English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / Matron

Matron Çeviri Türkçe

316 parallel translation
Egbert, I'm going to be matron of honour and we're gonna have the wedding at our house.
Ben de baş nedime olacağım. Düğünü de bizim evde yaparız.
Listen, Matron, I'm Mrs. Kirby.
Dinleyin, ben Bayan Kirby'yim.
- Matron of honor.
- Bayan nedime.
- Matron, remove the witness.
- Tanığı götürün.
- Good evening, General. Ah, Matron.
- İyi akşamlar, General.
- Trouble, Matron?
- Problem mi, Baş Rahibe?
Good heavens, Matron.
Tanrıya şükür Baş hemşire.
Matron, have you ever seen the Indian rope trick?
Baş Rahibe, hiç Hindistanlıların ip numarasını seyrettiniz mi?
One moment, Matron.
Bir saniye, Baş Rahibe.
- Ou est le matron? - Qui?
- Baş hemşire nerede?
What with your matron from the Sà " retà © in her dressing room and that sphinx-like fellow of yours waiting to escort her to the stage, she feels quite important.
Soyunma odasındaki koruma ve sahneye çıkmasına eşlik edecek görevli ona kendini önemli biri gibi hissettiriyor.
The matron's very displeased with me.
Başhemşire benden çok hoşnutsuz.
If hell can rise up in a matron's bones, to flaming youth let virtue be as wax.
Yaşlı bir kadının kurumuş damarlarını böyle azdırıp tutuşturabiliyorsan, bırakalım fazilet, namus balmumuna dönsün coşkun gençliğin elinde.
Well, maybe she was a rich society matron.
Belki de sosyete kadınlardan biridir.
Matron is all you can hope for.
Olacağın tek şey hapishane gardiyanı.
Matron, I've got the oil.
Benzinimiz var.
Thank You, matron.
Çok sağolun.
Thank You, venerable matron.
Sağolun, rahibe.
I'll speak to the matron.
Başrahibeyle konuşabilirim.
Mrs. de Voeux is matron of our hospital.
Bayan de Vouex hastanemizin başhemşiresidir.
One, two, three, four, five hundred and fifty knickers... Ahem, pounds, Matron, and I hope it's only the start.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz elli, pek fazla..... değil ama başlangıç olacağını umuyoruz.
Matron, the truck is here, and Father Doonan!
Kamyon geldi, Peder Doonan da!
- This is Marguerite, our matron.
- Bu Marguerite, idarecimiz.
You met our matron, Marguerite?
İdarecimiz Marguerite'le tanıştın mı?
No. A very well-bred, ladylike, Bostonian matron pinned it on me.
Hayır aslında, asilzade bir hanım çok iyi yetiştirilmiş Boston'lu başhemşirenin birisi bana vurdu.
Matron?
Matron?
- Assistant Matron Shirley Boston, ma'am. - How do you do?
Müdür Yardımcısı Shirley Boston, hanımefendi.
- Matron 1st Class Fanbraid.
- Müdüre - birinci sınıf - Fanbraid.
You see, Matron Fanbraid wants to get married. And so do I.
Müdüre Fanbraid evlenmek istiyor ben de öyle.
- Matron.
- Müdüre.
Back I go behind the bars, matron in uniform once more, no longer Gabrielle or Gabby but simply... a number.
Yine içeri girip hapishane üniforması giyerim, Gabrielle ya Gabby değil yalnızca... bir numara olurum.
I was looking for the Matron.
Başhemşireyi arıyordum da...
Young matron will think she'll look like you if she uses our product.
Üniversite mezunu bir kız. Ürünlerimizi kullanırsa sizin gibi olacağını düşünecektir.
I know if there was a convex mirror up there, 27 ° vertical, 42 ° horizontal, I could see straight into Matron's bedroom!
Orada içbükey bir ayna olsa, 27 ° dikey, 42 ° yatay, hemşirenin yatak odasını görebilirim!
I could steal one of Matron's, couldn't I?
Hemşireninkilerden birini çalabilirim.
I wouldn't want to get Matron into trouble.
Hemşirenin sorun yaşamasını istemem.
Matron?
Başhemşire!
Matron!
Başhemşire!
! Matron!
- Neleri?
Well, matron's ( husmor ) got a smattering.
- Başhemşire çat pat konuşuyor.
She's head nurse but you can be Matron.
Ablan hemşire ama sen de hastabakıcı olabilirsin.
Your Mother, my dears, has consented to give up her writing for a while and to become a matron of my hospital.
Anneniz, bir süre için hikâye yazmaya ara verecek ve benim hastanemde başhemşire olarak çalışacak.
- Well, Matron's got a smattering.
- Hemşire az buçuk biliyor.
And down there was the matron of Mr. Krantz.
Ve orada da Bay Krantz'ın başhemşiresi vardı.
Good. Because I wouldn't count on the support of this giddy little matron.
Güzel, çünkü bunu destekleyeceklerini hiç sanmıyorum.
I can see it now. "Matron slays three in seashore love nest." Headline material.
Görebiliyorum : "Anne üç kişiyi katletti." Manşetlik haber.
He's been to the San and he's in capable hands, but Matron thinks...
Şu anda sağlık evinde ve emin ellerde. Ancak müdüre en kısa zamanda...
Matron!
Matron!
Matron, did you hear me?
Matron, beni duydun mu?
"Spare our beloved matron!"
"Başhemşiremize merhamet"
She wants to see the matron.
Baş hemşireyi görmek istiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]