Maelstrom Çeviri Türkçe
72 parallel translation
Caught in a maelstrom of desperate deeds,
Ümitsiz amaçlarının girdabında,
I'll follow him around the Horn... and around the Norway Maelstrom... and around perdition's flames... before I give him up.
Onu Horn'da, Norveç Denizinde her yerde takip edip arayacağım ve onu mahvedeceğim.
" Yes, Starbuck and I will hunt it down beyond the Cape of Good Hope, beyond Cape Horn, beyond the great Maelstrom of Norway, beyond the fires of Hell, before giving up.
"Evet, Starbuck Ümit Burnu'nun ötesinde Ümit Burnu'nun uzaklarında Norveç'in büyük girdaplarının ötesinde Cehennem ateşinin ötesinde hiç vazgeçmeden peşinden gideceğim."
They sent the maelstrom.
Onlar da girdabı gönderdiler.
To get through the maelstrom that guards the...
Çanı koruyan girdabı geçebilmek için...
- We're nearing the maelstrom.
- Girdaba yaklaşıyoruz.
Drawn into the maelstrom of Berlin, she certainly wasn't innocent, but she cared for the guy who was her partner like a child... with a tender, unquenchable love.
Berlin'in debdebesine kendini kaptırmış, bu haliyle elbette masum olamazdı. Ancak o adamı çok önemsedi. Çocukça bir sevgiyle, bastırılamaz bir aşkla bağlanmıştı.
And in this maelstrom of decay ordinary men were battered and smashed.
İşte bu çürüyüş girdabında sıradan insanlar darbe yiyip ezildi.
I'll chase him round the moons of Nibia and round the Antares Maelstrom and round perdition's flames before I give him up.
- Onu Nibia'nın uydularının Antares Maelstrom'un ve hatta cehennemin ateşinin etrafında kovalayacağım ta ki işini bitirene kadar.
Find your destiny in the maelstrom.
Girdapta kaderini bul.
Into the maelstrom.
Girdaba.
I'm just saying that revealing Pierre's secret... might trigger a maelstrom of self-doubt, releasing untold psychic devastation - a metaphysical tsunami, if you will.
Tek söylediğim, Pierre'in sırrını açığa çıkarmak büyük bir öz kuşku fırtınası tetikleyebilir tarifsiz ruhsal tahribe yol açabilir başka bir deyişle, metafiziksel bir tsunami.
It should prevent her from regaining full consciousness and creating another maelstrom, for a time.
Bir süre için, kendine gelmesini ve yeni bir fırtına yaratmasını engeller.
It should prevent her from regaining full consciousness and creating another maelstrom, for a time.
Storm! Bir sorunumuz var! Durumu anlatan en iyi cümle ;
I like to think of my show as a haven for the tempest-tossed in the maelstrom of everyday life.
Aklıma gelmişken ben de programımın fırtınalı yaşamlar için sığınılabilecek bir liman olmasını çok seviyorum.
well, according to this book the maelstrom was the name of Morgan Moonscar's pirate ship.
Peki, bu kitaba göre Maelstrom Morgan Moonscar'ın korsan gemisinin adıymış.
So she died rather sadly really, because she was in the middle of a maelstrom of anger and scandal when she died.
Gerçekten çok üzücü bir şekilde öldü, çünkü, öldüğünde, bir öfke ve... skandal girdabının tam ortasındaydı.
I'll return it right this minute!
Maelstrom Füzesi, ateşe hazır!
And the result of that collision of energies Is an unimaginably chaotic maelstrom of super hot dense plasma.
Bu çarpışma enerjisi inanılmaz derecede kaotik, süper-sıcak ve yoğun bir plazma girdabı oluşturur.
Maelstrom!
Girdap!
"Maelstrom"
"Girdap".
Prepare to fire Maelstrom Cannon!
Elshtreim Toplarını hazırlayın!
I stared out into the maelstrom and I raised my hands and called out in my most stentorian tone ".
Girdapa doğru baktım, kollarımı kaldırdım ve en gür sesimle bağırdım :
One colony cannot be allowed to take its sister colonies headlong into the maelstrom of war.
Bir koloninin, kardeş kolonileri paldır küldür savaş girdabına sokmasına müsaade edilemez.
Around this maelstrom of trade, there developed a tradition of learning, particularly learning which connected with commerce and one family summed all this up.
Bu ticaret girdabı çevresinde bir öğrenim geleneği gelişti. Özellikle de ticaretle ilgili öğrenim... Ve bunların hepsi bir ailede toplanmıştı.
I thought I might save lives flung there by the maelstrom.
Oradaki kargaşada, hayat kurtarabileceğimi sandım.
I have chased you around the moons of Nibia and around the Antares Maelstrom, and around Perdition's flames.
Seni Nibia'nın uydularında, Antares'in girdabında ve cehennemin azaplı ateşlerinde izini sürüyordum.
Every few years, Mars all but disappears under a maelstrom of dust.
Birkaç yılda bir, Mars bir toz girdabının altında kaybolur.
As an endless maelstrom of mass and energy, Space and time?
Sonsuz bir kütle ve enerjiden oluşmuş zaman ve uzay girdabı daima var olacak mı?
You know, we believe in the establishment of a biological order through the maelstrom of physical and chemical chaos.
Biliyorsun, biz, fiziksel ve kimyasal kaostan doğmuş olan bir biyolojik düzenine inanıyoruz.
But I saw the storm clouds gathering, the maelstrom.
Ama fırtına bulutlarının toplandığını gördüm. Büyük girdap.
Well, prepare for the maelstrom, geezer.
Mahvolmaya hazırlan o zaman, moruk.
Aw, maelstrom?
Mahvolmak mı?
You know, our sun and the Earth and the solar system are either going to be flung out into interstellar space, or they're going to be in here, in this maelstrom of hundreds of billions of suns swirling around each other and forming the core of a new galaxy.
Biliyorsunuz dünyamız, güneşimiz ve güneş sistemimiz... ya yıldızlar arası uzaya fırlatılıp atılacak... ya da burada yüz milyarlarca güneşin birbiri etrafında döndüğü ve yeni... galaksinin çekirdeğini oluşturduğu büyük girdapta duracaktır.
Especially if America, China, Japan and Russia find out we'll all be in the middle of maelstrom.
Özellikle de Amerika, Çin, Japonya ve Rusya öğrenirse büyük bir girdabın ortasına düşeriz.
"You will immortalise for the exquisite pleasure of your readers " this, your very own'Descent into the Maelstrom', " which shall appear in serial form in the'Baltimore Patriot'.
"Baltimore Patriot" ta fasikül hâlinde yayınlanacak olan nadide eseriniz "Korku Sitesi" ile okurlarınızın zevkini ölümsüzleştireceksiniz.
The Galapagos maelstrom creates waves over 9 meters high.
Galapagos girdapları 9 metreden daha yüksek dalgalar oluşturur.
[Thunder crashes] Electrical tension builds between the top and bottom of a vast 55,000-feet-high storm cloud, a maelstrom of water vapor, rain, and ice.
Tepe noktası ile dip noktası arasındaki elektriksel gerilim 15 km uzunluğunda geniş bir fırtına bulutunu ve su buharı, yağmur ve buzdan oluşan bir girdabı yaratır.
It began in a maelstrom of chaos.
Her şey karmaşadan oluşan bir girdap içinde başladı.
The Lighthouse was created millions of years ago by a lost civilization as a way to travel through the Maelstrom,
Deniz feneri milyonlarca yıl önce kayıp bir uygarlık tarafından bir girdabın içinde hareket etme fikri ile oluşturuldu.
If his armada crosses the Maelstrom into Oan space, they will destroy everything in their power.
Eğer donanması girdaptan geçip Oa'nın uzay sahasına girerse önlerine çıkan her şeyi yok edeceklerdir.
Shh. The code to the Lighthouse to get through the Maelstrom.
Girdaptan geçmeyi sağlayan,
It's your key to the Lighthouse and past the Maelstrom.
Bu sizin Deniz fenerinizin ve girdabın geçiş anahtarı.
Atrocitus used those planet killers to tear a hole right through the Maelstrom.
Atrocitus o gezegen yok edicilerini kullanarak girdapta bir delik açtı.
Atrocitus used those planet killers to tear a hole right through the Maelstrom.
Atrocitus, o gezegen yok edicilerini kullanarak, girdapta bir delik açtı.
We were in this maelstrom daily.
Maelstrom gazetesine çıkmıştık.
I will not allow you to unleash a teenage maelstrom of gender-bent sexual confusion at this school, so you can turn it around and make it a launch party for your very own line of male girdles and brand-new fragrance call "nut whiff."
Kendi tasarımın erkek korseleri ve "Taşak Esintisi" adındaki yeni parfümünün tanıtım partisi haline getiresin diye bu okuldaki cinsiyetini sorgulayan ergenlerin kargaşa yaratmasına sebep olmana izin vermeyeceğim.
We have created a maelstrom of data flying around the planet to facilitate more thinking, more ideas about how to fix the world, to fix the problems that only exist because the mind has created them.
Gezegenin etrafında dönüp duran bir veri girdabı yarattık ; daha fazla düşünebilelim diye, dünyayı nasıl düzelteceğimize dair daha fazla fıkir üretebilelim diye. Sadece zihin onları yarattığı için var olan sorunları giderebilmek adına.
In the midst of a maelstrom, you still have time for a christening.
Bu kargaşanın içinde vaftiz törenine bile zaman buluyorsun.
Just like the Maelstrom battle. My ring isn't just charged, it's supercharged.
Yüzüğüm yalnız şarj olmakla kalmamış, süper şarj olmuş.
I am tracing an anti-matter pulse, originating near the maelstrom.
Girdaba yakın bir anti-madde titreşiminin izini sürüyorum.