English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ K ] / Keyed

Keyed Çeviri Türkçe

200 parallel translation
That's true, but it's keyed to the price.
Gelire bağlı.
I'm so keyed up I just can't sleep.
O kadar heyecanlıyım ki, hiç uyuyamadım.
It's only when I'm tired or keyed up.
Yalnızca yorgunken ve canım sıkkınken kızarım.
I know I've been sort of keyed up, you know.
Son zamanlarda biraz gergin olduğumu biliyorum.
Three million men out there... ... keyed up, and waiting for that big step-off.
Orada üç milyon adam hazır ve büyük çıkarmayı bekliyor.
" I have never been so keyed up!
" Hiç heyecanlanmamıştım bu kadar!
They were keyed to cause interference and attract attention.
Dikkat çekmek ve parazit yapmak üzere programlanmış.
Cos I think he keyed this whole affair.
Çünkü bu ilişkiyi o başlattı.
I'm too keyed up to sleep.
Uyumak için can atıyorum.
She, for me, through a kind of... briskness... a clear, redheaded, inaccessible briskness that kept me keyed up for months.
O, benim için, baştan başa bir çeşit... hareketlilik abidesi... zeki, kızıl, erişilemez bir hareketlilik abidesi ; beni aylarca gergin kılabiliyor.
- Keyed by the star.
- Yıldızın anahtarı.
That's why I tried keeping all of this as low-keyed as possible.
Bu yüzden bu olayın duyulmamasını sağlamaya çalışıyordum.
I'm much too keyed up to fall asleep at the wheel.
Hayır. Bugün olanlar için öyle sinirliyim ki, uyuma riskim yok.
Maybe it was keyed in wrong.
Belki şifre yanlış girilmiştir.
You get all keyed up and then you can't go. - I've done two bottles.
Bir anda gerginleşir, sonra da yapamazsın.
They were keyed to cause interference and attract attention this way.
Bu şekilde müdahale ederek dikkat çekecekler.
The dream coul d have been keyed around a structure or a person.
Rüya bir kişinin etrafında kilitlenmiş olabilir.
He's always been a little keyed up I just wanted to give him a good day
Hiç bir zaman heyecana gelemezdi. Sadece iyi bir gün geçirmesini istedim.
Pretty keyed up from being with the girl right before.
Kızla birlikte olmadan hemen önce içeri dalmıştı yaramaz.
I think they keyed the cars too.
Sanırım arabaları anahtarla çizmişler de.
It's keyed to galvanic skin responses and DNA patterns.
Galvanik cilt yanıtlarına ve DNA örneklerine kilitlenmiş.
He must have been really keyed up or scared or whatever.
Çok heyecanlı ya da korkmuş olmalı.
It seems the conduits are keyed to respond to a specific frequency.
Görünüşe göre kanallar, belirli bir frekanstaki takyon titreşimine cevap vermeye ayarlanmış.
I feel very keyed up, as though I were planning a surprise party.
Sürpriz parti planladığım için çok gergindim.
- Fucking keyed it.
- Anahtarıyla çizdi.
I keyed their pickups on the way in.
İçeri girerken kamyonetlerini etkisiz hale getirdim. Ben Al.
And I was so keyed up, I just took off.
Bende çok istekliydim, Birden başladım.
They're keyed to accept symbols.
Sembol kabul etmeye ayarlılar.
But you've been so keyed up lately.
Tapion'dan kalmasını isteyebilirim. O uzaylı mı?
It's Trunks-kun's power that is keyed up!
Trunks onunla mı takılıyor?
It must be keyed to read life signs.
Yaşan sinyallerini okumaya ayarlanmış olmalı.
They're a coordinate system keyed to mark the position of stars at a certain time of night.
Onlar, gecenin bir anında yıldızların pozisyonunu işaretlemek için birer koordinat sistemi.
The units are G keyed.
Odalar G anahtarıyla kilitli.
I guess we're all kind of keyed up, you know?
Sanırım hepimizin biraz sinirleri gergin.
Whoever left that device on Madrona..... probably keyed it to its atmospheric conditions.
Bu aygıtı Madrona'da bırakanlar muhtemelen oranın hava durumunu hedef aldılar.
Well, it's been re-keyed.
Bi elden geçmiş.
You keyed my... Bitch, you keyed my...
Arabamı anahtarla - Orospu, anahtarladın -
There's a Betrayer that's keyed in on Sarge.
Çavuş'un üstüne kilitlenmiş bir Hain var.
That Betrayer is keyed in on Sarge.
Şuradaki Hain, Çavuş'a kilitlendi.
Am keyed up and waiting for your... waiting for you to name the fairway.
Söylemeliyim ki beklediğim siz.. Sizi bekliyorum beni kurtarmanız için.
Force lances are keyed to the owner's DNA.
Bu silahlar sadece kullanıcılarının DNA sına göre çalışır.
Each force lance is keyed to its owner.
Her güç silahı kullanıcısına şifrelenir.
I've keyed it to accept you as a user.
Seni kullanıcı olarak görmesi için ayarladım.
Oh, and Computer Graphics keyed up this video system.
Oh, ve bilgisayar grafikleri bunu çözecek.
Dude, I think someone just keyed your car.
Ahbap, birisi arabana girmiş.
I don't know, it's just little things. But I'm sort of keyed into her moods, you know?
Yalnızca ufak tefek şeyler, ama sanki kendimi onun ruh haline uyduruyorum.
I know you're all keyed up, but I'm going to run.
Biliyorum gerginsin ama ben kaçmak zorundayım.
So who do we know in Belgrade who's keyed into the financial community?
Belgrad'da finansal çevrelerle ilgisi olan kimi biliyoruz?
Storage unit's on a keyed alarm.
Depo alarma bağlı.
A coded message, keyed to matching books.
Şifreli bir mesaj, aynı kitapların içine saklanmış.
Locks are digital on 29 and keyed on this.
29000'de kilitler dijitaldir, bu uçakta anahtarlar var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]