Maths Çeviri Türkçe
483 parallel translation
There was no maths so we left an hour early.
Matematik dersi boştu, bir saat erken çıktık.
The teacher who taught maths, Gong Ben.
Şu matematik hocası, Gong Ben.
Sartre's hiding in Flaubert, Aragon in maths.
Sartre Flaubert'e, Aragon da matematiğe sığındı.
Do the maths. It'd have taken him six months.
Basit bir hesapla, altı ay sürer.
D'you wanna play football, or d'you wanna do some maths?
Futbol oynamak mı istersin, matematik çalışmak mı?
Yes? Do you like new Maths?
Modern matematiği seviyor musun?
Maths and all this other stuff...
Matematik... iki sayfa ödev...
After higher maths.
Yüksek matematikten sonra.
From 8 to 9 he has maths and then...
Bak, üçüncü sınıfların ders listesi burda.
With a degree in maths and another in astrophysics, it was either that or back to the dole on Monday.
Matematik ve Astrofizik mezunu olarak, ya bu olacaktı ya da pazartesi işsizlik yardımına geri dönecektim.
So, in case your maths is bad, that makes six.
Matematiğiniz kötü olabilir diye diyorum, böylece altı ediyor.
I hope the Emperor has not forgotten... that this is the day for his maths class
Umarım imparator unutmamıştır ki... bugün kendilerinin matematik dersi için ayrılmış bir gün.
The maths doesn't make any sense.
Matematik hesapları anlamsız.
I was always good at maths.
Matematiğim iyidir.
And If I'm right, you've missed maths.
Sanırım matematik dersini de kaçırdınız.
Sorry, the maths teacher kept me.
Pardon, matematik hocası tuttu.
- The maths teacher wants me expelled
- Matematik hocası atılmamı istiyor.
What about maths?
- Ya matematik?
She's behind in spelling and maths.
- Bazı konularda telâffuz ve matematikte geri kalmış. Ama bu yüzeysel bir şey.
So am I when I think of it... which I do most of the time, especially in maths.
Aklıma düştükçe ben de şaşırıyorum neredeyse her zaman da aklıma düşüyor, özellikle de matematik derslerinde.
She wants me to do maths, my mother does... to earn money.
Onun gibi hesap işlerini öğrenmemi, para kazanmamı istiyor.
Oh, extra maths.
Matematik etüdü vardı.
Maths. First and Second year editions.
Matematik, birinci ve ikinci yıl.
We're emaciated. You do the maths.
Hesabı sen yap!
You know what my maths teacher says?
Matematik öğretmenim ne der, bilir misin?
Come on, let's see if they posted the maths final.
Hadi. Matematik sonucunun ilan edilip edilmediğine bakalım.
First thing Fleet Academy looks at is your maths scores.
Uçuş akademisinin ilk baktığı şey matematik notudur.
Solid maths, a little wild on the stick, but a natural.
Düz mantık. Idarede biraz vahşi, fakat doğal.
Oh, I remember Mr T akayama. He taught maths.
Doğru, Bay Takayama matematik profesörüydü.
He was once in medical school, before he went in for maths.
Matematikle uğraşmadan önce tıpla ilgileniyordu.
But in maths I came first.
Ama matematikte birinci geldim.
I didn't understand maths. - She's going to explain it to me
Matematikten anlamıyorum da bana matematik çalıştıracak.
If maths is too difficult,
Eğer matematik zor ise,
I'll have dinner, then test you on your maths
Yemeğimi yiyeyim, sana matematikten sorarım
- l failed in Maths.
- Matematikte basarısız oldum
About so high, perky, good with maths.
Bu boyda. CıvıI cıvıI.
Well, you can do the maths.
Neyse bunları sende yapabilirsin.
... and I've got Mr Swanson for Maths. Do you think that guy ever changed his pants?
Ve bay Swanson'da bana matematik çalıştırıyor.
Yo, where were you in maths class?
Hey, matematik dersinde neredeydin?
She was great at maths.
- Matematikte harikaydı.
She teaches maths and reading.
Matematik ve okuma öğretir.
One of those England girls'players is a maths teacher as well, and she's happily married with a baby!
Bu İngiliz oyuncularından bir tanesi bir matematik öğretmeni ile evli. Ve bir bebeği var.
My teacher used to wonder how I was so good at fucking maths and fuck-all else.
Öğretmenim matematikte nasıl bu kadar iyi olduğumu merak ederdi.
You have your work cut out with maths and French.
Fransızca ve Matematik çalışmaların kötü.
Lisa says she's struggling with her maths.
Lisa matematikte zorlandığını söylüyor.
Teach maths.
Matematik öğretmek.
- How's the maths?
- Matematik nasıl gidiyor?
Based on the maths alone, the Kaiser was right.
Matematiksel olarak Kayzer haklıydı.
As long as Racine portrays men as they are. As long as Sade is prohibited. As long as maths isn't taught in nurseries.
Sol reformlar öneriyor ama Racine insanları olduğu gibi resmettiği sürece Sade yasaklı kaldığı sürece temel matematik bilgilerini yuvadan itibaren vermedikleri sürece ya da Antoine Bourseiller'den on kat daha fazla devlet fonu verildiği sürece bu reformlar kağıt üstünde kalacaktır çünkü ölü bir dile ait bunlar.
- Oh, boy. I knew that maths guy wasn't cool.
Heh, evet.
First-class degree maths and philosophy.
Matematik ve Felsefe'de yüksek notlar.