Lawyer Çeviri Türkçe
22,137 parallel translation
Ramona Raichands lawyer..
Ramona Raichand'ın avukatı..
The famous criminal lawyer, right?
- Meşhur suç avukatı değil mi?
He's a very powerful lawyer.
O çok güçlü bir avukat.
The benefits of being a top lawyer's wife. ... is that some police officers know you really well.
Bir avukatın karısı olmanın faydalarını polis memurları çok iyi bilir.
The police believes that as a top criminal lawyer.. ... he knew that Alisha Asthana's postmortem report.. ... would've proven his crime.
Alisha Asthana'ın otopsi raporlarının sonucunda polis, suçlunun meşhur ceza avukatı olduğuna inanıyor.
But I was not gonna cry in that lawyer's office, so...
Avukatın ofisinde ağlamak istemiyordum.
- Do you guys have anyone I can call for you? A lawyer?
Arayabileceğim bir tanıdığınız var mı?
Yeah, her husband is, like, some lawyer dude named Todd.
- Evet. Kocasının adı Todd mu ne, bir avukat.
The good news is your lawyer's here. He's gonna get you out of here.
İyi haber, avukatınız geldi ve şimdi sizi buradan çıkaracak.
Well, I'm a lawyer, so I can't be bailing people out of jail.
Ben bir avukatım. İnsanları kefaletle hapisten çıkaramam.
Ray Fonseca fired his lawyer.
Ray Fonseca avukatını azletmiş.
You're a lawyer.
- Avukatsın.
You're a good lawyer.
Sen iyi bir avukatsın.
I'm a terrible lawyer.
Rezil bir avukatım ben.
Will I seem like a prepared lawyer or an ill-prepared lawyer?
İyi hazırlanmış bir avukat gibi mi görüneceğim yoksa kötü mü?
You should. You're... a really good lawyer.
Sen gerçekten iyi bir avukatsın.
He's a lawyer.
Bir avukat.
Does this, um... lawyer have a name?
Bu avukatın bir adı var mı?
Your lawyer will argue for you.
Avukatınız sizin yerinize savunacaktır.
I'll have my lawyer call you.
Avukatıma seni arattırırım.
I'll have my lawyer call.
- Avukatıma seni aratırım.
I need a lawyer.
- Bir avukata ihtiyacım var.
- Your husband is a lawyer, too, - right?
- Kocan da avukattı, değil mi?
I like being a lawyer. That can be fun. But this isn't.
Avukat olmayı seviyorum, eğlenceli olabilir ama bu değil.
Yeah, the divorce lawyer.
- Evet boşanma avukatı.
He suggested we do a one-lawyer divorce since it's amicable.
Ortak verilmiş bir karar olduğundan tek avukatla boşanmamızı önerdi.
I need a lawyer.
- Avukat lazım.
I just lost Peter's trial lawyer.
Biraz önce Peter avukatsız kaldı.
Tell me why I should be a lawyer in three words or less.
Üç kelimeyle neden avukat olmalıyım söyle bana.
I'm questioning because you are related to a lawyer on our defense team.
Sizi ben sorguluyorum çünkü savunma avukatıyla bir ilişkiniz var.
It was your lawyer.
Sizin avukatınız sonuçta.
Trying to put words in my mouth, just like a lawyer.
Bir avukat gibi ağızımdan lafları almaya çalışıyorsun.
Want to be a tax lawyer now?
Vergi avukatı mı olmak istiyorsun?
I'm gonna be a lawyer.
Ben avukat olacağım.
You know I'm not a lawyer.
- Avukat olmadığımı biliyorsun.
I mean, why do you think I'm a lawyer?
Yoksa nasıl avukat olacaktım?
I told my lawyer... I didn't want to fly up here and bail Topher out right away.
Avukatıma buraya gelmek istemedigimi ve Topher'ı kefaletle serbest bırakmak istemedigimi söyledim.
"Oh, cool, $ 20." They'll pick'em up and then they'll be like, "Oh, it's a lawyer."
Alıp bakacaklar ve "Avukatmış yahu." diyecekler. Sonra...
Heywood Jahelpme... by giving me a call and letting me be your lawyer?
bir telefon et ve bırak avukatın olayım?
No, he'll lawyer up and say nothing.
Hayır, bir avukat tutup hiçbir şey söylemeyecektir.
Half a mind is right- - no lawyer would take that case.
Öbür yanını dinle bence... hiçbir avukat bu davayı almaz.
Looks like I found my lawyer.
Galiba avukatımı buldum.
You know what? I want a lawyer.
Bakın, avukat istiyorum.
Got a call from my lawyer.
Avukatım aradı.
Hoping to talk to your lawyer.
Avukatınla konuşmayı umuyordum.
- Your lawyer's hot.
- Avukatın seksiymiş.
He's a good guy, decent lawyer.
İyi bir adam ve düzgün bir avukattır.
A brilliant lawyer who also brings in valuable publicity to the unit.
Birime hak ettiği değeri kazandıracak zeki bir avukat.
It's for my last lawyer.
Senden önceki avukatım için o para.
I spent a couple nights in the county jail before my lawyer could get bail.
Avukatım beni çıkarana kadar şehir hapishanesinde birkaç gece kaldım.
- Our lawyer?
Avukatımız mı?