Lyrical Çeviri Türkçe
148 parallel translation
This clever lyrical endeav our Could probably go on forever
Bu akıllı çabalarımız Sonsuza kadar sürebilir
They expect kisses to be like lyrical poems and embraces to be like Shakespearean dramas.
Öpüşmelerin çoşkulu şiirler gibi sarılmaların da Shakespeare dramaları gibi olmasını beklerler.
Ma Nature's lyrical With her yearly miracle
Ma Nature's lyrical With her yearly miracle
Oh, these Italians, so lyrical, so romantic.
Ah şu İtalyanlar. Çok şiirsel, çok romantikler.
And as the night breeze carries our little craft away... from these beautiful wooded shores... we slowly turn our eyes back to the charms of television advertising... and the lyrical chant of our sponsor's message... after which I'll float back.
Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. Gözlerimizi yavaşça televizyon reklamlarının çekiciliğine çeviriyoruz ve sponsorumuzun coşkulu namelerle verdiği mesajı dinliyoruz kısa bir aradan sonra görüşmek üzere.
A lovely, lyrical, lilting name like...
Çok tatlı, şiir gibi, melodik bir isim...
It's leisurely and lyrical.
Eğlenceli ve şiirseldir.
Spain's become the lyrical rallying point of the left.
İspanya, solun coşkun toparlanma noktasına dönüştü.
Too lyrical.
Çok lirik oldu.
Never a moment intense or a lyrical surge
# Yoğun duygular Şiirsel coşmalar nerede? #
Deeply lyrical and yet tender and frightened like a tiny white rabbit.
Son derece şiirsel, yine de minik beyaz bir tavşan gibi narin ve ürkek.
Deeply lyrical, and yet... tender and frightened, like a tiny, white rabbit.
Oldukça şiirsel, yine de narin ve korkmuş, tıpkı küçük bir beyaz tavşan gibi.
Peckinpah has moved into the calmer and more lyrical waters Of julian slade's salad days.
Son filminde, Julian Slade'in Salata Günleri'nin daha sakin ve lirik sularına çekildi.
Notice how he surrenders to this tragedy of pain and suffering with lyrical indifference.
Ve anla, acının ve ızdırabın bu trajedisini...
Guys, I have a lyrical romantic toast.
Dostlar, kadeh tokuşturmak için romantik bir neden daha var.
Mr Bandit, you have a lyrical way of cutting through the bullshit.
Konuyu kestirip atmak konusunda şiirsel bir tarzınız var, Bay Haydut.
Mexico, tender and lyrical. And also cruel.
Meksika, baştan çıkaracı, lirik ve aynı zamanda zalim bir yer
When we were in China, my father here was always waxing lyrical about his wee home in the glen.
Çin'de yaşarken, babam vadideki küçük evinden çok heyecan duyardı.
I had expected something gentle and lyrical.
Daha nazik ve şiirsel bir şeyler bekliyordum.
- I'm a lyrical singer.
- Lirik bir şarkıcıyım ben.
It would be grotesque to fist your wretched mug... so lacking as it is... in pride, genius the lyrical and picturesque in spark, spunk, in brief : in nose.
... Çünkü tokatımın patlayacağı o ünsüz suratınız yoksundur gururdan, saygıdan, şiirsellikten, resimsellikten, debdebeden, parıltıdan ve nihayet burundan.
Either lyrical or patriotic.
Daha lirik veya daha vatansever olmaya çalış. Onu tanımladığın yerden itibaren gelen, sonraki kısımda.
That's very lyrical.
Çok şairaneydi.
Grandiose, lyrical, erotic... and Girl Scout-oriented. You can't top it.
Muhteşem, şiirsel, erotik ve tam izci kızlara göre daha iyisi olamaz.
It has a certain lyrical quality.
Belirgin bir lirik kalitesi var.
- Lyrical?
- Lirik?
- Jimmy Dove. Much more lyrical than Liam McGivney.
Liam McGivney daha şiirsel.
- I think you're lyrical and...
Bence şiirselsiniz.
Dwan's finest movies featured simple people, pastoral landscapes and the rural America of a bygone era. But behind the lyrical images of the Old West,
Dwan'ın en iyi filmlerinde sıradan insanları kırsal manzaraları ve Amerikan mazisine ait sahneleri görürsünüz.
His early portraits of dora were as tender and lyrical as those of Marie-therese when he first loved her, though in much stronger colors, black hair glistening with blues and Greens to express dora's much stronger character.
Dora ile ilgili ilk portreleri, Marie-Therese'e ilk aşık olduğundaki gibi çok şefkatliydi. Hatta Dora'nın mavi ve parlak noktalı siyah saçları ile güçlü karakterini öne çıkarmak için daha keskin renkleri kullandıysa bile.
That it is not a work of great lyrical beauty... and ethical depth?
Bunun muhteşem bir lirik güzellik ve ahlaki derinliğe... sahip olmadığını?
This clever lyrical endeavor Could probably go on forever
Bu akıllı çabalarımız Sonsuza kadar sürebilir
And this is perhaps the most lyrical of all European songsters.
Ve belki de bu tüm Avrupa şarkılarının en lirik olanı.
In terms of lyrical craftsmanship and sheer songwriting, this album hits a new peak of professionalism.
Lirik ustalık ve sözler sayesinde bu albümle profesyonelliğin zirvesine çıktılar.
He isn't very lyrical about our wedding.
Evliliğimiz konusunda pek de hevesli değil.
The months to come would bring more revelations... powerful words of a lyrical quality, more beautiful than the most exquisite Arabic poetry.
Aylar geçtikçe bir devrim gerçekleşecek... En zarif Arap şiirlerinden bile güzel olan sözler, söylenecek ve her şey baştan sona değişecektir.
A very important meeting about modern Norwegian lyrical poetry.
Norveç modern şiiri üzerine önemli bir buluşmaya.
The lyrical-poet supreme idea was given to me by Heinrich Heine.
Bu yüce fikir bana H. Heine tarafından verilmişti.
So when do I get to scroll through your lyrical pen scratchings?
Peki senin şu şiirsel karalamaların ne durumda?
Nigga, you crazy? Pac's the only lyrical motherfucker out there!
Aralarında en iyisi Pac, zenci!
Your voice is lyrical, like the strum of a lute!
Senin sesin saz sesi gibi lirikseldi!
I'm flippin'and rippin to come up with lyrical styles
I'm flippin'and rippin'to come up with lyrical styles
Knowledge exploring is oh so lyrical
Bilgi peşinde koşmak çok edebi
With a lyrical smelter.
Sözlerle birlikte.
A bit lyrical for a label, but nice.
Bir etiket için fazla coşkulu ama güzel.
# Don't be cynical # lt's a follicle miracle # l said, don't be cynical # l keep waxing lyrical
Bu bir mucize. Kimse alay etmiyor dedi. Bu heyecan verici krem sayesinde.
I mean, combines sort of the storytelling panache of, like, a Stan Lee that old-school vibe, but mixed with a lyrical you know, sophistication of...
Tıpkı Stan Lee gibi hikaye anlatma sanatını, eski ekol usulleriyle birleştiriyor. Ama içine biraz da lirik ve kültür ekliyor.
You have a lyrical soul.
Şiirsel bir özün var.
It's lyrical but tough now.
Sözlere dayalı ama şimdi daha sıkı.
- Lyrical, isn't it?
- Lirik değil mi?
Even Olga was lyrical and serene.
Hatta Olga bile şiirsel ve güler yüzlüydü.