English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ L ] / Let's get it

Let's get it Çeviri Türkçe

4,458 parallel translation
It was probably something like "let's not get hurt"
Muhtemelen, "Birbirimizi sakatlamayalım." gibi şeyler söylüyorlardır.
Yeah, come, let's eat, who's gonna go get it?
Haydi yiyelim. Kim getirecek?
Let's get it over with... Hey, hey!
Halledelim bir an - Hey, hey!
Oh, well, in that case, let's get right to it.
O halde direkt konuya girelim.
[FR] Let's get to it.
Haydi bakalım.
- pretty proud of yourself. Now, let's get to it. You're both ready to go face-to-face, are you?
Çeviren : risingmoon İyi seyirler dilerim.
Come on, let's go get it.
Hadi acele edin, elimizden kaçmasın.
Let's get to it.
Hadi başlayalım.
Let's get to it, then.
Hadi yapalım, o zaman.
Let's get back at it, people.
Hadi devam edelim millet.
Make sure it's clear. - Let's get some...
Seninle de.
Come on, Meg, let's get it!
Hadi Meg, kapalım şu hazineyi!
My client likes this deal. Let's get it done.
Müşterim bu tekliften memnun, yapabiliriz.
Let's get it done.
- Biliyorum. İşi halledelim.
I made it myself. Whatever sad, little game you're playing, Hammer, let's get it over with so I can get back to something more meaningful.
Her ne küçük oyunu oynuyorsan, Hammer hadi şunu halledelim de ben de gidip daha anlamlı bir şeylerle uğraşayım.
Let's get it over with.
Hemen yapalım da bitsin şu iş.
If my mom realized she had to let go, dad decided it was time to get more involved.
Annem kontrolcülüğü bırakması gerektiğini anlarken babam da olaylara daha fazla karışmanın sırasının geldiğini düşündü.
So bust out those alleged acting skills, and let's get on it, ok?
Bu yüzden o sözde oyunculuk yeteneklerini bir kenara bırak da şu işi halledelim, tamam mı?
Look, let's get this out of the way- - just because we both worked at Channel 6 and you made it big and I didn't doesn't mean I'm bitter.
Bak, şu konuda anlaşalım, Kanal 6'da beraber çalıştık sen ünlü oldun, ben olamadım diye mutsuz olacağım anlamına gelmez.
Let's get inside. It's cold out here.
Hadi içeri girelim, hava buz gibi!
Let's just call it even and get a new TV.
En azından yeni televizyon alma konusunda anlaşalım.
Let's get on with it.
- Tamam. Hemen giyinin.
Let's get this up to the people who need it.
Şunu ihtiyacı olan insanlara götürelim yeter.
Let's get away from it!
Kaçmamız gerek.
You can't just let some stupid rumor get to you... it's not "some stupid rumor" if there's some truth to it, Ezra.
Aptalca bir söylentiyle üzülmene izin verme. Aptalca bir söylenti değil. Bazıları gerçek, Ezra.
♪ Let's get the rhythm on our hand It's a band
Ellerimizi vurarak ritim tutalım, bu bir grup!
I get off on it, actually, let's be honest.
Dürüst olmak gerekirse, iyi bir başlangıç yapamadım.
So let's get to it.
Şifreyi hep birlikte bulmaya çalışalım.
I have another class from 8 : 00 to 10 : 00 and this is my only break and I don't want to spend that much of it with you, so let's get this over with.
8'den 10'a bir dersim daha var ve başka molam yok. Hepsini sizinle harcamak istemiyorum. - Her neyse çözelim haydi.
All right. You know, drifters... All right, let's just get it going, all right?
Biliyorsun, serseriler... tamam, onu geçelim, tamam mı?
Let's go through it, Sykes. If the driver got shot and the accomplice had no keys, how'd he get away?
Eğer sürücü vurulduysa suç ortağı anahtarları yanına almadan nasıl kaçabildi?
Let's just get the snow off it and have a look at it.
Üstündeki karı temizleyip bakalım bir.
Let's just get it done.
- Onu bitiriverelim.
- Let's just ration it. We don't know how much more we're gonna get.
- İdareli kullanmalıyız.
Dracula thinks it'll let him and his army walk in the day and he's hypnotized my team into helping him get it.
Drakula onun, kendisinin ve ordusunun gündüz dolaşmasını sağlayacağını düşünüyor ve takımımı hipnotize edip onu elde etmek için kendisine yardım ettiriyor.
Let's get it over here.
- Buraya koyabilirsiniz.
- Let's get you out of it.
- İstatik..
It took me more than four minutes to get my peanut, so now let's see how a chimpanzee manages.
Yer fıstığımı alabilmek dört dakikadan fazla zamanımı aldı o hâlde şimdi şempanzenin nasıl üstesinden geleceğine bakalım.
It's ill-advised, but I can't let him get away with killing Teo.
Biliyorum bu tedbirsizlik,... ama onu Teo'yu öldürüp paçayı kurtarmasına izin veremem.
Let's get to it.
Hadi.
Then let's get right to it, shall we?
Hemen konuya girelim.
Let's get it all out now.
Önemli olan her şeyi yeni yeni öğreniyoruz.
Let's get into it.
Onun üzerine bir şey yapalım.
Look here, asshole, you better let us get back there to clean that fucking office because it's going to be your butt that's going to get canned and not ours!
Bak buraya, göt herif, bize şu siktiğimin ofisini temizlememize izin ver zira bu işin sonunda götü zora giren sen olursun biz değil!
All right, let's try this again, and one of these times, we'll get it right.
Tamam yeniden deneyelim. Birinde doğru olanı bulacağız.
IT'S LIKE YOU DON'T LET YOUR EGO GET IN THE WAY OF YOUR ARTISTIC PATH.
Egonun sanatsal görüşünü engellemesine izin vermiyorsun.
Let's get the hell away from it!
Yeterince zaman kazandık değil mi? Bir an önce şundan uzaklaşalım!
Let's get the hell away from it!
Acele edip uzaklasalim sundan!
But as a working single mom, It's hard enough to get a date, Let alone meet a really great guy.
Yalnız bir anne olarak çalışarak randevuya gitmek bir yana iyi bir adamla tanışmak bile zor.
Let's get it today, not tomorrow.
- Bugün alalım, yarına kalmasın.
Let's get a warrant and check it out.
Hadi arama izni alıp bir bakalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]