Meat loaf Çeviri Türkçe
371 parallel translation
Well, I bet you could do with a piece of meat loaf, home cooked.
Şey, bir parça rulo köfteye hayır demezsin, ev yapımı.
Didn't even leave a note, just a stale meat loaf in the refrigerator! I went nuts trying to find the laundry where you'd taken my shirts!
Bir ay boyunca gömleklerimi yıkattığın çamaşırhaneyi bulana kadar kafayı yiyordum!
I'll make you a meat loaf tomorrow.
Yarın sana etli ekmek pişireceğim.
Tonight she's cooking me a meat loaf.
Bu gece bana etli ekmek pişirecek.
And take your damn meat loaf with you.
Giderken o lanet olası etli ekmeğini de götür.
If the crew has to eat synthetic meat loaf, I want it to look like turkey.
Mürettebat yapay et yiyecek. Hindi gibi gözükmesini istiyorum.
If you don't like it, he'll make you meat loaf in five minutes.
Beğenmediysen, sana beş dakikada rosto da yapar.
I want to get her recipe for meat loaf.
Rosto tarifi isteyeceğim.
Hey, do you think Mozart goes good with meat loaf?
Rosto ile Mozart nasıl gider ha?
The meat loaf is done!
Rosto hazır!
Tell him to save my meat loaf!
Dua et de rostoya bir şey olmasın!
You go make a meat loaf for four people that come a half-hour late.
Dört kişilik bir rosto hazırla bakalım sonra da yarım saat geç gel.
Meat loaf.
Rosto.
Don't forget to look at my meat loaf.
Rostoma bakmayı unutma.
If you really want to cry, go in the kitchen and look at your meat loaf.
Ağlamak istiyorsan mutfağa git ve rostona bak.
Frances hasn't heard from him since he called to get her recipe for meat loaf.
Frances'in haberi yok. Rosto tarifi için aradığından beri haber almamış.
- Meat loaf with egg.
- Yumurtalı et.
- Meat loaf with egg.
- Bir yumurtalı et.
Meat loaf with egg!
Yumurtalı et mi?
- Guess I should've had the meat loaf.
- Galiba et istemeliydim.
Yeah. Meat loaf, apple pie and a cup of coffee.
Et, elmalı pasta ve bir fincan kahve...
And toast and bacon and, meat loaf, olives, nuts.
Kızarmış ekmek ve pastırmadan köfte ve zeytinden de fazla enerji. Cevizden de.
I will not be threatened by a walking meat loaf!
Yürüyen bir et parçası tarafından tehdit edilemem!
I didn't mean to call you a meat loaf, Jack!
Jack sana et demek istemedim!
Well, it's either Swiss steak, meat loaf...
İsviçre bifteği, köfte...
They need your meat loaf down at the river.
Nehir kıyısında senin etli ekmeğine ihtiyaçları var.
The levee's got a hole in it... and meat loaf's the only thing that can stop it up for a year.
Taşkın seti delinmiş sağlam tıkamak için etli ekmek lazımmış.
Is there any more of that meat loaf left?
O rulo köfteden hiç kaldı mı?
Get my meat loaf!
Bana köfte getir.
That meat loaf was delicious, mom.
Köfte çok lezetli anne.
And that meat loaf sounds so delicious.
Köfteler de çok lezzetli görünüyor.
Delicious meat loaf, kate.
Köfteler çok lezzetli Kate.
A meat loaf, please, with some gravy.
Köfte alabilir miyim?
Meat loaf?
Bir parça et?
Jerry Lee, have some of my meat loaf.
Jerry Lee, biraz köftemden ye.
Meat loaf.
Etli börekler.
I've never had meat loaf this good.
Hiç bu kadar güzel et yememiştim.
Something stinks, and I don't mean... the meat loaf in the cafeteria.
Buralarda kokuşmuş bir şey var ve bu, köfte değil.
You really must do something... about this meat loaf, Larry.
Bu köfte hakkında bir şeyler yapmalısın Larry.
I have to go. This meat loaf is making me sick.
Köfte midemi bulandırıyor.
Okay, who wants meat loaf?
Peki, kim rulo köfte istiyor?
Meat loaf with egg in the middle, sir.
Ortasında yumurta bulunan köfte efendim.
Just bring me that meat loaf.
Sen bana şu eti getir.
It's just a meat loaf, Jane.
Yalnızca kadınbudu köfte, Jane.
To me, it's a lot more than a meat loaf.
Benim için köfteden daha fazlası.
You try playing Willy Loman in front of old farts eating meat loaf!
Rosto yiyen morukların önünde Willy Loman'ı oynamaya çalış.
He told me, "Don't order the meat loaf."
Ve bana dedi ki, "Sakın Köfte sipariş etme."
Milhouse told me my meat loaf sucks.
Milhouse köftelerimin berbat olduğunu söyledi.
A pound of meat and a loaf of bread for a dime.
On kuruşa yarım kilo et, bir ekmek.
A pound of meat and a loaf of...
On kuruşa yarım kilo et, bir...
Sir, I put meat loaf in the ovens.
- Kirk burada.