English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Laundromat

Laundromat Çeviri Türkçe

326 parallel translation
You could be eating braised lamb with a wild-mushroom ragout while this place becomes a laundromat for your money.
Vahşi mantar yahnisi ile kızarmış kuzu yiyor olacaksın. Burası da senin kirli paranı akladığın mekan olacak.
He is doing the laundry at the Laundromat.
Çamaşırhaneye gitti, çamaşırları yıkatmaya.
Try the Laundromat!
Çamaşırhaneyi de dene!
If Leo told me anything, it'd be all over the Laundromat.
Eğer Leo bana bir şey söylerse, bütün mahaleye yayarım.
Next thing I know, I'm running around a laundromat with no clothes on.
Sonra tek bildiğim, çamaşırhanede çırılçıplak koşup durduğum.
Leave me some quarters for the Laundromat.
Çamaşırhane için bir kaç çeyreklik bırak.
At a Laundromat, 2 a.m., come alone.
Bir Çamaşırhanede, 2 sabah saat yalnız gel.
On my way home, I was driving past this all-night Laundromat.
Benim eve, ben bu her gece Laundromat geçmiş sürüyordu.
I met up with a small-time thief named Boykins, in the Laundromat.
Çamaşırhanedeydim Boykins adlı küçük bir zaman hırsızı ile bir araya geldi.
First it was a Laundromat, now a men's toilet.
Önce bir Laundromat, artık erkekler tuvalet oldu.
You show up at the Laundromat with the dough.
Sen hamur ile Launderette sırıtmak.
First, $ 100,000 and a stiff in a Laundromat.
İlk olarak, 100.000 $ ve Çamaşırhanedeydim sert.
Laundromat. The man in the drier.
Launderette. kurutucu adam.
Well, at the Laundromat, it wasn't just coincidence.
Eh, Çamaşırhanedeki, sadece tesadüf değildi.
They were on the scene too damn fast, just like at the Laundromat. Then they killed the officer you were about to pay $ 20,000 to for their names.
Onlar sadece Çamaşırhanedeki gibi, sahnede çok lanet hızlı.
He's in a laundromat in Brooklyn.
Brooklyn'de bir çamaşırhanedeymiş.
So it's about an hour later, and I was on my way home from the laundromat. I passed by... and I see Tony sound asleep in the car.
Yaklaşık bir saat sonra, çamaşırhaneden eve dönüyordum ve parkın oradan geçerken Tony'yi arabada uyurken gördüm.
Should I go to the Laundromat now, Madame, or wait for you?
Çamaşırhaneye şimdi mi gideyim yoksa sizi mi bekleyeyim hanımefendi?
You wanted him to make the Laundromat collection.
Hani çamaşır işiyle ilgilenmesini söylemiştin.
I went by the video arcade, over by the laundromat and they were playing these...
Çamaşırhanenin oradaki atari oyun salonuna gittim ve bir oyun oynuyorlardı...
And you sold the bikes to buy the laundromat in Dijon?
Ve bisiklet satın almak için satılan Dijon laundromat?
I sold the laundromat to buy the bikes.
Bisiklet satın almak için laundromat sattım.
I had won the laundromat...
Laundromat'ı kazanmıştım.
A laundromat?
Çamaşırhane mi?
A Missouri housewife is kidnapped by six little men with orange heads on her way to the laundromat.
Missouri'li bir ev hanımı çamaşırhaneye giderken... turuncu kafalı altı küçük adam tarafından kaçırıldı.
Hey, here's a radical thought. Why don't you take your laundry to the Laundromat and do it yourself?
Neden çamaşırlarınızı çamaşırhaneye götürüp de kendiniz yıkamıyorsunuz?
Ha ha! I'm not going to the Laundromat.
Ben çamaşırhaneye gitmem.
Peg, I didn't want to say this in front of them, but you could go to the Laundromat.
Peg, onların önünde söylemek istemedim fakat çamaşırhaneye gidebilirsin.
'# And walk yourself to the laundromat
# Ve dosdoğru çamaşırhaneye git #
Two fat old Jews, ex-Bolsheviks... talking to their red-diaper baby on a phone from a Laundromat... and she's fucking dying.
İki yaşlı şişman yahudi, eski-Bolşevik... kızıl-bezli bebekleriyle konuşuyorlar bir çamaşırhane telefonundan... ve kadın ölüyor.
Two more liquor stores and a Laundromat were hit by copycat clowns.
İki içki dükkanı ve bir çamaşırhane de sahte palyaçolar tarafından soyulmuş.
The laundromat.
Çamaşırhanede.
Last week you saw Jimi Hendrix at the laundromat.
Geçen hafta Jimi Hendrix'i çamaşır makinesinde gördün.
To the Laundromat.
Çamaşırhaneye.
Elaine, take a walk with me to the Laundromat.
Elaine, benimle çamaşırhaneye gelir misin?
The reason for the sweat suit is somebody stole all the clothing I brought with me from the laundromat this morning.
Eşofmanların nedeni Bu sabah çamaşırhaneden getirdiğim tüm çamaşırların birisi tarafından çalınmış olması.
Hey, laundromat clothes!
Hey, çamaşırhane elbiseleri!
A Laundromat?
Kola makinesine mı?
And to set it in a laundromat. It's perfect. It's real.
Set olarak bir çamaşırhaneyi kullanmak bu mükemmel, gerçekçi, inandırıcı.
Well, we'll always have the Laundromat.
- Çamaşırhanedeki anımız hep yaşayacak.
Finally, in doldrums mixed with much anxiety, he stood watch outside her apartment... and waited until such a time as he did spot her heading for the laundromat.
Bilahare, makus kaderi ve gem vuramadığı merak arzusu.. ... onu kadının yaşadığı yerin hemen karşısında beklemeye kadar itti. Perişan halde umduğu medet, kadın çamaşırhaneye giderken karşısına dikiliverdi.
I think you were... really... very tender, at the Laundromat.
Senin çamaşırhanede gerçekten çok nazik olduğunu düşünüyorum.
I met you at the Laundromat and we just switched laundry. You know?
Seninle çamaşırhanede tanıştım ve sadece çamaşırları değiştik.
Um, I met her at the Laundromat, quite... randomly, and we switched laundry by mistake.
Bu Petra. Onunla çamaşırhande tanıştım tamamen tesadüf eseri ve çamaşırlarımızı yanlışlıkla değiştirdik.
He stands alone anyhow... baking the cookies of discontent... by the heat of the laundromat vent.
Nasıl olsa tek başına... hoşnutsuzluk kurabiyelerini fırınlarken çamaşırhane havalandırmasının ısısıyla.
I sent my aide, Erb, over to your laundromat.
Yardımcım Erb'i, çamaşırhanene gönderdim.
And some of it's for the cleaners and the Laundromat.
Ve bazılarını da temizlemeye götürüyorum.
- Tonight's the Laundromat.
- Bugün çamaşırhane günüm.
It's gonna be a long night in the Laundromat.
Çamaşırhanede uzun bir gece olacak.
Or his socks will be in your dryer at some Laundromat.
Çorapları senin makinenden çıkar.
Sheriff in Metropolis just found this in a dumpster behind a laundromat.
Şehir poIisinden bir Şerif, çamaşırhanenin çöpIüğünde buImuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]