Kinship Çeviri Türkçe
209 parallel translation
I tell you, I will prove your kinship with the ape.
İddia ediyorum, insanla maymunun akrabalığını ispatlayacağım.
I came to feel a strange kinship with this man, because every morning we did the same thing at the same time.
Bu adama karşı içimde tuhaf bir yakınlık hissetmeye başladım. Çünkü her sabah ikimiz de aynı şeyi yapıyorduk.
Why should the blood of thousands be shed to gratify the ambition of one man, who has disowned his father and insanely affects kinship with the gods?
Bir adamın hırsını tatmin etmek için neden binlercesinin kanı aksın? Kendi babasını tanımayıp, delirmiş gibi, tanrılarla akrabalık taslayan biri için?
If a man leaves no children when he dies his brother shall marry the widow by right of kinship and beget children in the dead brother's name.
Musa şöyle buyurmuştur : Bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi dul kalan kadınla evlensin,.. ... böylelikle kardeşinin soyunu sürdürsün.
If there were some kinship between that man and Laius, then I...
Eğer o adamla Laois arasında bir bağ varsa... O zaman ben...
Do you acknowledge kinship with any of these creatures?
Bu yaratıklarla bir yakınlığı kabul ediyor musun?
Life has rejected me, and I parted with you, scorning our kinship.
Hayat beni reddetti ve ben de dostluğumuzu küçümseyerek seni terk ettim.
Sometimes a stranger known to us for moments can spark our souls to kinship for eternity.
Bazen bir yabancı bile ruhumuzu sonsuza kadar sürecek bir sevgiyle doldurur.
You can understand that our kinship makes it the more impossible for me to screen him in any way.
Akrabalığımız olsada hiçbir şekilde onu daha fazla koruyamayacağımı anlıyorsunuzdur.
It could damage our good kinship.
Bizim iyi akrabalığımız zarar görebilir.
I felt a certain kinship with these people - the caterers.
Bu insanlara kendimi bir şekilde yakın hissediyordum. Yemek servisi yapanlarla yakındım.
I doubt if you can understand this... but I felt a certain kinship for that boy.
Bunu anlayabileceğinden şüpheliyim... ama o çocuğa karşı bir akrabalık bağı hissediyordum.
No, I have a kinship with them.
Doğrusunu istersen, onlarla aramda bir bağ var.
I feel a kinship.
Akraba gibi.
- Yes. I myself have, in addition to my reverence for your learning - - a feeling of kinship... which brings me close to you.
Sizin bilim adamı kişiliğinize duyduğum saygının ötesinde size yakın olmamı sağlayan akraba ilişkilerim var.
It's called "kinship care".
Buna "akraba bakımı" deniyor.
It must be a union based on deepest love, total kinship, and absolute honesty.
Bu birleşmenin temelinde derin sevgi, yakınlık..... ve mutlak dürüstlük olmalıdır.
I'll need picture I.D., proof of ownership of the cat notarized proof of kinship with the deceased.
Resimli kimlik, kedinin sahibi olduğuna dair kanıt merhumla akrabalığınızın noterden tasdikli kanıtı lazım.
Thanks to my kinship with Matt.
Matt'le akrabalığım sayesinde.
For some reason, I felt a certain kinship with this man whose life was forever changed after he failed to remain objective about the lady blackmailer.
Anlayamadığım bir sebeple bu adama karşı bir yakınlık hissediyorum. Bayan şantajcımız hakkında nesnel kalamadığı için bütün hayatı değişmişti.
In there, deep in those forests, away from everything you know, everything you've ever been taught... by school or book or song or rhyme, you find peace, Juha, kinship, harmony, even safety.
Orada, ormanların derinliklerinde, her şeyden uzakta, bilirsiniz, hakkında düşündüğünüz her şey... okul, kitaplar ve bunun gibi ironiler, orada barışı bulabilirsiniz, Juha, yakınlığı, uyumu, güveni bile.
- You're in Kinship?
Kinship'te misin?
I felt a kinship to him also personally.
Kişisel olarak ona yakınlık hissettim.
And there's probably about a billion Muslims who would say the same thing, personal this personal kinship that they feel with him.
Muhtemelen milyonlarca Müslüman aynı şeyi diyecektir : Ona kişisel yakınlık duyduklarını söyleyecektir.
"You shouldn't take advantage of her kinship".
Onun yakınlığının avantajını kullanmamalısın.
It did not understand the kinship and it was for that reason.
Anlamadım! ! Çok özür dileriiim!
Yeah. I always felt a kinship with the nomadic peoples of the Kalahari.
Daima, Kalahari'nin göçebe insanlarına karşı yakınlık hissetmişimdir.
What these animals are due from us, how we morally ought to treat them, are questions whose answer begins with the recognition of our psychological kinship with them.
Bu hayvanlar ne hak ediyorlar, ve bu hayvanlara nasıl davranılması gerekiyor? Bu sorular, onlarla psikolojik yönden akranlığımızı fark edince cevaplanması gereken sorular.
Matrilineal kinship system.
Anaerkil aile sistemi.
And what haunts me, is that in all the faces of all the bears that Treadwell ever filmed, I discover no kinship, no understanding, no mercy.
Ve aklımı bulandıran, Treadwell in şimdiye kadar çektiği tüm ayıların yüzünde, hiç bir yakınlık, anlayış, merhamet görmedim.
I feel a kinship with you, Charles.
Seni kendime yakın hissederim, Charles.
Your kinship with Isobel may not be a secret but are you aware that Jason is a direct descendent of the duchess, Gertrude?
İsobel'le akrabalığın sır olmayabilir ama Jason'ın doğrudan düşesin Gertrude'un soyundan geldiğinin farkında mısın?
You know, I feel a special kinship with Gogol.
Gogol'le aramda özel bir bağ var.
Let's just say, uh, mr. Carmichael and I sharea small kinship.
Bay Carmichael ile benim aramda uzaktan bir akrabalık var diyelim.
There is a mystery at the heart of Christianity and that echoes the mystery religions which were all around and it shows a kinship between Christianity and them.
Hıristiyanlığın kalbinde bir sır var ve bu sır mistik dinlerde yankılanıyor, ve bu durum Hıristiyanlık ile bu dinler arasında bir akrabalık olduğunu gösteriyor.
I actually feel a kinship with him.
Sanki onunla bir yakınlık hissettim.
Do you know that genetically speaking there is a closer kinship between us and chimpanzees than between the chimpanzees and gorillas?
Genetik anlamda, bizimle şempanzelerin şempanzeler ve... gorillerden daha yakın olduklarını biliyor musunuz?
I have been reading my Bible quite a bit here lately, and I have been feeling this unusually strong kinship with Queen Esther.
Yakın zamanda İncil okuyordum ve Kraliçe Esther ile bir akrabalık hissettim.
This suggests a kinship... that no other regular moon can claim.
Bu, hiçbir düzenli uyduyla bağdaştırılamayacak bir ilişkiyi gösteriyor.
"Kinship".
"Yakınlık".
One part of the answer is kinship.
Cevabın bir parçası akrabalıktır.
It's possible, but if she was unable to provide proof of kinship, security would have escorted her off the premises.
Mümkündür ama akrabanız olduğunu kanıtlayamamışsa güvenlik onu dışarıya çıkarmıştır.
Well, what tree do you have any memories of or feel specifically a kinship with?
Tamam. Önce hangisinin senin aklında yer aldığını düşün. Ya da en çok hangisi seni daha çok etkiledi?
Michael Tsarion points out in his work that Bush is closely related to any European monarch, on and off the throne and has kinship with every member of Britain's royal family.
Michael Tsarion, çalışmasında şuna işaret ediyor : Bush, tahta inip çıkmış bir çok avrupa kralıyla yakın bağlara sahiptir Britanya'nın kraliyet ailesindeki tüm üyelerle akrabalığı bulunmaktadır
The only person with whom I felt kinship died 300 years before the birth of Christ.
Kendime çok yakın hissettiğim tek kişi İsa'dan 300 yıl önce öldü..
Now, although it took along time for our ancestors to develop a kinship with the animal world, eventually, we won them over.
Şimdi, atalarımızın hayvanlar dünyasıyla bir yakınlık kurması uzun zaman almış olsa da sonunda onların güvenini kazandık.
You share no kinship with these prisoners.
O tutsaklarla hiçbir kan bağın yok.
I didn't feel any kinship... With the pig.
Benim domuza benzer herhangi bir yanımın olduğunu düşünmüyorum.
He's your brother, first generation kinship.
Birinci dereceden akraba.
Kinship.
Kinship'te.
Unaccustomed to kinship, you see
Ben bu insanların kalplerini mi kırmalıyım?