Keychain Çeviri Türkçe
147 parallel translation
Judy Fox stole my keychain, you know the one with the clover?
Judy Fox kolyemi çaldı, hani şu üzerinde yonca olanı.
- It's a keychain.
- Anahtarlığım.
All I got was a lousy keychain, and by that time, I was living in a box.
Boktan bir anahtarlık gönderdiler, bu arada bir kutuda yaşıyordum.
I got you a keychain.
Sana anahtarlık aldım.
But when someone you love dies, the stupidest object, their keychain, a torn sweatshirt, suddenly becomes very special.
Ve bazen sevdiğiniz birisi ölünce, en aptalca eşya, anahtarlık, yıpranmış bir kıyafet birden çok özel bir hale gelir.
It's a keychain, so what?
Bir anahtarlık, ne olmuş yani?
I never got any keychain from your wife!
Ben karından anahtarlık falan almadım!
We found a locksmith who verifies that someone made keys from Atkins'keychain.
Birisinin Atkins'in anahtarlarını yaptırdığını doğrulayan bir çilingir bulduk.
Key - Keychain.
Anahtar ve anahtarlık.
Keychain from aunt Sassy.
Sassy Hala'dan hediye.
It's a keychain from Tiffany.
Tiffany'den anahtarlık.
Put it on a keychain, so he'd always remember where he came from.
O şeyi anahtarlığına taktım bu sayede nereden geldiğini her daim hatırlayacaktı.
- Where's the keychain?
- Anahtarlık nerede?
Another keychain.
Yine mi anahtarlık?
I got him this shamrock keychain.
.. ona bu yonca anahtarlığı aldım.
It's a shamrock keychain. Good luck.
- Hadi ama, yonca anahtarlığı, bol şans getirir.
All right, let's see what we can do with that keychain.
Pekala, bakalım şu anahtarlıkla ne yapabiliriz.
Put together a care package of stuff from New York- - some HH bagels, an Empire State Building keychain... and then, top off the package with a New York Times...
New York'tan aldığın şeylerle dolu bir paket hazırla. Birkaç HH simidi, Empire State Binası anahtarlığı sonra paketin en üstüne de... Hazır mısın?
He gave me a keychain.
Bana anahtarlık vermişti.
Got a keychain, a baseball, 52 cents...
Anahtarlık, beyzbol, 52 sent...
And then I've got this kit in case you want to bronze the umbilical cord and use it for a keychain.
Göbek bağını bronzlaştırmak ve anahtarlık olarak kullanmak istersen diye bu aletler var.
Her clothes, her keychain.
Giysilerini, anahtarlığını.
They're on a Gumby keychain!
Gumby anahtarlığındalar!
Saw the keychain.
Anahtarlığı gördüm.
You can buy it in a vial. You can have it attached like a keychain.
Küçük bir şişeyle anahtarlığa takarsın.
The chemistry that made him great... in a keychain.
O kimya, adamı mükemmel biri yapmıştı. Anahtarlığıma takacaktım.
Keychain!
Anahtarlık!
Except Keychain.
Anahtarlık sen kal.
The keychain was a gift.
Anahtarlığı sana hediye etmiştim.
Y'all pick up a keychain on the way out. Tell your mama not to be late picking you up from work.
Annenize de işi bitince sizi gelip almasını söyleyin.
It's the purple rabbit-foot keychain.
Mor tavşanayağı anahtarlığı.
I got the chip on my keychain to prove it, from an organization called AA.
Kanıt olarak anahtarlığımda şu çip var, AA denen bir organizasyona ait.
She saw the keychain, Danny.
Anahtarlığı gördü, Danny.
It is on Von Hayes'keychain.
Von Hayes'in anahtarlığında.
After I hit him, I went and got the keychain out of his pocket and unlocked it.
Ona vurduktan sonra ceketinin cebinde zincirin anahtarını buldum ve kilidini açtım.
Keychain, two keys...
İki anahtarı olan anahtarlık,...
They're from the vic's keychain.
Kurbanın anahtarlığından kopmuş.
The obvious question Is how does a keychain land here And end up over there?
- O hâlde sorulması kaçınılmaz olan soru, anahtarlığın nasıl olup da buraya düştüğü, sonra da oraya kadar gittiği.
His attacker grabbed the keychain, Took what he was after, And left the rest behind.
Saldırgan, anahtarlığı kaptı, peşinde olduğu şeyi aldı ve gerisini bırakıp gitti.
This is so stupid, but my keychain broke, and I can never find my keys.
Çok aptalca ama anahtarlığım kırıldı ve anahtarlarımı asla bulamıyorum.
A keychain I thought was lost.
Kaybettiğimi düşündüğüm bir anahtarlık.
A GI Bob keychain.
Bir GI Bob anahtarlığı.
Did you just give your Bob keychain to a whore baby?
Bob anahtarlığını bir faişenin oğluna mı verdin?
Look at this keychain I got.
Aldığım bu anahtarlığa bıkın.
Thank you very much. Here is a keychain.
Bir anahtarlık alın.
She had a remote control starter on her keychain.
Anahtarlığında uzaktan motor çalıştırıcısı varmış.
Yeah. Got his keychain.
Evet anahtarlığı var.
I'll grab East of Eden's keychain.
Ben gidip Batı Yakası'nın anahtarını alayım.
What, he touches James Dean's keychain and then morphs into James Dean? Hm.
James Dean'in anahtarlığına dokununca bir anda ona mı dönüşüyor?
How about you come up and do the electric slide to get your free keychain.
Buraya çıkıp "electric slide" yapın ve bedava anahtarlık kazanın.
I have a keychain alarm. Kolya the guard...
Kapalı bir otopark, güvenlik görevlisi alarm kumandası anahtarlığımda Güvenlikçi Kolya...