Magnet Çeviri Türkçe
1,086 parallel translation
To find a piece of metal, you use a magnet.
Bir parça metal bulmak için, mıknatıs kullanırsın.
Well. I s obvious she's some sort of magnet.
Bu kadının bir çeşit çekim merkezi olduğu açık.
When the weather gets like this it brings all you nutbags out, and since I am a trouble magnet, I have one thing to say to you bozos : back off.
Böyle havalarda sizin gibi çatlaklar kendilerini dışarı atarlar. Ve böyle heriflere söyleyeceğim tek şey vardır : Geri çekilin.
We turn each cell into an incredibly powerful nanite magnet.
Her bir nanit hücresini inanılmaz güçlü bir nanit mıknatısına çeviririz.
You know, Dexter's always been a magnet for bad luck.
Dexter şanssızlığı mıknatıs gibi çeker hep.
He's the ultimate sex magnet.
Devasa bir seks mıknatısı.
See, you Iike a magnet for random gunfire.
Mıknatıs gibi kurşunları çekiyorsun.
I seem to be a magnet for it.
Duruma bakılırsa mıknatıs gibiyim.
Dude, you're a mad chick magnet!
Ahbap, sen deli gibi hatun mıknatısısın!
Teeny, you are a sexual magnet attracting men from the 4 corners of the world, pace yourself.
Teeny, sen dünyanın dört bir yanından erkekleri çeken bir mıknatıssın. Hızına yetişilmiyor.
You got quite a babe magnet here.
Burda tam bir yavru mıknatısın varmış.
That monkey is a chick magnet.
Şu maymun kız mıknatısı gibi.
It's a kitchen magnet. "
Mutfak mıknatısı. " dedim.
You're saying that it could be pulling O'Brien's body like a magnet?
Yani, O'Brien'ın vücudunu bir mıknatıs gibi çekiyor olabilir mi diyorsun.
Stu's a regular chick magnet up here.
Burası harika bir yer.
The point is to tie the knot without pulling the clip away from the magnet.
İşin önemli kısmı, atacı mıknatıstan ayırmadan düğüm atmak.
It may not be possible to tie that knot without dropping the magnet.
Mıknatısı düşürmeden o düğümü atmak mümkün olmayabilir.
Man, I can't wait to hear what the chicks have to say when I pull up in this babe magnet.
Hatun mıknatısı bu arabayı kenara çekince çıtırlar ne diyecek çok merak ediyorum.
Sort of like using a magnet to move a compass needle.
Pusulanın iğnesini oynatmak için mıknatıs kullanmak gibi.
Christie Masters stuck magnets on your back.
Christie Masters sırtına magnet yapıştırdı.
Like putting a magnet near a compass.
Pusulaya mıknatıs koymak gibi.
No wonder you're such a guy-magnet. Are you done?
Erkeklerin senden niye bu kadar etkilendiklerini şimdi anlıyorum.
This pointy hat is a babe magnet.
Bu şapka kadınları mıknatıs gibi çekiyor.
I'm a babe magnet. I'm catnip.
Bebek mıknatısı oldum, kedi otu oldum.
He identifies himself as a magnet for foodstuffs.
Kendini yemek kirine bir mıknatıs olarak tanımlıyor.
All energy flows according to the whims of the Great Magnet.
Bütün enerji büyük mıknatısa göre akıyor.
You're like a magnet for trouble, dear...
Bütün belaları kendine çekiyorsun yavrucuğum...
We've been levitated before, and there's always a magnet or wires somewhere.
Daha önce havada asılı kalmıştık, ve her zaman bir yerlerde mıknatıs ya da tel vardı.
Eventually I just had to face up to my destiny as a loser magnet.
Sonunda başarısız tipleri mıknatıs gibi çektiğimi kabullenmem gerekti.
That book is a magnet for evil.
O kitap şeytanları çekiyor.
It's like a magnet.
Mıknatıs gibidir.
I'm like a magnet for needy people.
Beni her yerde buluyorlar.
I'm like a magnet for negativity.
Negatif enerji mıknatısı gibiyim.
Growing up here, this place must have been a real babe magnet.
Burada büyüdün. Burası tam bir kız mıknatısı olmalı.
You should know this place is a real babe magnet.
Burasının tam bir kız mıknatısı olduğunu bilmelisin.
How long does it take a magnet to lose its power?
Bir mıknatısın gücünü yitirmesi ne kadar sürer?
You've reversed the polarity of your magnet.
Mıknatısının polaritesini değiştirdin.
You never know when a high-powered magnet might come in handy.
Güçlü bir mıknatısın ne zaman işe yarayacağı hiç bilinmez.
actually it's an eIectro-nucIear-magnet.
Aslında, bir elektro nükleer mıknatıs.
Zack, I realize it's a difficult concept... for a bitch magnet such as yourself to grasp, but did it ever occur to you to make a little effort?
Zack, senin gibi şirret bir mıknatıs için... bunun kavranması zor bir kavram olduğunun farkındayım... fakat biraz efor sarfetmek hiç aklına geldi mi?
She's a walking, talking, hip-swishing man magnet!
Yürüyen, konuşan, kırıtan bir erkek mıknatısı!
♪ For you are a magnet ♪
"Sen bir mıknatıssın"
Magnet.
Manyetizma.
You're a demon magnet.
İblis mıknatısısın.
She told me I was a demon magnet and you two should get married.
Benim iblis mıknatısı olduğumu söyledi. Sizin de evleneceğinizi.
I mean, you are a warlock magnet.
Sen bir büyücü mıknatısısın.
Dean signed us for a mentoring project at the Math / Science Magnet School.
Dekan bizi Matematik / Fen Lisesi'nde bir akıl hocalığı projesine yazmış.
Dancing will turn you into a chick magnet.
Dansla kızları mıknatıs gibi çekersin.
He's from the Math / Science Magnet School.
"Korkak Kedi" değil. Matematik / Fen Lisesi'nden.
Get a magnet one for the fridge or something.
Buzdolabı mıknatısı olanlardan alalım.
That's the Lightning Magnet.
Bu yıldırım çeken.