Ladder Çeviri Türkçe
2,745 parallel translation
So you have to ask yourself when you finally get the ultimate promotion when you have made the ultimate purchase when you buy the ultimate home when you have stored up financial security and climbed the ladder of success to the highest rung you can possibly climb it... and the thrill wears off - and it will wear off -
Kendinize sormanız gereken soru nihai terfinizi aldığınız zaman nihai alışverişinizi yaptığınız zaman mükemmel evinizi satın aldığınız zaman birikim yapıp maddi güvencenizi sağladığınız zaman ve başarı merdivenlerinin basamaklarına tırmanıp gelebileceğiniz en yüksek noktaya geldiğinizde heyecanınız da kaybolur kaybolacaktır peki ya sonra ne olacak?
Moreover, a study done in the UK called The WhiteHall Study confirmed that there is a social distribution of disease as you go from the top of the socioeconomic ladder to the bottom.
Dahası, Birleşik Krallık'ta yapılan WhiteHall Study adlı çalışma sosyoekonomik düzeyde en tepeden aşağıya doğru inildikçe hastalığın sosyal bir dağılımı olduğunu doğruladı.
I am pulling the ladder up so no one would come when you bath.
Ben bu merdiveni çekiyorum yukarı. Sen yıkanırken kimseler gelmesin yanına.
I am pulling the ladder up so no on a would come when you bath.
Ben bu merdiveni çekiyorum yukarı. Sen yıkanırken kimseler gelmesin yanına.
Now, she is a big girl and has no business being on top of a ladder in the first place.
Dev gibi biri ve merdivenin en üst noktasında durmaktan başka işi yok.
So, I come through the door and I'm face to face with the biggest, hairiest, smelliest crack... right there in the ladder!
Kapıdan girdim ve birden en büyük, kıllı ve kokulu uyuşturucu ile merdivende yüz yüze geldim!
- I'll see if we have a ladder. - Beth...
- Bakalım merdivenimiz var mıymış.
Giant termites trying to get on the property ladder.
Kocaman, gayrimenkül izni almaya çalışan termitler.
It could be a ladder or a fence.
Bir merdiven veya çit olabilir.
It'll take you to a ladder on the far side of the property.
Sizi bölgenin dışına kadar götürecektir.
Yeah,'cause it makes a difference what you're carrying up that ladder.
Kiremit mi yoksa örtü çatı mı?
The first step is to build a ladder to its crown.
İlk adım, tepeye çıkmak için bir merdiven yapmak.
Right now there's quite a large tree they're trying to fell but they are worried it might fall towards the tree house and take out the ladder.
şu anda oldukça uzun bir ağacı düşürmeye çalışıyorlar ama ağaçların, ağaç eve doğru düşeceğinden ve merdıvene zarar vereceğinden korkuyorlar.
Get off that ladder.
İn şu merdivenden.
d May God bless and keep you always d d and may your wishes all come true d d may you always do for others d d and let others do for you d d may you build a ladder to the stars d d and climb on every rung d d and may you stay d d forever young d d may you grow up to be righteous d d may you grow up to be true d d may you always know the truth d d and see the lights surrounding you d d may you always be courageous d d stand upright and be strong d d and may you stay d d forever young d d may you stay d d forever young d
Çeviren : ardnz İyi seyirler.
I can't climb higher up the ladder.
Yükselmeyi düşünmüyorum. - Neden?
Ladder!
Merdiveni!
Find the shooter, and then we work our way up the ladder.
Önce katili bulur sonra yukarıdaki adamlar üzerinde çalışırız.
You were supposed to spend six months in tv as part of your climb up the GE ladder.
G.E.'de yükselişinde bir basamak olarak kullanmak için altı ay TV'de geçirecektin
Ladder! "
Merdiven!
I suppose we could get a ladder.
Merdiven getirebiliriz.
Get'em the ladder. Uh, thanks for coming.
Geldiğiniz için teşekkürler.
- We can use the emergency ladder.
- Acil çıkış merdivenini kullanabiliriz.
He's not gonna be able to climb the ladder without it.
Yoksa merdivenleri tırmanması mümkün olmayacak.
"Now that my ladder is gone, I must lie down where all ladders start."
"Şimdi merdivenim giti, tüm merdivenler gibi yerden başlamalıyım."
There's a ladder that seems to be wedged between the doors. It must have fallen.
Kapılar arasına sıkışmış gibi görünen bir merdiven var.
Couldn't we get a ladder?
Merdiven getirseydik?
Hope you have a ladder in there.
Umarım oradan merdiven de çıkar.
Adwin, get down that ladder before you pass out.
Adwin, bayılmadan önce in şu merdivenden aşağı.
Artie, the ladder is already corrupted.
Artie, merdivene çoktan bulaştı.
But you climbed a ladder and you saved her.
Ama merdivenlere tırmandın ve onu kurtardın.
Find a step ladder of some kind and risk my safety to get up and there and change the rules?
Bir merdiven bulup hayatımı hiçe sayarak oraya çıkıp kuralları mı değiştireyim?
Hormones soften the mucus blocking the sperm's progress ingeniously transforming it from a barrier into a chemical rope ladder.
Hormonlar, spermlerin ilerleyişini durduran mukusu yumuşatıyor ve o ana dek bir engel oluşturan mukusu kimyasal bir ip merdivene dönüştürüyorlar.
Hey, do you have a ladder?
Hey, merdiveniniz var mı?
I can't offer full immunity without going up the ladder.
Onay almadan dokunulmazlık falan öneremem.
Uh, you might want to go up the ladder.
Denesen fena olmaz.
Got your ladder?
Merdiveninizi getirdiniz mi?
I don't know anything else. Don't ladder my stocking.
Başka birşey bilmiyorum ki
He does when he stands on a ladder and shakes his...
Evet, merdivende dikelip elini sallıyor.
And I need you to go into my office and stand up the ladder that fell.
Ofisime gidip düşen merdiveni kaldırmanı isteyecektim.
Back on the ladder, giuseppe. You missed a spot.
Nokta kadar bir yeri atlamışsın.
Didn't I have a ladder or something?
Merdiven ya da ona benzer bir şey yok muydu ki?
And you used them to hoist yourself up the CU social ladder.
Ve CU sosyallik merdivenlerini tırmanmak adına onları kullandın.
But she'll have an extension ladder, scissor lift.
Ama uzun merdiveni ya da makaslı kaldırma aracı vardır kesin.
Lowest rungs on the ladder.
Merdivenin en altındakilere.
Did you, like, climb a ladder up to my window?
Pencereme merdiven mi dayadın nedir?
And then, a celestial ladder appears and Muhammad begins a mystical ascent through the seven heavens where he is eventually taken to the heavenly throne itself and is spoken to by God himself.
Bundan sonra göğe yükselen bir merdiven belirmiş ve Hz.Muhammed 7 kat cenneti tırmanmış ve Allah ile konuşmuş.
There was so much death, it's no wonder the ladder got broken.
Çok fazla ölüm vardı, merdivenin kırılmasına şaşmamalı.
Bring that ladder over here.
- Şu merdiveni getirsene.
This is my opportunity to skip nine, maybe ten rungs on the social ladder.
Sosyal statü merdivenlerinde 9 belki de 10 basamak birden atlama fırsatı benim için.
I soon worked my way up the ladder.
Kısa sürede merdivenleri çıktım.