English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ K ] / Knew it

Knew it Çeviri Türkçe

23,786 parallel translation
And at one point during those discussions, he said to a number of his aides, you know, I have some concerns because once word of this gets out, and eventually he knew it would get out,
Bu toplantılardan birinde bazı çekincelerini dile getirdi. "Biliyor musunuz, bazı endişelerim var."
I knew it. You have been trying to get me to a therapist ever since you saw that Tony Soprano show.
Biliyordum, Tony Soprano'lu diziden beri terapiye gitmemi istiyorsun.
I knew it.
Biliyordum.
- Ah! I knew it!
- Biliyordum!
I knew it. I knew it.
Biliyordum.
I knew it was gonna be a challenge having him on my own, but I... you know, I thought I'd have a little time to ramp into it.
Ona tek başına bakmanın zor olduğunu biliyorum ama bunun için az zamanım kaldığını düşündüm.
If I knew it would be like this, I would have retired with Gaad.
Böyle olacağını bilsem Gaad'la birlikte emekli olurdum.
I would have worn a more exciting tie if I knew it was a date.
Öyle olduğunu bilseydim daha hoş bir kravat takardım.
- I knew it.
- Biliyordum.
You know that I couldn't share any personal information with you even if I knew it, which I don't.
Sizi tanıyor olsam bile, ki tanımıyorum, hiçbir kişisel bilgiyi sizinle paylaşamayacağımı biliyorsunuzdur.
And he looked at his town... and he knew it was his to do with as he pleased.
Kasabasına baktı ve istediği hâlde olduğunu biliyordu.
Because you knew it was going to come out?
Ortaya çıkacağını bildiğin için mi?
We both knew it wasn't right.
Bunun doğru olmadığının ikimiz de farkındaydık.
I knew it!
Biliyordum!
I knew it. I was right.
biliyordum. haklıydım.
I always knew it would take someone very special to match your spirit.
Senin ruhunla eşleşicek kişinin her zaman özel olucağını biliyordum.
I knew it's you.
Senin olduğunu biliyordum.
You and Andre were lovers. I fucking knew it.
Sen ve Andre sevgiliydiniz, biliyordum ya!
Fine, when I saw this, I knew it would be something that you really wanted.
Bunu gördüğüm an çok istediğin ve beğeneceğin bir şey olduğunu anladım.
And you just admitted you knew it... again.
Ve bunu bildiğini tekrar itiraf ettin.
I knew it was too good to be true.
Gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu biliyordum.
i knew it.
Biliyordum.
left, and I didn't even dare masturbate, because I knew that it would just be too much.
Mastürbasyon yapmaya cesaret bile edemedim. Çünkü bunun çok fazla olacağını biliyordum.
Did anybody ever give you any indication that it was something that they already knew about?
Salonda bulunanların olaydan haberi olduğuna dair,... şüpheye düşeceğiniz birşey oldu mu?
No, no, no, just that before he knew what it was
Hayır, hayır, hayır... Ne olduğunu bilmeden,
Different takes on it. I thought you knew our site.
Sitemizi bildiğini sanıyordum.
I thought I knew exactly what I wanted, where I was going, what I was doing and why I was doing it.
Tam olarak ne istediğimi, nereye gittiğimi, ne yaptığımı ve niye yaptığımı bildiğimi düşünürdüm.
And the next thing I knew, I bought a glitter gun and some double stick tape, and two hours later, it's all different!
Sonra bir anda sim tabancası ve çift taraflı bant aldım, iki saat sonra her şey bambaşkaydı!
- Of course they knew. - They were waiting for it.
Aklında her hangi biri var mı?
I only knew what you showed me, and it was so... polite.
Tek bildiğim bana gösterdiklerindi ve onlar oldukça edepliydi.
I knew that it was another girl.
Başka bir kız olduğunu biliyordum.
You should have left that party as soon as you knew what it was.
Neler döndüğünü anlar anlamaz partiyi terk etmen gerekirdi.
It turns out, our daughter was someone we barely knew.
Belli ki, kızımızı pek de tanıyamamışız.
I mean, I knew there was a concert happening, but the advertisements said it was a "weekend in the country."
Yani, orada bir konser olayı olduğunu biliyordum ama reklamlarda buna "memlekette hafta tatili" demişlerdi.
Max, I just didn't want you to live with a nail sticking out of your floor, and I knew you wouldn't fix it yourself.
Max, yerden çivi çıkan bir yerde yaşamanı istemedim ve kendin düzeltmeyeceğini de biliyordum.
I knew my apartment would be too real for you, and now it's not even gonna be my apartment.
Evimin sana çok gerçekçi geleceğini biliyordum şimdi artık benim evim bile olmayacak burası.
You were working with Pilcher, and you knew about this place, and you were in on it.
Pilcher'la çalışıyordun, burayı biliyordun ve bu işin içindeydin.
Your mother always said it was because you looked up to me, but I always knew that wasn't it.
Annen bunun sebebinin bana hayranlık duyman olduğunu söylerdi hep. Fakat, sebebinin o olmadığını ben hep biliyordum.
He knew how to fix it.
Nasıl düzelteceğini biliyordu.
It's because she knew she was dying.
O ölmekte olduğunu biliyordu çünkü tahribatın var.
Oh, I knew in 30 seconds it wasn't gonna work out.
30. saniyede bir sonuç çıkmayacağını anladım.
That's interesting, because it looked to me... like you knew her pretty well from the way that she was grinding on you in the club, on the night that she died.
Bak bu ilginç işte, çünkü bana onu çok iyi tanıyormuşsun gibi geliyor. Öldüğü gece kulüpte neredeyse içine düşecekmiş
- I never even knew it.
Sahip olduğum tek şey sizsiniz.
They knew this was coming, and they got out so they could all have it on record that they were gone before the suit came down.
Bunun olacağını biliyorlardı ve kayıtlara dava açılmadan buradan ayrıldıklarının geçmesini istediler.
I recorded you saying that you knew about Mike, and I almost gave it to Anita Gibbs.
Seni, Mike'tan haberin olduğunu söylerken kayda aldım ve neredeyse Anita Gibbs'e veriyordum.
None of us knew how to open it, but your old self knew the combination.
Şimdiye kadar bunu açamamıştık ama eski sen şifreyi biliyordu.
What is it? If you knew the girls were high, they couldn't give their consent for sex with you, asshole.
- Kızların ayık olmadığını biliyorsan onlarla rızaları dışında birlikte olmuş olursun, göt herif.
I mean, he knew how important it was to us.
Bizim için ne kadar önemli olduğunu biliyordu.
It's that you knew Chris would lose the role if he failed his urine test.
- Şöyle ki, idrar testini geçemezse Chris'in rolü kaybedeceğini biliyordun.
- It is possible that Dwight said something during that evaluation that was more important than either of them knew.
- Yani? - Dwight bu değerlendirme sırasında ikisinin de önemini kavrayamadığı bir şey söylemiş olabilir.
Never mind. Blake knew we were checking for an upper G.I. bleed. It's just...
Boşver, Blake olsa üst G.I. kanaması için inceleme yapacağımı bilirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]