlangıcını görebilirsiniz. Kangurular.
Maybe it jumped from trees onto those giant kangaroos.
Belki de ağaçlardan dev kanguruların üzerine atlıyordu.
But despite the formidable armoury of teeth, all the marsupial lions became extinct between 20,000 and 18,000 years ago, as indeed did all the giant kangaroos.
Ancak bu dişlerden oluşan heybetli silahlarına rağmen bütün keseli aslanların soyu 18.000 ila 20.000 yıl önce tükendi. Bütün dev kanguruların soyu da aynı şekilde tükendi.
Out in this open country, the small wallaby-like marsupials grew bigger, hopped farther and faster and became kangaroos, the marsupial equivalent of deer and antelope.
Bu çıplak topraklarda küçük valabilere benzeyen canlılar büyüdü, daha ileriye ve daha hızlı zıplar hale geldi ve kanguru oldu. Yani geyik ve antilobun keseli versiyonu.
And kangaroos have developed a special way of cooling themselves.
Kangurular kendilerini serinletmek için özel bir yöntem geliştirmiştir.
The kangaroos also take advantage of the best shade they can find during the hottest part of the day and scrape away the baking hot surface soil to make a cooler, more comfortable bed for themselves.
Kangurular ayrıca günün en sıcak zamanlarında bulabildikleri en iyi gölgelerden faydalanırlar ve yakıcı sıcaklıktaki toprak yüzeyini süpürerek kendileri için daha serin ve rahat bir yatak yaparlar.
Out in the deser food is nearly always scarce, and kangaroos will eat even the tiniest morsel of greenery, searching through the dry branches with their front legs to find something edible.
Çölde yiyecekler neredeyse her zaman kıttır. Kangurular en küçük yeşillik parçalarını bile yiyebilmek için yenir bir şey bulmak umuduyla ön bacaklarıyla kuru dalları eşelerler.
Kangaroos have a different solution.
Kanguruların farklı bir çözümü vardır.
And kangaroos have come to dominate the Australian countryside.
Böylece kangurular Avustralya kırsallarına hükmetmeyi başarmıştır.
But why should kangaroos hop?
Peki kangurular neden zıplamalıdır?
The rearing of young in a pouch has its hazards, particularly that early journey to get there, but in some ways it brings advantages to kangaroos.
Yavruları kesede büyütmenin bazı tehlikeleri vardır. Özellikle keseye ulaşmak için yapılan ilk yolculuk tehlikelidir. Ama bu durum kangurulara bazı avantajlar da getirmiştir.
As a result, no other creature can compare with these female kangaroos which throughout their maturity continuously, almost without break, have three young at different stages of development.
Bunun sonucunda, yetişkinlik döneminde neredeyse hiç ara vermeden farklı gelişim aşamalarındaki üç adet yavruya sahip olan bu dişi kanguruyla hiçbir canlıyı karşılaştırmak mümkün değildir.
I'm the director and if I want three dozen poker-playing kangaroos with PhDs, then you'd better damn well go out and find them.
Yönetici benim ve senden poker oynayan kangurular istiyorsam onları bulacaksın! Anlaşıldı mı?
I want a last supper with one Christ, twelve disciples, no kangaroos, no trampoline acts, by Thursday lunch, or you don't get paid!
- Söyleyeyim. Perşembe öğle yemeğine kadar bir İsa'lı, 12 havarili, kangurusuz tramplen gösterisi olmayan bir Son Yemek istiyorum yoksa tek kuruş alamazsın.
Last year, more than 800,000 kangaroos and waballies... wobblies!
Geçen yıl, 800,000'den fazla kanguru ve valabi...
Last year, more than 800,000 kangaroos and wallabies were slaughtered in this district alone.
Geçen yıl, sadece bu bölgede, 800,000'den fazla kanguru ve valabi katledildi.
Well, boars or kangaroos.
Domuz ya da kanguru.
The roads will be full of kangaroos after dark.
Karanlık olunca, yollar kanguru kaynar.
They're shooting these poor kangaroos for fun.
Zevk için bu zavallı kanguruları vuruyorlar!
Tie your kangaroos down, sports fans!
Spor fanatikleri, kangurularınızı bağlayın!
Kangaroos, I reckon.
Kangurular, sanırım.
# Some courageous kangaroos do it
# Kangurularda yapar
They're like kangaroos.
Kanguruya benziyorlar.
The Department of Animal Control is warning that kangaroos can be dangerous and can attack when threatened.
Hayvan Kontrol Departmanı kanguruların korktuklarında tehlikeli olup saldırabileceklerini belirtti.
I said, "May we?" "No, we don't want any Chinese or kangaroos here."
Onlar da bana "Hayır kangru ve Çinlileri almıyoruz" dediler.
We "ve got kangaroos that burrow in the ground like rabbits. And we" re losing them.
Tavşan gibi çukur kazabilen kangurularımız var... ve bütün bu hayvanları kaybediyoruz.
On the other hand, we don "t want to stop the big kangaroos, the wildlife that already live here, we don" t want to stop them with this fence.
Diğer yandan kanguruları ya da burada... daha önceden yaşayan hayvanları durdurmak istemiyoruz. Bu çit kanguruların diğer tarafa geçebilmesine... olanak şekilde dizayn edilmiştir.
- Well, like kangaroos do.
- Kanguruların yaptığı gibi işte.
Kangaroos don't eat chocolate.
Kangurular çikolata yemezler.
In New Guinea, even the kangaroos climb trees though not very well
Yeni Gine'de çok iyi olmasa da kangurular bile ağaçlara tırmanabilir.
Tree kangaroos are sluggish animals
Ağaç kanguruları tembel hayvanlardır.
Like the ones at the western end of the archipelago In the forests of Borneo and Sumatra monkeys and apes take the place of tree kangaroos
Takımadanın batı ucundakiler gibi Borneo ve Sumatra ormanlarında maymunlar ve primatlar ağaç kangurularının yerini alır.
As forests contracted some kangaroos evolved to live in the trees and others learned to eat grass
Ormanlar daraldıkça, bazı kangurular ağaçlarda yaşamak için evrimleşti ve diğerleri ot yemeyi öğrendi.
Now the kangaroos of the desert call on another remarkable strategy for survival
Artık çölün kanguruları hayatta kalabilmek için takdire şayan başka bir strateji geliştirmiş bulunuyor.
Surviving kangaroos will either move to new territory in search of food or batten down near remaining waterholes while at least some grass remains
Hayatta kalan kangurular ya yiyecek için yeni topraklara gidecek ya da kalan son su çukurlarının yanında hala ot varken beslenecek.
Everybody would recognise those as kangaroos.
Herkes bunları kanguru olarak tanır.
But the kangaroos belong to a very big family.
Ancak kangurular çok geniş bir familyaya aittir.
With that not disregard the ants,... the laurels, cockatoo, iguanas and kangaroos.
Bunu sakın bir ima olarak almayın. Yada İspanyol antikalığı gibi düşünmeyin. Bunlarla hiç bir ilgisi yok.
And this fence is designed to let them through. The kangaroos just hop through.
Üzerlerinden atlayabilirler.