May i speak to you Çeviri Türkçe
242 parallel translation
Mrs Callahan, may I speak to you just a moment, please?
Bir dakika konuşabilir miyiz lütfen?
May I speak to you a moment, sir?
Sizinle konuşabilir miyim, efendim?
Mr. Matuschek, may I speak to you for a moment?
Bay Matuschek, sizinle bir dakika konuşabilir miyim?
May I speak to you for a moment?
Bir şey söyleyebilir miyim?
Mademoiselle? May I speak to you for a minute?
Matmazel, size bir şey söyleyebilir miyim?
May I speak to you alone, Christine?
Yalnız konuşabilir miyiz?
May I speak to you a moment, Mr. Holmes?
Sizinle bir dakika konuşabilir miyim, Bay Holmes?
Signor Guardi, may I speak to you seriously?
Sinyor Guardi, sizinle ciddi bir konuda konuşabilir miyim?
- May I speak to you for a moment?
- Sizinle biraz konuşabilir miyim?
May I speak to you privately?
Bir dakika. Sizinle özel konuşabilir miyiz?
- May I speak to you?
- Sizinle konuşabilir miyim?
May I speak to you before you go, mrs. Callum?
Bayan Callum, gitmeden önce sizinle biraz konuşabilir miyim?
May I speak to you very truthfully?
Sizinle daha açık konuşabilir miyim?
May I speak to you for a moment?
- Biraz konuşabilir miyiz?
Mr. Everett, may I speak to you?
Bay Everett, biraz konuşabilir miyiz?
Colonel, may I speak to you about something?
Albay sizinle bir şey konuşabilir miyim?
May I speak to you, sir?
Sizinle konuşabilir miyim, efendim?
May I speak to you a moment, sir?
Size bir şey söyleyebilir miyim, efendim?
Señor Chuka, may I speak to you a moment?
Senyor Chuka, sizinle bir dakika konuşabilir miyim?
What is it? - May I speak to you for a minute?
- Sizinle bir dakika konuşabilir miyim?
Doctor, may I speak to you for a moment, please?
- Sizinle biraz konuşabilir miyim?
Captain, may I speak to you a minute?
Kaptan, sizle biraz konuşabilir miyim?
Mr. Shipherd, may I speak to you a minute, please?
Bay Shipherd, sizinle bir dakika konuşabilir miyim lütfen?
May I speak to you privately for a moment?
Sizinle bir saniye özel konuşabilir miyiz?
comrades, may I speak to you?
Yoldaşlar, sizinle konuşabilir miyim?
May I speak to you?
Sizinle konuşabilir miyim?
- May I speak to you a minute?
- Bir dakika görüşebilir miyim?
Reb Tevye, may I speak to you?
Tevye Efendi, sizinle konuşabilir miyim?
Comrade Commander, may I speak to you?
Yoldaş Kumandan, sizinle konuşabilir miyim?
May I speak to you a minute?
Benimle bir dakika konuşur musunuz?
May I speak to you for a moment?
Sizinle biraz konuşabilir miyim?
May I speak to you privately?
Sizinle özel olarak görüşebilir miyim?
- May I speak to you for a moment?
- Seninle konuşabilir miyim?
- Please, may I speak to you?
- Lütfen, sizinle konuşabilir miyim?
May I speak to you over there, please?
Sizinle şurada konuşabilir miyim, lütfen?
- May I speak to you personally?
- Sizinle konuşabilir miyim?
May I speak to you, please, Miss McKenna?
Sizinle konuşabilir miyim Bayan McKenna?
May I speak to you, please?
Sizinle konuşabilir miyim, lütfen?
- May I speak to you, Anjin-san?
- Konuşabilir miyiz Anjin-san?
May I speak to you a moment?
Sizinle bir dakika konusabilir miyiz?
May I speak to you alone?
Yalniz konusabilir miyiz?
- May I speak to you, Miss McGee?
- Konuşabilir miyiz, Bayan McGee?
He would tell you, if I may speak in his place not to crucify yourself on a shadow such as old resentment or impossible loyalties.
Onun adına konuşacak olursam kin veya imkansız sadakat gibi bir kederle kendine cefa verme derdi.
Speak, Florence, so I may say the same thing to you.
Konuşun Florence, böylece aynı şeyleri sizin için söyleyebileyim.
May I speak to you?
Konuşabilir miyiz?
Mr Morlachi, I'd Iike to speak to you for a moment if I may.
Sayın Morlachi, müsadenle kısa bir an seninle konuşmak istiyorum.
Henry, may I speak to you a minute?
Henry, seninle bir dakika konuşabilir miyim?
May I first be permitted to say, and I think I speak for all of us... how pleased we are, Field Marshal Von Rundstedt... that you have been reappointed commander of our forces in the West.
Hepimiz adına konuşuyorum ve söylemek istediğim ilk şey... Mareşal Von Rundstedt'in yeniden Batı birliklerimizin kumandanı bizi, çok memnun etti.
May I please speak to you?
Lütfen sizinle konuşabilir miyim?
Rebecca, may I speak to you in here for a moment?
- Rebecca, seninle burada biraz konuşabilir miyiz?
Mr. Ages, may I please speak to you?
Bay Ages, lütfen sizinle konuşabilirmiyim?