Makers Çeviri Türkçe
552 parallel translation
~ Are makers of the best perfumes ~
# Yapar en iyi parfümleri #
No call-makers.
Soru yok. Kefil yok.
These are things some merry-makers add to their costumes.
Partiye katılacaklar bu tür kostümlere bürünecekler.
And the department stores are gonna love you too. And the Christmas card makers and the candy companies.
Büyük mağazalar da seni çok sevecek... ve Noel kartpostal üreticileri... ve de şekerleme fabrikaları.
That shows the makers of the map don't know.
Yani haritayı yapanlar bilmiyorlar.
Then we could write to the makers for a new prop.
Ve bir de yeni pervane ısmarlardık.
Those professional speech-makers don't know your problems.
O profesyonel konuşmacılar sorunlarınızı bilmez.
Attention stove steel makers, in the 10th stove carbon number 25... Do you know the voice?
Dikkat dikkat, 10. karbon... fırının işçileri, 25 numaraya...
I don't fear the trouble-makers.
Sorun çıkaranlardan korkmuyorum.
Ladies and gentlemen, the makers of this picture ask you not to divulge what you're about to see.
Bayanlar baylar, sizin de birazdan anlayacağınız sebeplerden ötürü bu filmin yapımcıları, görmek üzere olduklarınızı yaşayan hiç kimseye anlatmamanızı rica eder.
- It was made by old barrel-makers.
- O fıçı eski ustalar tarafından yapılmıştır.
Holiday makers...
Tatilciler...
As a last resort, in the case of real trouble makers, they'll be informed they come into town at the risk of their lives.
Çünkü burada sorun çıkaranlar, bir daha buraya gelirken, hayatlarını tehlikeye attıklarını bileceklerdir, bundan emin olun.
There are one or two real trouble makers.
Aralarında iki madenci de var.
Rainbow makers!
Gökkuşağı yapıcı!
I called her sister, Mr Lowery, where she works, the Music Makers Music Store, you know, and she doesn't know where Marion is any more than we do.
Kızkardeşini işyerinden aradım - Music Makers müzik mağazası - ve o da Marion'un nerede olduğunu bilmiyor.
Why call back the legions... when the garrison of Rome has nothing to do... but to defend us from sausage makers?
Roma garnizonu... bizi sosisçilerden korumaktan başka bir iş yapmazken... Lejyonları niçin geri çağıralım?
When men speak of you, they speak of poets music makers, doctors, scientists.
Allah'ın inayeti nerede? İnsanlar sizin hakkınızda konuştuklarında, şairlerden, bestecilerden, doktorlardan, bilimadamlarından bahsediyor.
This is Paramutual Pictures Incorporated, and the inner working brain of a company of successful movie-makers.
Burası Paramutual Pictures Incorporated ve başarılı film şirketlerinden birinin iç beyni.
How do you expect us to continue to be successful movie-makers, when constantly, day after day, we're losing money?
Durmadan, her gün para kaybederken bizden, başarılı film yapımcıları olmaya devam etmemizi nasıl beklersiniz?
Then you and Neb will be spear-makers.
O halde sen ve Neb mızrak yapacaksınız.
Stand up and meet your makers.
Annie, ayağa kalk ve yaratıcılarınla tanış.
We got our money's worth for those two angel-makers.
Müthiş bir seferdi Robert.
Let's hear it for the deal makers.
İşte anlaşmanın akıbeti belli oldu.
Blessed are the peace-makers ; they shall be counted the children of God.
Onlara Tanrı oğulları denecek.
WE, THE MAKERS OF THIS FILM, WISH TO PAY TRIBUTE TO THOSE FRENCH RAILWAY MEN, LIVING AND DEAD, WHOSE MAGNIFICENT SPIRIT AND COURAGE INSPIRED THIS STORY.
Bu filmin yapımcıları olarak, muhteşem ruh ve cesaretleriyle bu hikayeye ilham vermiş olan hâlâ yaşayan ve hayatlarını kaybetmiş olan Fransız Demiryolu çalışanlarına övgülerimizi sunarız.
This mace, a weapon used in primitive times by vicious, savage war-makers.
Bu topuz ilkel çağlarda kötü, savaş yanlısı, vahşi insanların kullandığı bir silahtır.
It proves that the Germans are still the world's best toy makers.
Almanların dünyanın en iyi oyuncak yapımcıları olduğunu kanıtlıyor.
Then your Makers weren't humanoids.
Üreticilerin insansı değildi, o zaman?
We performed the necessary service functions and freed our makers - to evolve a perfect social order.
Görevlerimizi yerine getirerek, üreticilerimizi serbest bıraktık ve sosyal evrimin yolunu açtık.
- Then, some of your Makers survived.
O zaman üreticilerin bazıları hayatta kaldı.
Our makers were wise.
- Neden o? - Üreticilerimiz akıllıydı.
Sail makers to the hold!
Yelkenler tamir olacak!
Around midnight, the big rush of the holiday makers has started.
Gece yarısı gibi, tatilciler akın etmeye başlayacaklar.
I'll handle those trouble-makers
Tüm bu haydutların üstesinde geleceğim
That was the Jailbreakers with their latest recording on Request Time, brought to you by Bang-Bang, the makers of the sweetest little automatic in the worl...
İstekler Saatinde Kodes Kaçaklarını dinlediniz, bunu sizlere dünyanın en güzel otomatiğini imal eden Bang Bang hazırladı.
Why do movie makers always do this?
Neden film yapımcıları her zaman bunu yapar?
When men speak of you, they speak of poets, music makers, doctors, scientists.
Allah'ın inayeti nerede? İnsanlar sizin hakkınızda konuştuklarında, şairlerden, bestecilerden, doktorlardan, bilimadamlarından bahsediyor.
FROM THE MAKERS OF GUNFIGHT AT O.K. CORRAL IN MORSE CODE...
Aynı yapımcılardan : MORS ALFABESİYLE GUNFIGHT AT O.K. CORAL
Followed by a swift elevator ride up to our perfumed bedroom, followed by one of the great love-makers any woman encountered.
Ardından, parfüm kokulu yatak odamıza hızlı asansörle ulaşma, ardından da, bir kadının karşılaşabileceği en müthiş aşık. Daha?
Get the garage makers and the rat catchersGet them all to finish!
Garajı yapanların ve fareleri yakalayanların işlerini bitirmelerini sağla!
Because all the other chocolate makers were sending spies dressed as workers to steal Mr. Wonka's secret recipes.
Çünkü diğer bütün çikolatacılar Bay Wonka'nın gizli tariflerini çalmak için işçi kılığında casuslar gönderiyorlardı.
We are the music makers.
Biz müzisyeniz.
You and the rest of your headshrinkers and mummy makers... who endorse this war in army death number, man.
Sen ve diğer psikiyatristler ve mumya yapıcıları... bu savaşta askerdeki ölü sayısını onaylayanlar dostum.
They're trouble makers
Yakında bize problem çıkaracaklar.
The coastline of Zingara an uninterrupted stretch of golden sand, perfect for swimming, water sports and all the leisure facilities demanded by holiday makers from the industrial centres in Europe and the Americas.
Zingara kıyı şeridi. Aralıksız uzayan sapsarı kumuyla, endüstri merkezi Avrupa ve Amerika'dan gelen tatilciler için hem yüzebileceği hem de su sporları yapabileceği dinlenme tesisleriyle de bir o kadar düzenli tatil mekânı.
To the makers personally, all right?
Üreticiyle bizzat görüşeceğim.
- They call those boiler makers.
- Ona kaynatıcı derler.
I think Americans have worked extremely hard... not to see, uh, the criminality, uh, that their officials and their policy makers, uh, have exhibited.
Bence Amerikalılar kendi askerlerinin ve politikacılarının tam manasıyla bir suç işlediklerini ve yakalandıklarını görmemek için gereğinden çok daha fazla çaba sarf etmeye devam ediyorlar.
No, we Addamses prefer to think of ourselves as king-makers.
Avantajlarımız konusunda mütevazi olmalısınız.
The Makers designed us.
Üreticiler.