Love to Çeviri Türkçe
54,681 parallel translation
Look, I'd love to help, but I don't know shit.
Yardım etmeyi çok isterdim ama bir bok bildiğim yok.
I would love to speak with him.
Onunla konuşmak isterim.
I love to surf, and in the past, I would have to wake up and call the local surf shop to ask about the local breaks.
Sörf yapmaya bayılırım, ve geçmişte, uyanıp, dalgalar için sörf dükkanını aramak zorunda kalırdım.
I'd love to get some real-time data.
Gerçek zamanlı data almak istiyorum.
I'd love to see him again.
Onu tekrardan görmek istiyorum.
and maybe in a year, if you're willing, I would love to get maybe a coffee with you and...
sen de istersen seninle bir kahve filan içmek isterim ve...
I would love to pull that dead worm out of you. Yeah? !
- Tenyayı içinden çıkarmayı çok isterim.
And they love to wake up read the paper and go to work.
Uyanmayı severler gazete okurlar, işe giderler.
The Colonel and I wish many blessings and all my love to fall up in your head.
Albay ve ben size şükranlarımızı sunar, sevgilerimizi iletiriz.
... I'd love to sing the Pakoussa remix
Misty'nin "Far, Far Away" şarkısının Pakoussa remiksini söylemek isterdim.
Or maybe "Love to Love You, Baby." Or "Shake Your Groove Thing."
Veya "Love to Love You Baby" veya "Shake Your Groove Thing".
Like you love to sing.
Şarkı okumayı sevmen gibi.
I'd love to play games. Beaten the bests alone.
Oyun oynamayı severim, en iyilerinden galip ayrıldım.
I would love to.
Çok isterdim.
- I would love to see what he looks like.
- Nasıl göründüğünü görmek isterim.
I'd love to see the house.
- Evi de görmeyi çok isterdim.
Yeah, well, I'd love to show it to you.
- Göstermeyi çok isterdim.
Easy peasy. I'd love to.
Zevkle hallederim hem de.
I'd love to launch the weather balloon with you, silly.
Seninle balonunu tabii ki uçurmak isterim, aptal.
I would love to, but I have a job interview.
Çok isterdim ama iş mülakatım var.
You know, we love you and we don't want to...
Biliyorsun, seni seviyoruz ve biz -
I'm, uh... I'm a drug addict and I'm an alcoholic and I'm a sex and love addict and I... I think I need to just be by myself for maybe, like, a year and try and figure this shit out, but I wanted to say that I'm sorry to you because you were a great guy and I really had such a good time with you
Uyuşturucu bağımlısıyım, alkoliğim, aşk ve seks bağımlısıyım ve sanırım bu konuları çözmek için bir yıl filan kendi başıma kalmalıyım ama senden özür dilemek istiyorum çünkü sen çok iyi biriydin ve seninle gerçekten çok iyi vakit geçirdim ama belki bir yıl sonra
It's more about learning how to not pig out on sex and love and relationships.
Daha ziyade seksin, aşkın ve ilişkilerin bokunu çıkarmamayı öğrenmekle ilgili.
It's Valentine's Day, right, a day we all used to love and enjoy until we turned on each other with the hate mail.
Bugün Sevgililer Günü değil mi? Hakaret mektupları yüzünden birbirimize düşman olana kadar sevip eğlendiğimiz bir gündü.
I'm in love! And I owe it all to you, Dad, for giving me a second chance.
Bana ikinci bir şans verdiğin için bunu sana borçluyum baba.
Ana taught me how to love.
Ana bana nasıl sevileceğini öğretti.
I solemnly vow to love you faithfully and to keep you safe for as long as we both shall live.
Yaşadığımız sürece seni koruyacağıma ve sadık bir şekilde seveceğime yemin ederim.
You're wondering if ajar and Eva will go back to the oasis, love each other forever and help everyone live happily ever after as equals? I know.
Biliyorum.
So, the gods created us, the Amazons to influence men's hearts with love and restore peace to the Earth.
Bu nedenle tanrılar bizi, yani Amazonları yarattı ki insanların kalbine sevgi aşılayıp dünyaya barışı geri getirelim diye.
You go before a judge and you swear to love, honor and cherish each other Until death do you apart.
Hakimin karşısına çıkarsın ve ölüm sizi ayırana dek birbirinizi sevmeye, hürmet etmeye ve şefkat göstermeye yemin edersiniz.
Dickens'opening to A Tale of Two Cities is an apt assessment of my love life this past year.
İki Şehrin Hikayesi'nde Dickens'ın ilk cümlesi son bir yıldaki aşk hayatımı tanımlıyor.
Tonight, Platinum Boogie is proud to spread God's love with Mylene Cruz and her Soul Madonnas.
Bu gece, Platinum Boogie Tanrı'nın sevgisini yayacak, Mylene Cruz ve Soul Madonnas eşliğinde.
♪ To make a world of love ♪ ♪ For me and you ♪
Sevgi dolu bir dünya yaratmaya Benim ve senin için
♪ To make a world of love ♪
Sevgi dolu bir dünya yaratmaya
As hard as it would be to tell him... the truth would be proof of my love.
Bunu ona söylemek zor olacak ama gerçekler sevgimin kanıtı olacak.
Where every opportunity in life comes with strings attached, where I'm always fighting like hell to hang on to the things I love.
Her fırsatın koşullara bağlı olduğu bir yerde, sevdiğim şeylere tutunmak için devamlı savaştığım bir yerde.
Roy needs to love Jackie's ballad today and your dad needs to not fuck it up again. Believe that.
Roy bugün Jackie'nin baladını sevmeli ve baban yine sıçıp batırmamalı, çok ciddiyim.
Mylene must be present in the church and she must sing more for the church to fill the Lord's seats and the parishioners'hearts with love, faith and generosity.
Mylene kilisede bulunmalı ve kilise için daha çok şarkı söylemeli. Tanrı'nın koltuklarını ve cemaatin yüreklerini sevgi, iman ve cömertlikle doldurmak için.
Family's supposed to be about love.
Aile dediğin sevgidir.
♪ Longing to love you ♪
Seni sevmek istiyorum
You know, I used to love getting your letters.
Biliyor musun, eskiden senden mektup almayı çok severdim.
Behold, a witness to God's deep love for us all.
Huzurunuzda, Tanrı'nın bizlere olan o derin sevgisine bir şahit!
He was buried to the depth of my love.
Sevgimin derinliklerine gömüldü.
Love thy husband, look to thy servants, cherish thy guests.
Kocanı sev, hizmetkârlarını gözet, misafirlerini el üstünde tut.
Cured of her love of the world, untouched, pure, commended to God... she will not be covered in earth as corrupted flesh, but instead will be sent to you, O Lord... aboard a sunrise...
Dünyaya olan sevgisinden arınıp dokunulmamış ve saf bir hâlde Tanrım sana emanet edildi. Ayartılmış bir müteveffa olarak toprağa girmek yerine Ey Ulu Tanrım nehir yolu boyunca yürüyüp...
" To Dougie with love,
" Dougie'ye sevgilerle.
I'm going back to what I love doing : drowning gophers.
Sevdiğim şeyi yapmaya geri döneceğim sincap boğmaya.
- Nice to meet you. - Skye. I love this.
- Skye, ne kadar da güzelmiş?
It's just entirely possible for me to love you with all my heart and still feel...
Tamamen mümkün olan seni tüm kalbimle sevmem ama yine de...
You're writing a love letter to Arden?
- Arden'a aşk mektubu mu yazıyorsun?
I would love for you to take a look.
Bir göz atmanı isterim.