Let me explain something to you Çeviri Türkçe
295 parallel translation
Let me explain something to you.
Bir şeyi açıklamama izin ver.
Now let me explain something to you.
Sana birşey açıklamama izin ver.
Let me explain something to you, Walsh.
Bak, sana bir sey izah edeyim, Walsh.
... let me explain something to you.
... sana bir şey açıklayacağım.
Let me explain something to you.
Sana bir şey açıklayayım.
Let me explain something to you, Charlie.
Sana bir şey açıklamama izin ver, Charlie.
Let me explain something to you.
Size birşey açıklamama izin verin.
Let me explain something to you.
Sana bir şeyi açıklamama izin ver.
Let me explain something to you, Mr. Grove.
Size bir kaç şey açıklamama izin verin Bay Grove.
See, let me explain something to you.
Peki, sana açıklamaya çalışayım
We'll straighten this out with research. Let me explain something to you, OK?
Bir araştırmayla bu işi halledeceğiz.
Let me explain something to you, all right.
Sana bir seyi açıklayayım.
Let me explain something to you.
Sana bir şey söyleyeceğim.
See, let me explain something to you.
Bak, sana birşey söyleyeyim.
Let me explain something to you.
Dur sana anlatayım.
Let me explain something to you.
Bernie sana birşey açıklayayayım.
- Let me explain something to you.
Sana bir şey açıklamama izin ver.
Now, pumpkin, let me explain something to you.
Bir tanem, sana bir şeyi açıklamak istiyorum.
Let me explain something to you.
Bir konuyu açıklığa kavuşturayım.
Let me explain something to you in plain English.
Ben, sana bir şey söyleyeyim. Saf ingilizce.
Let me explain something to you.
Sana bir şey izah edeyim.
Let me explain something to you.
Sana birşeyi açıklayayım.
Look, let me explain something to you.
Bir şeyi açıklayayım.
Let me explain something to you.
Sana birşeyi izah edeyim.
Let me explain something to you.
Sana bir şey açıklayacağım.
Let me explain something to you, all right?
Sana bir şey açıklamama izin ver, tamam mı?
Let me explain something to you.
Size bir şey açıklayayım.
Let me explain something to you, okay?
Sana bir şey söyleyeyim.
Aaron, let me explain something to you.
Aaron sana bir şey açıklamama izin ver.
Marcie, let me explain something to you :
Marcy, izin ver de sana bir şey söyleyeyim :
Let me explain something to you.
Açıklamama izin ver.
You two are new here so let me explain something to you.
İkiniz de burada yenisiniz, bu yüzden size bir şey söyleyeyim.
Let me explain something to you, Julio.
Bir şeyi iyice anlamalısın.
Yes. Let me explain something to you.
Evet bırakın da size bir şeyi açı klayayım.
Let me explain something to you.
Ben sana açıkayayım evat.
Let me explain something to you, Mickey, really simple.
Sana çok basit bir şey söyleyeceğim Mickey.
Let me explain something to you.
Bir konuyu açıklamama izin ver.
- Let me explain something to you, Nick.
- Sana birşey açıklayayım, Nick.
Let me explain something to you, Rebecca.
Sana bir şeyi açıklamama izin ver Rebecca.
Let me explain something to you.
Size bir şey açıklamama izin verin,
- Let me... - Let me explain something to you.
Bak ben sana bir şey açıklayayım.
Let me explain something to you here.
Durumu izah edeyim.
Let me explain something to you. Not as your agent.
Sana birşey diyeceğim, menajerin olarak değil.
- Let me explain something to you.
- Sana bir şey açıklayacağım.
Let me explain something to you people.
Size bir şey açıklayacağım.
- Let me explain something to you.
Birşeyi açıklayayım.
Kyle, let me explain something to you...
— Kyle, bak sana bir şey söyleyeyim.
Let me explain something to you.
Sana bir şeyi açıklayayım.
All right, let me explain something to you kids.
Pekala, beni iyi dinleyin çocuklar.
Okay. Mr. Pierce, let me just explain something to you, okay? I'll explain my situation to you, which is unusual, all right.
Bay Pierce, izninizle size içinde bulunduğum sıra dışı durumu açıklayayım.
OK, well, let me explain something to you.
- Sandığından daha fazla.