Lazy bones Çeviri Türkçe
51 parallel translation
Come on, Lazy Bones!
Hadi gelin!
Where have you been, lazy bones?
Nerelerdeydin bakalım, seni yaramaz tüy yumağı.
Come on don't be a lazy bones! Here we go!
Hadi tembellik yapma, gidiyoruz!
Get up, lazy bones. Ah!
- Kalkın artık, tembel teneke.
Toyoji has nothing to do from morning till night Couldn't the lazy bones better help you a little?
Toyoji sabahtan akşama kadar yatıyor sana yardım etmesi gerekmez mi?
Lazy bones
Tembel şey!
Come on lazy bones. Let's get the lead out.
Yürü bakalım, tembel teneke.
Stir them lazy bones.
Kaldır tembel kemiklerini!
He was going to sleep but Thomas said, " Wake up, lazy bones.
Büyük bir expressi çektikten sonra, Gordon çok yoruldu.
Lazy bones, move yourself!
Tembel, kımılda!
Get up, lazy bones!
O zaman kalk tembel teneke.
Big ol'lazy bones.
Seni tembel kemik torbası.
Then she went to Gretel and shook her till she woke, and cried, Get up, little lazy bones, fetch some wat - "
Ve işte ozaman Gretel'i uykuda yakalamaya gittiğinde ağlatarak birden kaldırdı ve ; "Kalk küçük kemik yığını, " Git de biraz su... "
Keep going, lazy bones!
Oynayın tembel tenekeler!
You, lazy bones. You want smoke?
- Hey, tembel inekler, sigara içmek isteyen?
She caught her own criminal unlike the rest of you lazy bones.
Evet, görünüşe göre kadın kendi suçlusunu kendi yakalamış. Siz de öyle bakın tembel tenekeler.
* Lazy bones *
* Tembel kemik *
Hurry up, lazy bones.
Acele edin tembel tenekeler.
Get up, you lazy bones!
Kalkın, tembeller!
You're a bunch of lazy bones!
Hepiniz uyuşuksunuz!
Wake up, lazy bones.
Uyan tembel teneke.
WOMAN : Hey, lazy bones.
Tembel teneke.
All right, lazy bones?
N'aber temel?
- Come on, lazy bones, let's go!
Aang! Haydi tembel herif, gidelim!
A dad who's gonna leave without you if you don't drag your lazy bones out of bed.
Tembel kemiklerini yatağından kaldırmazsan, antrenmana sensiz gidecek olan baban.
Let's get up, you lazy bones.
- Hadi kalk, tembel teneke.
How's that song coming, lazy bones?
O şarkı nasıl gidiyor, tembel teneke?
Lazy bones... Watching TV?
Tembel iskelet, televizyon mu izliyorsun?
Yeah, I graduate, I get my teaching degree, and then I marry Lazy Bones Jones.
Tabi, mezuniyet, Bende öğretmenlik diploması aldım, ve şimdi tembel Bones Jones ile evliyim.
Yeah, all that stuff is in there from fixing up my bathroom, and the axe is from last Christmas when I cut down my own tree and just left it there like a lazy bones.
Oradaki şeylerin tamamı banyomun tamirinden kaldı ve balta da son Noel'de kendi ağacımı kestiğim için orada... Tembel tenekelik edip orada bıraktım.
Lazy bones.
Tembel teneke.
Rise and shine, lazy bones.
Günaydın uykucu.
Wake up, lazy bones!
Uyan, tembel kız!
Come on, lazy bones!
Haydi ama seni tembel teneke!
- Come on, you lazy bones.
- Hadisene tembel teneke.
Come on, lazy bones.
Hadi tembel!
Hey, lazy bones. Hi.
- Selam, tembel teneke.
Get up, lazy bones, it's time for adventuring.
Kalk, tembel kemikler, macera zamanı geldi.
Lazy bones just barfed in the kitchen.
Tembel teneke az önce mutfağa kustu.
Get up, lazy-bones!
Kalk hadi tembel teneke!
A put this lazy-bones in the cabinet. He just hindered.
Bu uyuşuğu dolaba koyayım bari.
The world is full of swindlers and lazy-bones, who pursue after their mangy goals, but true love will always prevail.
Dünya bir sonraki hedeflerinin kim olduğunu bilemeyeceğin dolandırıcı kaynıyor. Ama gerçek aşkın gücü her zaman galip gelecektir.
With my lazy-bones I hardly have any time for cooking anyway.
Zaten tembelim. Yemek yapmaya hiç vaktim olmuyor.
Come on in, lazy bones.
Haydi girsene, tembel teneke.
He's a lazy, crazy, sorry, no-good bag of bones.
Tembel bir kemik torbası.
Get up, lazy-bones.
Kalk bakalım, tembel teneke.
Are you sleeping, fucking lazy-bones?
Uyuyor musun, seni tembel sersem?
Yup. Come on, lazy-bones!
- Hadi tembel teneke!
Lazy-bones.
Tembel teneke.
Lazy bones.. Wake up
Tembel şey hemen uyanman gerek.
They're smelly, stupid and lazy, but they ain't got different bones.
Kokuyorlar, salaklar ve tembeller ama kemikleri farklı falan değil.