Lulu Çeviri Türkçe
955 parallel translation
What is Lulu doing?
Lulu ne yapıyor?
Why don't you marry Lulu, Father?
Neden Lulu ile evlenmiyorsun baba?
Where is Lulu?
Lulu nerede?
Now I'll marry Lulu.
Şimdi seninle evleneceğim Lulu.
I'd be a right scoundrel if I didn't lay a rose on my little Lulu's bridal bed
Küçük Lulu'mun gelin yatağına gül sermeseydim haklı bir hain olurdum.
Lulu has been living here for three months
Lulu 3 aydır burada yaşıyor.
Lulu, I had a lovely pearl for you.
Lulu, senin için güzel bir incim var.
Lulu!
Lulu!
Hey, Lulu.
Hey, Lulu.
I know.. you mean Lulu.
Biliyorum... Lulu'yu kastediyorsun.
He horned in on my little talk with Lulu.
Lulu ile olan konuşmama burnunu soktu.
He's settin'up my Lulu.
Benim Lulu'ma bakıyor.
They're pictures Legrand gave Lulu.
Legrand'ın Lulu'ya verdiği tablolar.
Lagrand gave them to Lulu, so they're mine.
Lagrand onları Lulu'ya vermiş, yani benim oluyorlar.
You don't look much like a painter.
Pek de ressama benzediğin söylenemez. Ya Lulu?
Why don't you say Lulu painted them... but say her name is Clara Wood.
Neden onları Lulu'nun yaptığını ama adının Clara Wood olduğunu söylemiyorsun?
Ah, freedom. Lulu...
Özgürlük.
life is wonderful.
Lulu... Hayat harika.
How's Lulu?
Lulu nasıl?
Shut up about Lulu, you hear?
Şu Lulu meselesini kapat, duydun mu?
You've confessed that Lulu asked you about money that evening... and I am informed that you quarreled violently.
O gece Lulu'nun senden para istediğini itiraf ettin ve bana aktarıldığına göre oldukça şiddetli bir şekilde tartışmışsınız.
Lulu never said a word about that.
Lulu bana bundan hiç söz etmedi.
Lulu was a beautiful girl.
Lulu güzel bir bayandı.
Now if you really insist I murdered Lulu... I don't want to contradict you.
Şimdi, Lulu'yu öldürdüğüm konusunda ısrar edecekseniz sizle zıtlaşmak istemem.
I swear I didn't kill Lulu.
Yemin ederim ki Lulu'yu ben öldürmedim.
Yes, I've got a lulu.
Evet, nefis bir tuvaletim var.
So long, Lulu.
Hoşça kal, Lulu.
Ain't it a lulu?
Feci durmuyor mu?
Where's this Lulu Ballard you put me down for?
Listesinde adım yazan şu Lulu Ballard nerede?
Ain't that a lulu?
Kocaman bir şey mi?
That's a Lulu.
Çok iyiydi.
It must have been a lulu before the warden got it.
Müdürün eline geçmeden önceki hali müthiş olmalı.
Picture of a lulu of a girl riding a bull.
Boğaya binmiş olağanüstü bir kız resmi.
Lulu of a girl ridir a bull.
Boğaya binen bir yerli kızı.
Thank you, Lulu.
Teşekkür ederim Lulu.
No more newspapers, Lulu.
Hatırlarsan, gazeteyi yasaklamıştım Lulu.
She's a lulu.
Çok tatlı bir bebek.
But together they ruled the Riviera by permission of the copyright holder, Lulu McGee
Ama birlikte sosyete yazarı Lulu McGee'nin marifetiyle Riviera'yi idare ediyorlardı.
Lulu McGee runs the international set
Sosyeteyi Lulu McGee yönetiyordu.
Lulu was trying to work up interest in a word game
Lulu bir kelime oyunu öğretmeye çalışıyordu.
My dear Lulu, there are counts and counts just as there are kings and kings
Sevgili Lulu, kraldan krala olduğu gibi konttan kontada fark vardır.
There's been Lulu.
Lulu vardı.
And Lulu and Fifi and Rosita Chiquita wh...
Ve Lulu ve Fifi ve Rosita Chiquita ne...
That's the spirit. Now, this may be the last Christmas party we're going to throw here, so let's make it a lulu.
Bu bizim buradaki son Noel partimiz olabilir o yüzden de en görkemlisinden olsun.
The eighth green was a lulu.
Sekizince yesil olağanüstü bir şeydi.
Madame Lulu, your client, the notary is waiting.
Madam Lulu, müşteriniz, şu noter olan 7 numarada bekliyor.
- lt's a lulu. Brandy and soda.
- Gösterin harika gidiyor diye duydum.
My current Eve is a Lulu.
Şimdiki Havva'mın adı Lulu.
Lulu... that's no name.
Lulu... O da uygun bir isim değil.
Meaning Lulu?
Lulu'dan mı bahsediyorsunuz?
Now he's doing Lulu.
Lulu'nun resmini yapıyor.