Meli Çeviri Türkçe
121 parallel translation
Seems to be a strong smell of honey-suckling roses in this car.
AnlaşıIan bu arabada güçIü bir hanımeli kokusu var.
It was a hot afternoon and I can still remember... the smell of honeysuckle all along that street.
Sıcaktı. Sokaktaki çiçek kokularını hatırlıyorum. Hanımeli.
How could I have known that murder can sometimes smell like honeysuckle?
Cinayetle hanımeli arasındaki bağlantıyı nasıl bilecektim.
I could smell that honeysuckle again.
Yine hanımeli kokuyordu.
You know, I swear I can almost smell the honeysuckle blossoms.
Biliyor musunuz, sanki hanımeli çiçeklerinin kokularını bile alabiliyorum.
- Honeysuckle.
- Hanımeli.
Honeysuckle.
- Hanımeli.
Henri, just smell that honeysuckle.
Şu hanımeli kokusunu bir koklasana.
Meli, we managed it wrong.
Meli, biz hatalı davrandık.
Meli, I want you to stay in Firecreek and I want us to say something, bring it out in the open like I wanted to do when you came.
Meli, Firecreek'te kalmanı istiyorum ve tıpkı sen ilk geldiğinde yapmak istediğim gibi bu konuyu herkese ilan etmek istiyorum.
Meli?
Meli?
Meli!
Meli!
You stop hurting Meli!
Meli'yi rahatsız etmeyi kes!
- He was hurting Meli.
- Meli'yi rahatsız ediyordu.
Can you tell us what happened, Meli?
Bize neler olduğunu anlatabilirmisin, Meli?
You go on inside, Meli.
Sen içeri gir, Meli.
I hope you'll call me Meli.
Bana Meli diye hitap etmenizi isterim.
- Just a minute, Meli -
- Bekleyin biraz, Meli...
You know what's wrong with marriage, Meli?
Evliliğin kötü tarafı ne biliyor musun, Meli?
It's for mice, Meli, not for men.
Yani, erkekler için değil, fareler içindir, Meli.
Marriage is for mice, Meli, not men.
Evlilik, erkekler için değil, fareler içindir, Meli.
I swear that's honeysuckle I smell.
- Yemin ederim hanımeli kokusu aldım.
HoneysuckIe rose
# Hanımeli çiçeğim.
It's got to be a full one on the lips, all four lips touching.
Tam bir öpücük olmalý. Dudaktan. Dört dudak da birbirine deðmeli.
Oh, it's the sound of the surf pounding against the shore, the smell of honeysuckle on a warm summer night, the taste of a vintage Chateauneuf du Pape, fire-red fingernails dancing through your chest hair... a black lace teddy straining against its fleshy cargo.
Kıyıya vuran dalgaların sesi, sıcak bir yaz gecesinde hanımeli kokusu Chateau Neuf Du Pape'ın lezzeti göğüs kılların arasında dolaşan ateş kırmızısı tırnaklar siyah dantelli bir gecelik ve o geceliği dolduran bedene yaslanmak...
Turn over and I'll apply some honeysuckle lotion.
Ters dönün ve hanımeli losyonu uygulayayım.
IT'S HONEYSUCKLE.
- Beğendiniz mi? Hanımeli kokusu.
Amber... a drop of musk... honeysuckle...
Kehribar... bir damla misk hanımeli...
A little rosewater... a drop of musk... honeysuckle...
Biraz gülsuyu bir damla misk hanımeli...
"F" This and "F" That.
Şunu "S" meli, bunu "S" meli.
Artie Shaw, "Honeysuckle Jump."
Artie Shaw, "Hanımeli Atlayışı"
That was Artie Shaw, "Honeysuckle Jump."
Evet, Artie Shaw, "Hanımeli Atlayışı."
This is where they found the gun, hidden in some honeysuckle vines.
Silahı işte tam burada buldular. Hanımeli çiçekleri altında saklanmıştı.
She rented it from this lovely rhubarb farmer for just $ 50 a month and she covered it in honeysuckle, and she planted hundreds of wildflowers and she moved out of her wicked aunt's house and she finally got her freedom.
Bu kulübeyi bir çiftçiden aylık 50 Dolara kiralamış. Onun etrafına hanımeli ve kır çiçekleri ekmiş. Ve kötü teyzesinin evinden taşınıp nihayet özgürlüğüne kavuşmuş.
This work must be seen on the stage. And I...
Bu çalışma sahnede... izlen-meli -.
Honeysuckle network, Net Two.
Hanımeli Ağı, Şebeke 2.
The rest will go to a demodulator at Honeysuckle Creek.
Gerisi Hanımeli Körfezi'ndeki demodülatöre gidecek.
The other facilities, North West Cape and Honeysuckle Creek... also have voice and telemetry?
Diğer tesislerin, Kuzeybatı Cape ve Hanımeli Körfezi'nin de ses bağlantısı ve uzaktan ölçümü var, değil mi? - Evet, var.
Must be crossed line from Honeysuckle Creek.
Hanımeli Körfezi'ndeki hat ile çakışmış olmalı.
How could I have known that murder can sometimes smell like honeysuckle?
Cesetlerin bazen hanımeli gibi koktuğu kimin aklına gelir?
Thank you, Meli.
Teşekkürler, Meli.
When we lift a heart with goodness or lend a helping hand
İyilik dolu bir kalp taşıdığımızda, veya yardımeli uzatan bir el
Honeysuckle, Dewdrop.
Hanımeli, Çiy Tanesi.
Honeysuckle?
Hanımeli mi?
I'm crazy for you, Afitap!
Of Afitap of! Yaktın beni Afitap! # Menekşe, lale, hanımeli
Okay, I'll take 25 of the honeysuckle incense cones... they'll keep me healthy for next week.
25 tane hanımeli tütsüsü alacağım gelecek hafta zinde olmak için.
I hope he's sharing a cell with a big smiley bloke called Honeysuckle.
Umarım hücresini hanımeli adında sırıtan koca bir herifle paylaşıyordur.
Τhe honeysuckle tea worked marvelously.
Hanımeli çayı işe yaradı.
Honeysuckle tea is good for fevers.
Hanımeli çayı yüksek ateş için iyidir.
Τhe honeysuckle tea you gave me earlier...
Daha önce bana verdiğin hanımeli çayı...
I can still remember the smell of honeysuckle all along that street.
Sokak boyunca yayılan hanımeli kokusunu hâlâ alabiliyorum.