Konuma Çeviri Türkçe
721 parallel translation
I know that sounds odd coming from a man who has brought you some of the worst. But it's the reason why Tom had to work so hard to be that for you.
Sana bu hayatta en kötü şeyleri yaşatmış bir adam böyle söyleyince tuhaf oldu ama Tom senin gözünde o konuma gelebilmek için çok çalışmak zorundaydı.
Didn't I put you where you are?
Seni şu an bulunduğun konuma ben çıkartmadım mı?
Give me one week and I guarantee to put her in a real spot.
Bana bir hafta ver. Onu çok zor bir konuma getireceğim.
Put the patient in a horizontal position.
Hastayi yatay konuma getirin.
I have to get into position.
Arabayı uygun konuma getirmeliyim.
But he'd gotten himself into an awfully suspicious position... and he's the sort of man that people are always ready to believe the worst about.
Ama kendisini son derece şüpheli bir konuma sokmuştu ayrıca insanların, hakkında her zaman kötü şeyler düşünecekleri türden bir kişi.
This way, the child can be better than the parent and this is the true way things grow better.
Bu şekilde, çocuk, ailesinden daha iyi konuma gelebilir. İşlerin, iyiye gitmesi böyle olur.
If somebody put herself in that position... what would you do?
Ya bir kadın kendini bu konuma soksaydı ne yapardınız?
I'm thinking of putting myself in that position.
Kendimi bahsettiğim konuma koymayı düşünüyorum.
He's got some position in the community.
Toplum içerisinde belli bir konuma getirecek bir yer.
I don't know how you rose to this position of yours, but a slave becoming a governor, that's a true fairy tale!
Bu konuma nasıl yükseldiğini bilmiyorum. Ama bir kölenin vali olması aynen bir peri masalı gibi!
I came by this position easily.
Bu konuma çok kolay ulaştım.
Yes, to a degree, I suppose I did.
Evet, iyi bir konuma gelmesini başardım, sanırım.
It's taken me a long time to get where I am.
Olduğum konuma gelmem çok uzun zaman aldı.
Do you realize that when you're in a room with a person, you not only get into a position where you can admire yourself in a mirror, but where the person with you can only see what you call your best angle?
Aynı odada bir başkası ile birlikte iken sen sadece bir aynada kendini beğenerek seyretme konumuna değil seninle birlikte olan kişinin ancak en iyi görüş açım diye adlandırdığını görebileceği konuma girdiğinin farkında mısın?
IT JUST PLACES US IN A DIFFERENT ORB ITAL POS ITION.
Biraz oyun, kart falan oynarız, olmaz mı? Kalkış saatimizi 15 dakikadan fazla geciktirirsek burası farklı bir yörüngesel konuma geçmiş olur. Özür dilerim, Corry.
If you can lead the women army to surrender to us, you can have high position and great wealth, can't you
Eğer kadınlar ordusunu bize teslim edersen, yüksek bir konuma ve zenginliğe kavuşabilirsin.
We must get into position to fire the rocket!
Roketi ateşleyecek konuma girmemiz gerekiyor!
Then, we'll see it in the morning, because it's closer to the sun than Earth.
Sonraları sabah göreceğiz. Çünkü güneşe daha yakın bir konuma gelecek.
He worked very hard, built up a position and has everything in store to make a woman happy.
Çok çalışmış ve güçlü bir konuma gelmiş. Bir kadını mutlu etmek için gereken her şey onda var.
So, he must be sure he's going to come into some position... that will thrust him into the public eye!
Yani, onu halkın gözü önünde olmaya itecek bir konuma geleceğinden emin olmalı.
Capsule to forward position.
Kapsülü konuma ilerlet.
You're very superior, Mr. Aron. For the man to put Scott Stoddard where he is.
Scott Stoddard'ı bulunduğu konuma getirdiniz ama siz ondan daha iyisiniz Bay Aron.
Keep repeating the exercise until we're proficient, gentlemen.
Bunu, güvenli konuma gelene kadar tekrarla.
To place today's men and women in a position to receive the world as it is.
Günümüz erkekleri ve kadınlarını dünyayı olduğu gibi algılayacak konuma getirmek.
Mankind advances from primitive barbarism when individual tribes form a confederation of tribes.
Ferdi aşiretlerden, aşiret konfederasyonu olmaya geçildiğinde insanoğlu, ast barbarlıktan vasati konuma ilerlemiştir.
Let's go find out what it is. Set your phasers on force 3, to kill.
Fazerlerinizi 3. konuma getirin, öldürme konumu.
I'm sure he isn't. But he'd gotten himself into an awfully suspicious position... and he's the sort of man that people are always ready to believe the worst about.
Ama kendisini son derece şüpheli bir konuma sokmuştu ayrıca insanların, hakkında her zaman kötü şeyler düşünecekleri türden bir kişi.
However, as the subject will rarely find occasion to indulge in this practice, most Cancerians will be drawn to scopopilism as a satisfying alternative.
Ancak, bu konuya izin vermek için nadiren fırsat bulacaksınız. Ve Yengeçler tatmin edici konuma çekilecektir.
Take off your eyeglasses and return your seats to their upright position!
Tüm gözlükleri çıkarın. Gözlüklerinizi çıkarın ve koltuklarınızı dik konuma getirin!
Take off your eyeglasses and return your seats to their upright position.
Gözlüklerinizi çıkarın ve koltuklarınızı dik konuma getirin!
"Given that the veterans of the Brigades recognise being Trotskyists and traitors, being in charge of them puts me on the same level, objectively".
"Uluslararası Tugaylar gazilerinin Troçkist ve vatan hainleri olarak tanındıkları düşünülürse tarafsız olarak bakıldığında onlardan sorumlu olmam beni de onlarla aynı konuma koyar." İmzala.
You've made your place in the sun, very good.
Parlak bir konuma geldiniz... aferin.
I wonder how such a degenerate could have reached a position of responsibility in the army.
Merak ediyorum, bu soysuz adam nasıl orduda böyle sorumluluğu olan bir konuma gelmiş.
The key man, quite literally.
Konuma uygun, anahtar oyuncu.
British, Canadian, Polish, to appreciate the point of view of the other side, the Americans.
Diğer taraftan Amerikalılar bulundukları konuma müteşekkirdi.
With a sudden jab, one gets his horn into position for the fatal thrust.
Ani bir darbeyle, bir tanesi boynuzunu öldürücü bir konuma getiriyor.
Barry had now arrived at the pitch of prosperity and by his own energy had raised himself to a higher sphere of society having procured His Majesty's gracious permission to add the name of his lovely Lady to his own.
Barry artık refahın doruğuna ulaşmıştı... ve kendi çabalarıyla toplumda daha yüksek bir konuma sahip olmuştu. Majestelerinin yüce izniyle, güzel Leydisinin ismini... kendininkine eklemişti.
It's a blessing to see my darling boy has attained a position I knew was his due.
Sevgili oğlumun hakkı olduğunu bildiğim bir konuma erişmiş olduğunu görmek ne güzel.
Henry was preventing you from assuming your rightful position as a star.
Henry bir star olarak senin hakettiğin konuma sahip çıkmanı engelliyordu.
That's when they tell you to put your seat back forward. Wow.
Sonra da koltuğunuzu yeniden dik konuma getirmenizi söylerler.
From this centon forward, we are reverting to Council control of the fleet.
Şu andan itibaren, filoyu Konseyin kontrol ettiği konuma dönüyoruz.
You have turned me into a fugitive wanted by the law as an accessory to kidnapping, terrorism, and I am not going to take this rap alone.
Beni adam kaçırmaya yardım etmekten ve terörizmden suçlu konuma düşürüp aranan bir kaçak yaptınız. Burada durup da tüm bu suçların üzerime kalmasına izin vermem.
Airport vehicles, take positions one and two.
Havaalanı araçları, bir ve ikinci konuma geçin.
Emmerich made you so vulnerable you could have maneuvered us to get what you wanted.
Emmerich bizi o kadar incinebilir bir konuma getirdi ki, bizi dilediğiniz gibi idare etmeniz ve istediğinizi elde etmeniz hiç zor olmadı!
But under the law, I give them junk, and that's the same as selling.
Ama kanunlara göre, bu yaptığım, beni bir uyuşturucu satıcısıyla aynı konuma sokuyor.
Why do you give such an important position to a woman?
Neden böylesine önemli bir konuma bir kadını getirdiniz?
There is a launch window in 31 days when Earth is in the proper position.
31gün sonra Dünya uygun konuma geldiğinde... Discovery fırlatılacak.
We don't have enough fuel until Earth is in the correct position which is three weeks away.
Yeterince yakıtımız yok. Dünyanın uygun konuma gelmesi lazım. Bu da üç hafta sonra olacak.
[Vehicles Approaching]
Merak ediyorum, bu soysuz adam nasıl orduda böyle sorumluluğu olan bir konuma gelmiş.
Put, put your seat back.
- Koltuğunuzu dik konuma getirin.